"Devletler nasıl ayakta kalır?" sorusuna güzel örneklerden biri hiç şüphesiz Birleşik Krallık. Birleşik Krallık bugün bile yoğun olarak eleştirilen bir çoğumuza karmaşık yönetim yapısını sürdürülebilir kılmak için, yani imparatorluğu yaşatabilmek için Brexit’i göze almış bir yapı.

1952'de 26 yaşındayken tahta geçen Kraliçe 2. Elizabeth, 6 Şubat'ta tahtta tam 70 yılı geride bıraktı. Netflix’in 2016’da ilk sezonunu yayınladığı bol Emmy ve Altın Küreli dizisi The Crown dizisini halen izlemediyseniz izlemenizi mutlaka öneririm. Tarih ve entrika türünü sevenlerin olduğu kadar bizim gibi siyasal iletişim üzerine çalışanlar içinde güzel detayların olduğu bir başyapıt.

Kraliçe 2. Elizabeth tam adıyla Elizabeth Alexandra Mary Windsor halen hazırda İngiliz Milletler Topluluğu üyesi elli dört ülkeden on dördünün kraliçesi. Artık Birleşik Krallık dışındaki ülkeler için çok sembolik olsada 70 yıllık hükümdarlığı sırasında dünyanın değişimine paralel olarak uyguladığı kamu diplomasisi ve ticari politikalar ile ülkesinin etki alanını genişletti.

70. YIL AMA NASIL?

Birleşik Krallık’ta Kraliçe 2. Elizabeth'ten önce en fazla tahtta kalan monark, 63 yılla Kraliçe Victoria'ydı. İngiliz tarihinin dönüm noktalarından biri olarak Kraliçe Victoria dönemi kabul edilse de özellikle sanayi devrimi ve ikinci dünya savaşı sonrası dünyanın değişimine denk gelen bir hikâyeye tanıklık ettiğimizi söyleyebiliriz. 70 yılın içerisinde kitle iletişim araçlarının konvansiyonel olarak kullanımının genişlemesi ile birlikte iletişim alanında bir çok ilki gerçekleştiren devlet başkanı olan Kraliçe’nin yıllar içerisinde yakın ekibinin görev süreleri ve bir çok sebepten değiştiğini biliyoruz. Sistemin tüm krizlere karşı sürekliliğini sağlamasını ise “devlet aklı” ve “devlet geleneği”nin kişiler üstü olmasına bağlayabiliriz. Osmanlı İmparatorluğunun gerekli gereksiz her mirasına sahip çıkıp, şu “devlet aklı” ve “devlet geleneği”ne sahip çıkmamamızı, hatta günlük politik tartışmalara kurban ettiğimizi düşünürsek oldukça acı bir tabloya baktığımızı da söyleyebiliriz.

BBC verilerine göre, Kraliçe 2. Elizabeth 14 Başbakan ile çalışmış, görev yıldönümlerinde 100 bin üzerinde mektup almış, Britanyalıların %31'i Kraliçe'yi gördüğünü veya kendisiyle tanıştığını söylemiş. Bu 70 yıllık sürede 1,5 milyon kişi Kraliçe'nin kır partilerine katılmış ve kraliçeye iki Ayı ve bir Armadillo canlısı bile hediye edilmiş bu yıllar içerisinde. 23 ayrı Madame Tussauds müzesinde balmumu heykeli olan Kraliçe gerçek bir pazarlama dünyası ikonu aynı zamanda.

NASIL AYAKTA KALINIR?

"Devletler nasıl ayakta kalır?" sorusuna güzel örneklerden biri hiç şüphesiz Birleşik Krallık. Birleşik Krallık bugün bile yoğun olarak eleştirilen bir çoğumuza karmaşık yönetim yapısını sürdürülebilir kılmak için, yani imparatorluğu yaşatabilmek için Brexit’i göze almış bir yapı. Bu süre içerisinde ise kurumlarını günün şartlarına ve geleceğe hazırlamayı ihmal etmemiş bir devlet aklına da sahip. Bugün Türkiye’nin belki iki ülke tarihinin en yakın stratejik ortaklıklarından birini kuran İngiltere sadece ekonomik olarak değil önümüzdeki yıllarda önemi çok daha artacak kendi güvenlik yapısını da kuruyor.

Türkiye’nin bu konuda en büyük şanslarından biri ise daha önce başka bir yazımızda kulaklarını çınlattığımız İngiltere'nin eski Ankara büyükelçisi Richard Moore . 112 yıllık Birleşik Kralık’ın dış istihbarat teşkilatı MI6'nın kamuoyuna açıkça tanıtılan ilk başkanı olarak Kamu Diplomasisinin tek etki alanının Turizm, Ekonomi, Siyaset olmadığını bize ispatlıyor.