Rusya’nın Ukrayna işgalinde 17 günü geride bıraktık. Rus orduları Ukrayna’ya II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sının temel savaş doktrini olan Blitzkrieg (yıldırım harbi) benzeri bir strateji ile saldırıyor. Birleşmiş Milletler 2.5 milyondan fazla Ukraynalı mültecinin komşu ülkelere geçtiğini açıklarken savaşın insani boyutu da derinleşiyor.

Son olarak şehirleri herhangi bir hedef gözetmeksizin bombaladığı uydu görüntülerinden anlaşılan Rusya Ukrayna'nın liman kenti Mariupol'daki çocuk hastanesini hedef aldı. Onlarca hamile kadın ve çocuk yaralandı. Bu ortamda Türkiye Antalya Diplomasi Forumu’nda Rus ve Ukraynalı Dışişleri Bakanlarının katılımı ile değerli bir masa kurdu. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası ilk üst düzey görüşme olma özelliği taşıyan görüşme bir sonuç çıkmasının ötesinde Türkiye’nin uluslararası kamu diplomasisinde son dönemde attığı en önemli adımlardan biri olması açısından da önemliydi.

Muhalefetin savaş dönemi sınavı

Ana muhalefet partisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun birkaç aydır çoğu görüşmesi kapalı kapılar ardında gerçekleşen “Helalleşme” hareketi halkın içerisinde ciddi bir karşılık bulmuş görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun kapı kapı helalleşme ziyaretleri yaptığını açıkladığı ve 28 Şubat mağdurları ile buluşması samimiyet göstergesi oldu. Aynı buluşmada yaptığı Sivas, Maraş katliamları ile Roboski vurgusu ise dikkat çekti. Bu buluşmalar ana akımdaki savaş gündeminden yeterince yer alamamış olsa da siyasal iletişimin ana mecraları haline gelen TikTok, Twitter ve Instagram’da oldukça geniş kitlelere ulaştı.

Ana muhalefetin aklından çıkarmaması gereken bir başka detay ise iktidarın hemen yanı başımızdaki savaşa karşı insani yaklaşım stratejisi ve halka güven verecek tondaki açıklamaları. Uzun zaman sonra iktidarın dış politika kaynakları güven endeksinin hızlıca artmasına ve oy dengesini iktidar lehine çevirebilecek bu ortak akıl politikasına bir yanda dururken muhalefet ise bir fırsat yakaladı. Muhalefetin geçmişte milli meselelere karşı duruşu uzun zamandır düzeltmesi gereken bir eleştiri konusu.

Daha önce Diyarbakır programı ertelenen Kemal Kılıçdaroğlu, kente gelişinde yüzlerce araçlık bir konvoy ile karşılanarak büyük ses getirdi. Diyarbakır programı boyunca yaptığı helalleşme iletişiminde ise henüz yansıması olmayan Demirtaş ailesine yapacağı haberi üzerinden gündeme geldi. Oldukça kalabalık bir basın grubu ile hareket eden Kılıçdaroğlu bölgede CHP’nin doksanların başındaki konumuna gelmesi için kişisel olarak büyük bir emek veriyor.

Kılıçdaroğlu, Diyarbakır programında ayrıca basın mensuplarının sorusu üzerine Bayraktar ailesinin yerli ve milli SİHA ve İHA’lara verdiği emeğe bizzat şahidi olduğunu bu milli projeyi desteklediğini söyledi. “SİHA'ların yapıldığı fabrikayı Erdoğan'dan önce gezmiş, baba oğul Bayraktarları Erdoğan'dan önce desteklemiş biriyim” diyerek “Engeller çıkarıldığından bahsetmişlerdi ve ben de burada güzel işler yapılıyor diyerek engelleri aşmaları için destek verdim.” Diyerek sözlerine devam etti. Bu açıklama Teknofest’e desteğini bir anda çeken İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve başkanı Ekrem İmamoğlu’na da bir mesaj niteliği taşıyor mu zaman gösterecek.

Muhalefet savaş gündemi içerisinde son olarak altı liderin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni imzalandığı etkinlikte gündeme gelmeyi başardı. İyi planlanmamış dağınık bir organizasyon görüntüsü veren törenden sonra liderlerin kapıda kendilerini bekleyen ve bahşiş isteyen davul zurnacı ile uğurlanmaları ise tarihi anlardan biriydi. Normal zamanda bu görüntüler viral olurdu.

Muhalefet partilerinin son görünümü son birlikte katıldıkları etkinlikteki gibi oldukça dağınık. Savaş gündemi içerisinde zam, pahalılık ve diğer tüm olumsuzluklara rağmen ülkeyi yönetme avantajını elinde bulunduran iktidar bu avantanjını yeni oylara dönüştürebilecek mi hep beraber göreceğiz.