181221-nemstova-vladimir-putin-ukraine-hero_d3nclv

Dünyaya gelirken, çoğu şeyin kontrolümüz dışında olmasını kabul edeli çok oldu; ama kontrolümüz dışındaki parametrelerin hayatımızı bu kadar etkilemesi, bu oyunu çok adaletsiz ve zaman zaman da anlamsız kılıyor. “Coğrafya kaderdir” sözünün belki de en sık sarf edildiği ülkedeyiz. Bugünlerdeyse, başka bir coğrafyanın, başka bir milletin insanları için kader oluşunu izliyoruz. Tüm dünya, Rusya’yı ve Rusları dünyadan soyutlarken; savaş karşıtı Rus vatandaşlar nefes alamaz halde. Gazeteciler ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor, kültür sanat dünyasında da durum malum.

24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna işgalinden beri, en az 150 gazetecinin Rusya’yı terk ettiği tahmin ediliyor. Fayn Studio, işgal sonrası Rusya’yı terk etmek zorunda kalan 4 gazeteci ile röportaj gerçekleştirmiş. Rusya’daki ana bağımsız medya kuruluşu olan Rain TV’de gazetecilik yapan Dima Varlamov, savaşın başında normal gazetecilik yaptıklarını, işgali hem Rusya hem de Ukrayna açısından ele aldıklarını, yayınlarının 6. gününde Rus otoritelerinden yaptıkları yayının radikal olduğunu ve yalan haber ürettiklerini söyleyen bir döküman aldıklarını anlatıyor. Mart başında web siteleri kapanıyor ve hemen hemen tüm ekip, Rusya’dan ayrılma zamanı olduğunu anlıyor.

Hızlıca Rusya’daki durumu hatırlayalım. Putin savaş karşıtlarına “vatan haini” diyor. Protestonun cezası 15 yıl hapis, sahte haberin de öyle. Rus hükümetinin çıkardığı yasa ile, bir haberin sahte olup olmadığını belirleyen şey kendi kararları. Zaten Rusya’da savaş demek yasak, o da 15 yılla yargılanmak demek; bunun adı “özel operasyon”. Artık durum öyle bir noktada ki, havaalanı, istasyon gibi alanlarda polisler insanların telefonlarını kontrol ediyorlar. Facebook ve Instagram kullanmak, terör örgütüne destek gibi algılanabiliyor.

Moskova’da reklam ajansı olan ve savaşın başında ülkeden ayrılan Rus bir arkadaşım var. Açıkçası, en başta neden bu kadar acele ettiklerini anlamamıştım. İtiraf etmem gerekirse, “Nato’nun Rusya’ya saldırma ihtimali bile yok; Rus medyası yüzünden manipüle oluyorlar” diye düşünmüştüm. Ülkeden ayrıldıktan sonra konuşma fırsatımız olunca anladım ki; tüm korkuları en başından beri kendi hükümetleriyle karşı karşıya gelmekmiş. Savaşın başından bu yana tecrübe ettiklerini dinledim. İlk iki hafta hem Rus vatandaşlara hem de sosyal medyasını yönettikleri tüm markalara, dünyanın her yerinden nefret söylemleri yağmış, direk mesajlarla ceset fotoğrafları atılmaya kadar da gitmiş. Hatta çalıştıkları bir kahvecinin kasası hack’lenmiş ve günlerce her fişin üzerinde 100 kez “no war” yazılı şekilde fiş çıkmış. Açıkçası bunun yaratıcı bir eylem yöntemi olduğunu düşünüyorum, tek sorun işletmelerin en küçük savaş karşıtı yorumlarının milyonlarca rubleye ve 15 yıl hapse mal olması. Meta ürünleri üzerinde şu anda Rusya bölgesine reklam verilemiyor, aynı şekilde bir broşür bastıracaksanız, Instagram logosuna yer vermek de 15 yıl hapis demek. Youtube ve Spotify, Rus kullanıcıları üyelikten çıkardı. Netflix’e de artık ulaşılamıyor.

Instagram kapanacağı için ağlayan influencer videosunu ve ne kadar dalga geçildiğini hatırlarsınız. Durum aslında pek de gülünecek gibi değil; hatta yaratıcı endüstri için oldukça vahim. İçerik üreticilerinin, senelerce yatırım yaptıkları bu platformlardan gelir elde etme şansları kalmadı. Birçoğunun ana gelir kalemlerinin bu olduğunu da unutmayalım. VPN ile sosyal medyaya erişim mümkün, ancak VPN’ler her gün engelleniyor ve yeni servis bulmak zorunda kalıyorlar. Kaldı ki, erişim olsa dahi, platformlardan ödeme alma şansları yok. Bu da birçok Rus vatandaşı, Rusların kendi Facebook’u olan VK’ya itiyor. Her gün bir uygulama, bir mağaza daha kapanıyor. Booking.com, airbnb, skyscanner teker teker yaptırım uyguluyor; her sabah yeni bir maceraya uyanılıyor. Online oyunlar dahi Rusya’dan çıkmış. Rusya’da yaşayan başka bir arkadaşım diyor ki, komşularının küçük çocuğu isyandaymış; “Bunun Putin’le ne ilgisi var, bizimle bile uğraşıyorlar!” diye.

