HPV aşısı Türkiye’de bir muamma. Geçenlerde eczacı dostum sevgili Emine Berak Demirci ile HPV aşısı üzerine konuştuk, o sıra ben aşı temin etmek istediğimi söyledim fakat özellikle Adana ve çevre illerinde hiçbir şekilde stok bulunamadığını ve ücretli bir şekilde de olsa ulaşılamadığını söyledi. “Şu an herkes beklemede” dedi. Biliyorsunuz HPV konusunun en sıkı takipçilerindendir Eczacı Cem Kılınç. Her fırsatta uyarır, anlatır, açıklar. Aşıların ücretsiz olması konusunda da oldukça başarılı kampanyalar yürütüyor. Peki bugün hala bizzat bu aşıya ulaşamayan belki de milyonlarca kadından biriyken, bu kampanyalar bir kuyuya taş atmaktan mı ibaret kalıyor? Merak ettim doğrusu ve son gelişmeleri kendisinden öğrenmek istedim. Neden aşıya ulaşamıyoruz? Ulaşıldığında da neden hala ücretli? Çok can alıcı bilgiler aktardı, buyurun…

HPV yani Human Papilloma Virüsü… Bu virüsün yol açtığı enfeksiyon kadınlarda rahim ağzı kanserinden sorumlu. Dolayısıyla kanserle mücadelede önleyici noktada bu aşı kilit bir rolde bulunuyor. Tabii bul bulabilirsen! Stok sorunu mu dersiniz, temin etmede yaşanan sıkıntılar mı dersiniz ne derseniz deyin işin sonuç olarak özeti, bu aşıyı temin edemiyoruz. Ücretli de olsa bulup alamıyoruz. Bulan da 3 doz aşı için 2 bin lirayı bulan maliyeti karşılayamayabiliyor. Kanser gerçeğine karşı kendimizi koruyamıyoruz kısacası! Bu aşamada radarımı sevgili Cem Kılınç’a çevirdim, sordum, anlattı sağ olsun. Bakın neler diyor:

Çelişkili açıklamalar kafa karıştırıyor…

“Bu aşının ülkemizde bir hikayesi var. HPV aşısı ile ilgili yaşanan tüm sıkıntılar da bu hikâyenin üzerinden şekilleniyor aslında. 2006 yılında bir haber yayınlandı.[1]
Bu haberde dönemin Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, ülkede yaygın olan HPV tiplerine karşı aşının etkili olup olmadığına bakılıp aşıya ruhsat verileceğini, bu konuda bir alt yapı oluşturup ülkemizdeki kanserin sıklığını ve hangi tiplerin yaygın olduğunu ortaya çıkaracak bir çalışma yapılacağından bahsetti. Aşının hastalığı önlemede başarı sonuçlar verdiğini de söyleyerek ülkemize bu aşının gelebileceğini müjdeliyor. Ancak ne hikmetse bundan bir yıl sonra aynı kişi aynı görevdeyken bu aşıların Türkiye için çok gerekli olmadığını öne sürüyor ve “Bizim için tarama programları önemli. Çünkü, rahim ağzı kanseri ülkemiz için şu an sorun değil. Kadın kanserlerinde 9'uncu sırada” diyor.[2]

Yine 2007 yılında aynı kişi "Ben çocuklarıma bu aşıyı yaptırmam. Hiçbir ülke bu aşıyı hemen kabul etmedi, kendi toplumsal değerlerine göre önce avantaj ve dezavantajlarını tartıştılar. Bu benim kişisel tercihimdir, yine söylüyorum ben çocuklarıma yaptırmam. 18 yaşına gelince onlar bu konudaki kararlarını kendileri verir" gibi anlamsız ve yanıltıcı ifadeler kullandı. Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise 2008 yılında "Rahim Ağzı Kanseri Aşısının Halk Sağlığında Önceliği Yok" dedi.[3]

Yine, “ben kızıma güveniyorum” gibi ifadeler kullanıldı zamanında bu aşı sorulduğunda. Burada olan şey alenen gerici zihniyetin yanlış bir sağlık politikası izlenmesi.
Kadın üzerinde yaratılan toplumsal baskının yansımasıyla ele alınıyordu HPV meselesi biz müdahale edene kadar.

