Türkiye Süper Ligi'nde 3. haftayı geride bıraktık. Şimdi 2 haftalık bir milli maç arasına giriyoruz. Bu 3 haftalık süreçte en çok dikkatimi çeken iki takım Fenerbahçe ve Trabzonspor oldu. Tabi bir de TFF'nin saçma sapan yerli yabancı kuralı.

TFF'nin bu kuralını TFF bile anlamış değil. 8+3 kuralı birçok takımı ve hocayı zor durumda bırakıyor. Bu hafta ise Beşiktaş bu kuraldan dolayı az daha 3 puanı kaybediyordu. Beşiktaş'ta Salih kırmızı kart gördükten sonra Beşiktaş yönetimi 4. hakeme soruyor. 4. hakem ise parmakları ile 3 işareti yaparak sahada en az 3 yerli oyuncunun olması gerektiğini söylüyor. Bunun üzerine Sergen Yalçın da yeni transfer Alex'i çıkartarak Necip'i oyuna alıyor. Sergen maçtan sonra yaptığı açıklamada 4. hakemin kendilerine bunu söylediğini belirtiyor. Burada çok sıkıntılı 2 durum var.

Bir tanesi Beşiktaş teknik yönetiminde bu kuralı bilen yok. İkincisi ise 4. hakem bu kuralı bilmiyor. Çünkü TFF'nin yeni saçma sapan sisteminde diyor ki;"sahada en fazla 8 yabancı oyuncu oynatılabilir" yani sahada en az 3 Türk oyuncu oynatılabilir gibi bir kural yok. Dolayısıyla orada hem 4. hakem hem de Beşiktaş teknik yönetimi bu kuralı bilmiyor. Eminim sorun Nihat Özdemir'e o da bilmiyordur. Her neyse bu kuralı çok eleştirdim, şimdi gelelim olayın başka ilginç noktasına. Diyelim ki Beşiktaş teknik yönetimi bu kuralı bilmiyor ve yanlış oyuncu oyuna sokacak. 4. Hakem niye müdahale ediyor.

4. Hakemin burada müdahale etme gibi bir yetkisi yok. Belki Beşiktaş yanlış yapacak ve 3-0 hükmen yenilecek. Daha önceki yıllarda örneklerini biliyoruz. O zamanlarda hakemler müdahale etmiyor. Şimdi bu 4. hakem niye kendisine sorumluluk yükleyip böyle bir yönlendirme içine giriyor. Burada da çok ciddi bir sıkıntı var. MHK'nın bu hakemi de uyarması gerekiyor. Hakemler hiçbir takıma avantaj ya da dezavantaj sağlayacak bir pozisyona girmemelidir.

Bir kez daha bu vesileyle şunu söylemem gerekiyor. Nihat Özdemir ve yönetimi Türkiye futbolundan ellerini çekmelidir. Nihat Özdemir ve yönetimi Türkiye futboluna zarar dışında hiçbir şey verememektedir. Kulüpler, başkanlar, teknik direktörlerin karşı olduğu bir kuralı hangi akla hizmet Türkiye'ye dayatmaktadır anlamış değilim.

Şimdi gelelim 3 haftalık süreçte takımların performanslarına. Bu 3 haftalık dönemde en iyi performas gösteren takım Pereira'nın takımı Fenerbahçe oldu. Fenerbahçe yeni sezonda çıktığı 5 resmi maçta 5 galibiyet aldı. Ligde 3'te 3 yaptı ve hiç gol yemedi. Sezon başında Pereira'yı yerden yere vuranlar şimdi birazcık utanır mı, yüzleri kızarır mı göreceğiz. Pereira'nın oluşturduğu 3-4-3 sisteminde çok iyi bir defansif anlayış var. 4'lünün sağ ve sol kanatlarında oynayan Ferdi ve Osayi ise beklenenden daha iyi performans gösteriyor. Pereira bir de hiçkimsenin beklemediği oyuncular kazandırdı.

Onların başında ise 20 yaşındaki Muhammet geliyor. Eğer Fenerbahçe bir de iyi bir forvet transfer edebilirse ligde şampiyonluğun en büyük adayı ve UEFA Avrupa Ligi'nde de şampiyonluk için yarışabilir. Bu süreçte algı oyunlarına çok dikkat etmek gerekir. Her sene olduğu gibi bu sene de önümüzdeki haftadan itibaren Erman Toroğlu ve hıncal Uluç'un başını çektiği bir algı ekibi devreye girebilir. Yine "Beşiktaş ve Galatasaray boşuna oynuyor bu sene Fenerbahçe'yi şampiyon yapacaklar" gibi yorumlar gelecek. Bu yorumlara karşı Ali Koç ve yönetiminin uyanık olması gerekiyor. Mesut Özil neden yedek kalıyor diye bir tartışma başlatılıyor. Evet herkes yedek kalabilir. Mesut Özil de bu performansı ile 11'e giremez. Gerekiyorsa gönderilebilir. Bu yoğun ve yorucu sürecin ardından 2 haftalık milli maç arasında Fenerbahçe'nin mental olarak iyi dinlenmesi gerekiyor ve kadronun son halini de vermesi gerekiyor.

Ligin bir diğer öne çıkan takımı ise Trabzonspor. Trabzonspor da Avrupa'nın önemli kulüplerinden önemli transferler yaptı. Abdullah Avcı da bu sene çok konsantre olmuş durumda. Trabzonspor'un Konferans liginden elenmesi de Trabzonspor için bir avantaj. Bu avantajı iyi değerlendirebilirse ve tabi taraftarlar da sabırlı olabilirlerse Trabzonspor bu sene şampiyonluk yarışının içinde kalabilir.

Son olarak Adana Demirspor ve Samet Aybaba ayrılığına ilişkin de birkaç şey yazayım. Adana Demirspor yeni Süper Lig'e çıktı. Yeni bir yapılanmaya gitti. Birçok transfer yaptı. Bu yeni yapılanma ve yeni transferlerin belli bir uyum içinde olması için zaman lazım. Adana Demirspor ilk 3 haftada 2 beraberlik bir mağlubiyet aldı. O mağlubiyeti de ligin en iyi takımı Fenerbahçe'ye karşı aldı. Bence yeni bir takıma göre bu performans iyi. Ama nedense 3. haftada Samet Aybaba gönderildi. Televizyonlara bağlanan başkan Murat Sancak, "Baloteli gibi bir oyuncuyu nasıl 60. dakikada oyundan alıyorsunuz" diyerek Samet Aybaba'nın gidişine ilişkin ipuçları verdi. Bence Adana Demirspor'da en başarısız kişi Samet Aybaba değil Murat Sancak'tır. Murat Sancak verdiği bu röportaj ile yeni gelecek hocaya da mesaj veriyor. Şimdi gelecek hangi hoca Baloteli'yi 60'ta oyundan çıkarabilir ki? Baloteli de artık hiçbir hocanın kendisini 60'ta oyundan çıkaramayacağını bizzat başkanın ağzından duydu. Bu çok yanlış bir hamle oldu. Bu hamle ile Adana Demirspor küme düşmenin de önünü açmış oldu. Artık hiçkimse Baloteli ve Belhanda gibi oyuncuları zapt edemez.

İlk 3 haftada yine bazı takımlar hocaları ile yollarını ayırmaya başladı. Hepsinin de bahanesi aynı. Hazır bu milli maç arasına girmişken TFF yönetimi ve Nihat Özdemir de gidebilir.