Rusya’da uzun zamandır expat olarak yaşayan bir arkadaşım ile görüştüm. Yorumları benim için aydınlatıcı oldu. Dünyanın yaptırımları, Rusları yalnız bırakması ve Avrupa’nın faşist yaklaşımıyla, Rusya’da Putin’i desteklemeye başlayan ciddi bir kesim olduğunu söylüyor. Sosyal medya platformlarının yasaklanması ya da tek tek ülkeden çıkmasıyla, bilgiye ulaşım Rus medyasından mümkün oluyor. Zaten Rusya’nın özgür basını yasakladığını biliyoruz; şu anda öyle bir algı yaratılıyor ki, adeta Ukrayna kendi kendine olayı büyütüyor gibi gösteriliyor. Yani bu yaptırımlar Rusya’yı ekonomik anlamda çaresiz bırakmak için yapılmış olsa da; Rus halkının Putin’e mecbur kalmasına neden oluyor. Muhalif kesimin çoğu çoktan ülkeyi terk ettiği için de artık protestoların büyümesi pek mümkün görünmüyor.

Kültür sanat dünyasında yaşananlardan bir örnekle bahsetmek isterim. Pandemi döneminde yıldızı parlayan, dünyaca ünlü fotoğrafçı Karman Verdi’nin hikayesini dinledim. Karman, aslen Rus bile değil. Kuzey Osetya-Alania’da doğup büyümüş, Rusya’da azınlık bir grup olan Oset’lerden. Yaratıcı endüstride farklı işler yaptıktan sonra fotoğrafa merak salıyor. İyi de gidiyor, ancak birden tüm dünyada tanınması, pandemi döneminde projeksiyon ile oluşturduğu “self izolasyon” kompozisyonlarıyla oluyor. Instagram’da 30 bin takipçisi varken, seriye başlıyor ve ertesi gün yüzlerce mesaj ve röportaj talebiyle uyanıyor. Ana haberlere çıkıyor, NBC Saturday Night Live’de projesi anlatılıyor. Ünlü Hollywood aktrisleri, yönetmenler, yazarlar Karman’ı takibe alıyor; mesajlar atıyor. Rüya gibi bir şey yaşamaya başlıyor. Fırsatlar çıkmaya devam ediyor, savaştan 1-2 ay önce New York’lu ünlü bir galeri sahibi Karman ile iletişime geçiyor. İtalya’da olacak bir sergide Karman’ın da eserlerini sergilemek istiyorlar. Anlaşma yapılıyor, sözleşiyorlar. Savaş çıktığı andan itibaren, bu küratör Karman’ın mesajlarına dönmemeye başlıyor, telefonlarına çıkmıyor. Hatta en son hiçbir bilgi vermeden blokluyor.

Karman bağımsız bir fotoğraf sanatçısı ve kendisinin savaşla hiçbir ilgisi yok. Hatta, belki de başını derde sokmamak için bu özel operasyonla bir ilgisi yok demeliyiz. Dünyanın birçok yerinde, Rus sanatçılar, politik görüşleri önemsenmeksizin, kültür sanat dünyasından soyutlanıyor ve emekleri hiçe sayılıyor. Oysaki, Rusya’da sanatçı olmak muhalif bir politikacı ya da gazeteci olmak kadar riskli. Yakın zamanda, bir kadın ressam, yaptığı modern, soyut vajina resimleri yüzünden pornografi yaymakla yargılanmıştı. Resimlerin feminist bir duruşları vardı, ancak pornografiyle uzaktan yakından alakaları yoktu.

Rusya’dan ayrılanlar, evlerine dönmeye korkuyor; çünkü bir daha çıkışın olmayabileceğini hissediyorlar. Öte yandan, bu soyutlanma durumu Rus hükümeti için de bir fırsat gibi görünüyor. Yazılım odaklı girişimler için vergi muafiyetleri, destek paketleri çoktan açıklandı. Meta ve diğer platformların Rusya’dan çıkmasını, Rus hükümeti teknolojik bağımsızlık adı altında, daha manipülatif bir sosyal medya için kullanıyor.

Rus sanatçıları/profesörleri/bilim insanlarını, tabi-i caizse cancel’lamanın Rus hükümeti dışında kimseye bir faydası yok. Bütün dünya politik doğruculuktan zehirlenmiş gibi, bir adım sonrasını düşünmedikleri anlamsız yaptırımların peşinde, kendilerini aklamaya çalışıyor. Adeta garip bir yarış var. Oysaki savaşı çıkaran halk değil, hiçbir zaman da olmadı. Yönetemediğimiz bu dünyanın içinde, yapabileceğimiz tek şey ise, kontrolümüzde olan kararlarda adaletli ve demokratik olmayı başarabilmek. Belki dünya aniden değişmeyecek; ama birilerinin böylece dünyası değişecek.