Cem Kılınç, bu tarihlerde örneğini verdiği tartışmalardan sonra konunun sürüncemede kaldığını daha sonra bu defa 2013 yılında tekrar gündeme geldiğini söyleyerek şöyle devam ediyor:


“Aslında bu aşı ücretsiz olmalı. Bir avukat geri ödeme için SGK’ya karşı açtığı davayı kazandı mesela. SGK paranın geri iadesini yapmak zorunda kaldı hastaya ki biz de bu konuda dava açarak geçen ay yeni bir emsal karar elde ettik. Bu aşamada gelişmeler oluyor bu nedenle de 2014 yılında Türk Eczacıları Birliği ilacı üreten MSD firmasına bir yazı göndererek aşının geri ödeme listesine alınması için ilgili kurumlara başvuru yapmasını istedi. Firmadan gelen cevap yazısında ise geri ödeme kapsamının da ötesinde aşının ücretsiz ulusal aşı takvimine alınması yönünde çalışmalar yaptıkları yazıyor. Ancak geçen aylarda firmaya ulaşan bir kişinin firma yetkilisine “Ulusal aşı takvimi için çalışmanız var mı?” diye sorması üzerine firmanın böyle bir çalışmamız yok dediğini öğrendik. Firma yetkililerinin hükümetin bu konudaki tavrı ve politikası yüzünden aşıların karşılanmasını mümkün görmediklerini biliyoruz. Biz HPV AŞISI ÜCRETSİZ OLSUN mücadelesini bir halk hareketi olarak örgütlediğimizde bu konu çok gündeme geldi. Önceki yıllarda bilgi eksikliği ve fahiş fiyatı nedeniyle çok az sayılarda bulundurulan bu aşı, farkındalığın artmasıyla talep edilir hale geldi. Maddi gücü bir şekilde yetenler ise bu aşıyı olmak istiyor. Önceki yıllara göre çok daha fazla gelen talebi karşılayacak sayılarda aşıyı bulundurmayan firmayı şaşkınlıkla izliyoruz. İnsanlar mağdur oluyor.”

“Firma ne diyor peki stok konusunda” diyorum Cem Bey’e, cevaplar şaşırtıcı:

“Diyelim ki ilk dozunuzu oldunuz. 2 ay sonra da 2. dozunuzu olacaksınız ama aşıyı bulamıyorsunuz. Bir aşı takvimi var çünkü uymayınca bozuluyor koruyuculuğu kalmıyor. Ülkemizde beyaz eşya üreticileri bile yedek parçasını 10 yıl bulundurmakla yükümlüyken, bir takvime göre uygulanan aşıların bulunamaması ise kabul edilemez. Firmayı arayan vatandaşlar ise sürekli oyalanıyorlar, talep karşılanabilmiş değil hala. 100’ün üzerinde ülkede milyonlarca insana aşı takvim kapsamında yapılan bu aşının ülkemizde çok az sayılarda bile bulunamaması düşündürüyor açıkçası, acaba firmaya bir baskı mı var talebin önünü kesmek için diye düşünmüyor değiliz.”

KIZIMA GÜVENİYORUM” AÇIKLAMASI GERİ KALMIŞLIĞIN YANSIMASI”

Rahim ağzı kanserinde tablo nasıl ülkemizde peki? diye soruyorum bir umut iyi şeyler duymak hedefiyle…


“Rahim ağzı kanseri ve öncülü rahatsızlıklara dair maalesef ülkemizde disiplinli bir kayıt yok” diyor. “Bu konudaki bilgileri edinmek için bazı sivil toplum kuruluşları yakında meclise başvuracak. Aşılama yapılan ülkelerde her geçen gün virüs azalırken aşısız toplumlarda her geçen gün bu virüsün yayılımının arttığını biliyoruz. Kadınların %80 kadarı yaşamları süresince HPV enfeksiyonu geçiriyor, bunların önemli kısmı vücut tarafından atılabiliyorken bardağın boş kısmından baktığınızda önemli bir kısmı da kanser öncüsü lezyonlara ve kansere doğru ilerliyor. Toplumda bu oranlarda yayılımı olan bir virüs cinsel yolla bulaşıyor diye “kızıma güveniyorum” gibi mantığa sığmayan açıklamalarla insanın doğuştan kazanılmış sağlık hakkı elinden alınmış oluyor. Bu tablonun tek açıklaması zihniyetin geri kalmışlığı. Kanserin bir ilacı var bu manada. Ve sağlık hizmeti sunmakla yükümlü olan yetkililer bilimin sunduğu bu silahı bu hastalıklara karşı kullanmak zorundalar. Aksi halde bu kanser ve öncülü rahatsızlıkları yaşayan yurttaşların sorumluları kendileri olur.”

