Ülke cehennem yeri. Ve bu bir benzetme değil.

Muğla'da orman yanıyor, Van'da sel oluyor. İki yerden aynı ses yükseliyor. "Bizi duyun, bize destek olun". Su taşıyan, enkaza giden, yardım etmek için buralarda çırpınan insanlar bir ülke, tüm bu felaketlerde görevini yapmayanlar bir başka ülke artık. Yeni bir başlangıç gerek.

Denizleri ölen, nehirleri çürüyen, ormanları yangına teslim olup, Avrupa'nın çöpünü ithal eden Türkiye, Paris İklim Anlaşması'nı imza atmadı. İmza etmeyen diğer ülkeler; İran, Irak, Libya, Eritre, Yemen. Yerimiz belli.

Ve anladık ki 83 milyonluk, 780.580 m2 ülkeye 3 yangın söndürme uçağı, öyle mi? Ülkeyi yiyip bitiren parti ile baş başayız.

Pandemide, yoksulluk, seller, deniz kirliliği, yangınlar, kitlesel işsizlik, hayat pahalılığı, kadın cinayetleri, doğa kırımı, iş cinayetleri, baskı ve sansür, yolsuzluk, üretimsizlik, kötü sağlık sistemi, bitmiş eğitim sistemi, çarpık kentleşme, düzensiz göç dalgası içindeyiz.

Çocukları, ağaçları, kadınları, işçileri ve gençleri, farklı yönelimli olan insanlarımızı koruyamıyoruz. Paramız değersiz, emeğimiz ucuz, kültürel haklarımız çalınmış, inanç ve inanmama hürriyetimiz yok, kutuplaşmış ve yapay bölünmelerle gettolara ayrılmışız, hepsi birden biziz.

Örgütsüz, güvensiz, umutsuz milyonlarca insanız. Vergi adı altında soyuluyor, angaryalarla boğuşuyoruz. Asgari düzeyde kamu hizmeti almaktan bile uzağız, iktidara çöreklenmiş bir zümrenin keyfiyetine ve gerici grupların kaprislere mahkum edilmiş haldeyiz. Kalabalığız oysa ki.

Deprem olur, sel olur, pandemi olur, yangın olur, birinin ilacı olmaz, birinin tedavisine gücü yetmez, biri kalacak yurt bulamaz, birinin can güvenliği yoktur, birinin işi birinin aşı yoktur. Hepsinde toplumsal dayanışma çözüm bulur. O zaman bu devlet niye var? Kimin için var?

Deprem oldu para istediler sel oldu para istediler pandemi oldu para istediler yangın oldu para istediler. Bu halktan sadece para isteyen ve karşılığında hiçbir şey vermek istemeyen korkunç bir zevatın sponsoru olduk bu dert bize yeter.

Şu ülkede neden herhangi bir afette yeterli önlem, hızlı kurtarma ve riski azaltma ya da güçlü bir kamu gücü göremiyoruz. Bu ülkenin kaynakları hırsızlara, din tüccarlarına, beslemelere harcanıyor. Bir kere, bir selde, depremde, salgında bir işe yarasın devlet yahu.

Ve unutmayın ki 5 maskeyi dağıtamadılar.

Kendimize ve birbirimize güvenmeliyiz. Farklarımız var. Bu farkları gözeterek, bunları zenginlik sayarak ortak bir yaşam kurabiliriz. Buna çok yakınız. Bu ülkeyi ayağa kaldıracak güce ve birikime sahibiz. Biz yönetmeliyiz. Biz yeni bir başlangıç düşündeyiz.