Son günlerde iktidar da muhalefet de Z kuşağına dönük yeni siyasal iletişim hamlelerini denemekte. Siyaset dünyası, daha önce direkt iletişim yapmaya çok fazla ihtiyaç duymadıkları bu kuşağın temsilcisi gençlerin önemini her geçen gün biraz daha farkına varıyor. Önümüzdeki seçimlerde bu kuşağın altı milyonun üzerinde yeni bir oy potansiyeline ulaşmış olduğu gerçeği karşımızda.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe hitabesinde gençliğe verdiği “cumhuriyete sahip çıkma” görevinin öneminin arttığı zamanlardayız. Hitabede geçen “Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir” kısmını da ülkece hep beraber yaşadığımız bir dönemdeyiz. Üst kuşakların zannettiğinin aksine Z kuşağı bireyleri her şeyin farkında. Zamanı geldiğinde en demokratik hakları olan oylarını ne yönde olursa olsun kullanarak bu ülkeye sahip çıkacaklarına dair hiçbir şüphem yok.

Z KUŞAĞININ MARUZ KALDIKLARI

Z kuşağının en çok bulunduğu mecralar olarak öne çıkan Twitch ve Tiktok gibi uygulamalar içerisinde üretilen içeriklerin erişim oranlarına baktığımızda politikacıların her marka gibi o mecralarda da olma isteği daha anlaşılır hale geliyor. Son dönemde gündemi kasıp kavuran Youtube videolarının Z kuşağı üzerinde etki alanının sanılandan kat ve kat fazla olması gerçeği de bize “içinde bulunduğumuz dünyanın farkında mıyız?” sorusunu karşımıza çıkardı.

Bu konuda uzun süredir Z kuşağı üzerine çalışan gazeteci Önder Abay’ın dolaşımda olan videoların yayılma analizi ise tüyler ürpertici. Abay; “Sedat Peker’in ifşa videoları Tiktok’ta 250 milyon görüntülenmeyi geçti. Twitter ahalisi anlatılan şeyleri zaten tahmin ediyordu. Ama Tiktok demek Anadolu demek, arka mahalle, köy, kasaba, mezra demek. Daha önce sesimizi duymayan duysa bile kulak asmayanlar demek. Yıkıcı güç demek” diye yazdı. (Bu yayılım 500 milyon görüntülemeyi geçmiş durumda.) Bu değerlendirmenin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor bayramımıza denk gelmiş olması ne acı bir tesadüf. Siyasetin konunun bu tarafını görmesi Z kuşağının her gün bu mecralarda nelere maruz kaldığının farkına varması öncelikler arasında mutlaka olmalı.

DOĞRU VE YANLIŞ ÖRNEK

Mevcut siyasiler ne yapıyor diye baktığımızda, örneğin, AK Parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son olarak 19 Mayıs ve öncesinde ramazan ayı içerisinde Z kuşağı gençleri ile bir araya geldiğini görüyoruz. Ancak mecra kullanımı Twitter, Facebook ve Instagram ile klasik kitle iletişim araçları ile sınırlı. Doğal olarak Z kuşağı ile bir araya gelirken aslında onların olmadığı ya da sınırlı olduğu mecralarda olması ciddi bir iletişim stratejisi hatası olarak karşımıza çıkıyor.

Buna karşın ana muhalefet lideri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise yine yaratıcıları Y ve Z kuşağından oluşan 140Journos’un iki milyon üzerinde bir görüntülemeye ulaşmış “cehape zihniyeti” videosu ile karşımızda. Yine üç milyon üzerinde izlenen 140Journos’un bir önceki “tarih tekerrür” videosunun altında da gençlerin yoğun yorumlarını görmeniz mümkün. Bu arada Kemal Bey’in Ramazan bayramı öncesi eşi ile patatesli börek paylaşımı da ciddi bir ivme yakaladı.

TWİTCH’TE Z KUŞAĞINI KEŞFEDEN SİYASİLER

Kullanıcılarının büyük çoğunluğunu Z kuşağının oluşturduğu Twitch’te ise karşımıza ilk çıkan siyasi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olmuştu. Anlık iki yüz bin izleyiciye ulaşan yayında gençlerle samimi bir sohbet yapılmıştı. Yavaş uzun süre gündemde kalan yayında kendisini bu gençlere anlatma fırsatı yakalamıştı. 19 Mayıs’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yine özel bir Twitch yayınına katılmış ve ses getirmişti.

Canlı Twitch yayınına katılan ilk parti genel başkanı ise Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Yayıncı Jahrein’in Twitter üzerinden laf atmasına samimi bir yanıt veren Kılıçdaroğlu’nun yayını ise anlık üç yüz yirmi bin izleyiciye ulaşarak Twitch tarihine geçti. Siyasal iletişim literatürüne de ilerleyen zamanlarda girecek yayın bir milyon yedi yüz bin üzerinde izlenmeye yirmi dört saat geçmeden ulaştı. Bayramda patatesli börek üzerine gelen Twitch yayını Kemal Kılıçdaroğlu’nu Z kuşağı gözünde oldukça ulaşılabilir kıldığı ise bir gerçek. “Sizi bu boomer’lardan kurtaracağım” kuşak özeleştirisi ise daha uzun süre konuşulacağa benziyor.

Z KUŞAĞINA ULAŞMAK MÜMKÜN MÜ?

Sadece çevresel gözlemlerimizin dışında yapılan tüm araştırmalar da gösteriyor ki Z kuşağına ulaşmak onları dinleyerek ve çözüm önerileri konuşarak mümkün. Birçok partinin seçimler öncesi aklından çıkarmaması gereken tek şey “Z kuşağına ulaşmak ya da ulaşmamak, işte bütün mesele bu” sözü olmalı belki de. Sözün özü yapılan son iletişim stratejilerinin çıktıları olan hamleler mecralarda olumlu/olumsuz hızla karşılık buluyor. Uzun süre bu konu üzerine konuşmaya devam edeceğiz. Bu kuşak ülkesinden umudu kesmediği sürece bizim de ülkemize dair umutlarımız hep taze olacak. Siyasal iletişimcilerin önünde gazete ilanı tasarlamanın ötesinde bir dünya var. Artık bu dünyanın farkına varılmasını dilerim.