Peki gelelim aşının ücretsiz olması meselesine…
“Bizim mücadelemiz başlayalı 10 ay oldu. Bu ay içinde 10 kadar vekil kanun teklifi verdi, TTB, Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Müdürlüğüne başvuruldu, İstanbul Eczacı Odası Bakan’a detaylı bir dosya yolladı, Ana Muhalefet Partisi seçim vaadi haline getirdi, Türk Eczacıları Birliği’nin de çalışmaları var. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği aracılığıyla SGK’dan paranın geri iadesi için açtığımız davayı kazandık. Birçok kişi için de bu davaları açmış durumdayız. Bize göre artık karar alıcıların bu aşıların ücretsiz olmasını sağlayacak kararı da almaları gerekiyor. Bundan 10-15 yıl önce ileri sürülen tüm tezleri bilimsel verilerle çürüttük çünkü.”

“DÜZENLİ AŞI UYGULAMASI, ENFEKSİYONU %90 ORANINDA AZALTIYOR”

Türkiye olarak HPV aşısının farkındalığında dünya genelinde nasıl bir profile sahibiz? Bu konuda yeterince bilinçli miyiz sizce? diyorum…

“10 ay önce yeterince bilinçli değildik, şimdi bilinçleniyoruz” diyor ve anlatıyor: “Aralarında üniversitelerin de olduğu 200’ün üzerinde kurumda, iş yerlerinden, STK’larda derneklerde konu hakkında sunum yaptım. Çok ilgi duyulan, merak edilen bir konu. Ayrıca herkes bilmiyor değildi. Maalesef ancak HPV pozitif olanlar ilk defa pozitif olduklarında duyduğu ama toplumsal baskı nedeniyle de konuşamadıkları bir konuydu. Biz konuşulur kılıyoruz şu an, kendilerini üzeceklerine öfkelerini aşıyı karşılamayanlara yöneltmelerini öneriyoruz. Bu öfkeyi aşı hakkını almak konusunda örgütlüyoruz açıkçası. Ben pek dayanabileceklerini sanmıyorum, basit ve meşru bir talep. Maliyet-etkin aşı. Devlet bütçesini kâra sokuyor. 10 yıl gibi kısa bir süre ulusal aşı takviminde uygulandığında %90 oranında enfeksiyonu azalttığını biliyoruz toplumda. Taramalar ise destekleyici bir başka hizmet. Bazı geri düşünceliler sekonder koruma olan taramayı primer koruma olan aşının önüne koymaya çalışıyor. Buna şiddetle karşı çıkmak lazım, ikisi birlikte yapılacak, aşıya da öncelik verilecek doğrusu bu. Ayrıca ülkemizde zaten disiplinli bir tarama yapılmıyor. Rastgele bir tarama var, buna da tarama denmez.”

“10 YIL ÖNCE AŞILAMADIKLARIMIZ BUGÜN KANSER OLABİLİYOR”

Avrupa’da bu kadar erken yaşlarda uygulanan bir aşı şu an Türkiye’de birçok kadının ulaşamadığı bir konumda yer alıyor. Bununla ilgili ne gibi bir çözüm getirilebilir? Siyasi mekanizmalar veya Sağlık Bakanlığı bu anlamda neler yapıyor veya yapmalı?

“Dediğim gibi, vakit kaybetmeden yetkililer bir cümlelik bu kararı alıp yaşama geçirmeli. 10 yıl önce aşılamadıklarımız bugün kanser olabiliyor. Daha fazla vakit kaybetmenin bir anlamı yok, Myanmar, Mozambik dahil 100’ün üzerinde ülkede bu aşı ulusal aşı takvimindeyken ülkemizin durumu gerçekten kabul edilemez. Göz göre göre kadın cinayeti olur bu. Aşı 9 yaşından itibaren kız ve erkek çocuklarına yapılabiliyor. Türkmenistan’da 2016 yılından beri bu şekilde ücretsiz yapılıyor örneğin. Eskiden erkeklerin sadece taşıyıcı olduğu söyleniyordu. Evet kadınlardaki marjinal sayılarda olmasa da erkekler de anüs, penis ve orofarenks kanseri türeyebiliyor HPV’ye bağlı olabiliyor. Ayrıca partnerlerine bulaştırma riskleri var. Kız ve erkek çocuklarına çocuk yaşta ulusal aşı takvimi kapsamında aşı yapılmalıdır birçok ülkede olduğu gibi.

VERİLER NE DİYOR?

Gördüğünüz üzere HPVF meselesi hayati bir mesele. Cem Kılınç’la gerçekleştirdiğimiz sohbeti sonlandırmadan önce bazı verileri de paylaşmak istiyorum sizlerle:

Haziran 2020 itibarıyla, DSÖ üyesi 194 devletten 107’si HPV aşısının ülke çapında veya kısmen ulusal bağışıklama programlarına yani ulusal aşı takvimlerine dahil edildiğini bildirdi. Dünya Sağlık Örgütü Rahim Ağzı Kanseri Eliminasyon stratejisi bağlamında üye olan 194 ülkede 2030 yılına kadar, hedef kitlenin %90’ını aşılamak üzere bir amaç belirledi ve yayınladı. 2019 yılında, klinik çalışmalarda bildirilen HPV aşılarının yüksek etkinlik sonuçlarını gerçek yaşam verileri ile karşılaştırmak için 60 milyon kişiye ait verileri içeren sistematik bir meta-analiz çalışması yapıldı. Bu çalışmanın sonuçları klinik çalışma sonuçlarına benzer çıktı ve aşılamanın yapıldığı ülkelerde aşılamanın sekizinci yılında aşı başlamadan önceki döneme göre anogenital siğil tanıları 25-29 yaş arası kadınlarda %31, 15-19 yaş arası erkek çocuklarda %48 ve 20-24 yaş arası erkeklerde ise %32 azaldığı gözlendi. Yine benzer bir çalışma İngiltere’de yapıldı ve bu çalışmada aşı yaptıran kadınların sayısının artmasıyla yüksek riskli HPV tip 16 ve 18’in yaygınlığının azaldığı görüldü.

Avustralya’da yapılan çalışmada 21 yaş altı genç kadınlarda izlenen genital siğil oranları aşılanmanın başladığı 2007’de %14’ler civarındayken 2011 yılının ikinci yarısında ciddi oranda azaldı. Bu başarıda Avustralya hükümetinin hem kız hem erkeklerde aşıyı ulusal aşı programına koymasının etkisi çok büyük kuşkusuz. Yine aynı araştırmada erkeklerde genital siğil oranı ise %35 oranında azaldı, 18 yaş altı kızlarda rahim ağzı kanser öncü lezyonlarında ise belirgin düşüş izlendi.

Son olarak; 33 ülke ve 4 bölgede 4 Mayıs 2020 itibariyle cinsiyetten bağımsız şekilde aşılama programı başlatıldı. Türkmenistan, Yani Zelenda, Avusturya gibi ülkelerin içinde bulunduğu bu listede Türkiye yok. Gana, Kazakistan, Nepal, Mozambik, Nijer dahil 41 ülke ve bölge 2023 yılı sonuna kadar ulusal bağışıklık programına sahip olacak. Yine bu ülkeler arasında da Türkiye bulunmuyor.

Dolayısıyla aşının önemi bilimsel olarak bu kadar kanıtlanmışken ülkemizde hala ücretsiz şekilde uygulanmasını bırakın ücretli olarak bile ulaşıp yaptırılabilen bir aşı değil hala. Riskleri düşünüldüğünde bu konunun ciddi anlamda gündemde tutulması ve karar yapıcıların bir an önce harekete geçmesi şart. Hiçbir kadın önlenebilecekken kanser trajedisiyle çaresiz bırakılmamalı. Buna kimsenin hakkı yok!

[1] https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/rahim-agzi-kanseri-asisi-yolda-4230782

[2] https://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-serviks-kanserinde-hpv-asisi-tartismasi-suruyor-676-352-4867.html

[3] https://www.haberler.com/guncel/saglik-bakani-akdag-rahim-agzi-kanseri-asisinin-haberi/