Sıradan bir insandı, bir belediyede zabıtaydı… Evci Belde Belediyesi, Terme, İlkadım filan derken, Allah “Yürü ya kulum” dedi… Samsun Büyükşehir Belediyesi'nde Mali Hizmetler Daire Başkanı oldu… Kimdi bu? Bahattin K.

“Zenginin malı züğürdün çenesinin yorar!”

Öyle derler…

Biz de öyle yapalım! Çene yoralım biraz!

***

Sıradan bir insandı,

Bir belediyede zabıtaydı…

Evci Belde Belediyesi,

Terme, İlkadım filan derken,

Allah “Yürü ya kulum” dedi…

Samsun Büyükşehir Belediyesi'nde

Mali Hizmetler Daire Başkanı oldu…

Kimdi bu?

***

Bahattin K.

Samsun Büyükşehir Belediyesi’nde paradan sorumlu,

Mali Hizmetler Daire Başkanıydı…

Belediye ile iş yapan bir çok müteahhit ise yaptıkları iş karşılığında paralarını alamamaktan şikayetçiydi…

Onlar hak edişlerini alamazken birilerinin parası ise tıkır tıkır zamanında,

Hatta belki zamanından önce ödeniyordu!

Bu haksızlıktı!

Müteahhitler isyan etti!

Sonunda konu Belediye Başkanı Mustafa Demir’e kadar geldi…

Başkan Demir’in ifadesine göre kendisi durumu yetkililere bildirdi…

Ve günler süren teknik ve fiziki takip sonucu Daire Başkanı, rüşvet aldığı iddiasıyla suçüstü yakalandı…

Kendisine rüşvet verdiği iddia edilen müteahhitle birlikte cezaevine kondu…

***

Ne olduysa ondan sonra oldu!

Birden bire bütün şikâyetçiler vazgeçti…

Şikâyetler geri çekildi…

Ortada bir tane bile şikâyetçi kalmadı!

Dahası, Bahattin K. İle birlikte teknik takibe takılan,

çay paketi içinde iki kez Bahattin K.’ya rüşvet verdiği öne sürülen, suçüstü yapılan

Rizeli müteahhit de avukatının itirazı üzerine ifadesini değiştirerek serbest bırakıldı…

Olan Bahattin’e oldu!

***

Olabilir!

Bahattin K. da serbest bırakılabilir…

Bence hiçbir sakıncası yok…

Kamu vicdanını yaralamayan olaylarda,

insanların tutuksuz yargılanması gerektiğine,

bunun daha adil olduğuna inananlardanım…

Üstelik bu olayda ortada bir kamu zararı da şikâyetçi de yok!

Yani milletin parası filan çalınmamış…

Ortada “Alan razı veren razım” bir durum var…

Zaten her iki tarafın rızası olduğu için “Rüşvet”e giriyor…

Eğer bir taraf razı olmasaydı, bu iş zorla yapılsaydı

“Rüşvet” değil “İrtikap” suçu oluşacaktı!

***

Her neyse… Ukalalık etmeyelim…

Benim dediğim şu;

Sayın Başkan Mustafa Demir’le de uzun uzun konuştuk bunu;

Bahattin K. tutuklandıktan sanırım bir gün sonraydı,

Eşi, hanımefendi, Başkan Demir’e geldi…

“Eşimin odasında benim ziynet eşyalarım var. Onları almak istiyorum” dedi…

Zaten ne olduysa ondan sonra oldu…

Başkan Demir, buna izin vermedi…

Durumu Cumhuriyet Başsavcılığına bildirdi…

Savcılığın talimatıyla Samsun Emniyet Müdürlüğü'nden gelen ekipler,

tutuklu Mali Hizmetler Müdürü'nün makam odasındaki gizli kasayı buldu…

Kasayla birlikte gözler de fal taşı gibi açıldı! 

***

Gizli kasadaki çay paketlerinin içinden,

Şu an bizim çenemizi yoran o servet çıktı!

Evet! “Servet” diyorum…

Çünkü böyle bir mal varlığı Samsun’da kaç kişide var bilemiyorum!

Kasadaki çay paketinin içinden çıkanlara bir bakalım;

135 bin Euro ve 36 bin TL,

Bir tanesi 1 kilogramlık külçe olmak üzere, toplam 5 kilo altın,

Ayrıca 13 adet, çeyrek altın ebadında basılmış özel altın,

75 adet tam altın,

50 adet yarım altın,

1059 adet (Yazıyla: Bin elli dokuz adet) çeyrek altın,

Kendisi de dahil olmak üzere 8 farklı kişi adına çeşitli bankalara ait 23 adet farklı hesap cüzdanı.

(Bu cüzdanlardaki para miktarı bilinmiyor)

Ve 40’a yakın gayrimenkul tapusu…

*** 

Bahattin K. ilk ifadesinde bunların kendisine ait olmadığını söyledi…

Ancak sonra ifadesini değiştirmiş;

“Almanya’da çalışıp kazandım, bir kısmı da düğünümüzde takıldı” filan demiş!

Orasını çok net bilemiyorum…

***

Şimdi…

Tutuklu sanık Bahattin K. ile ilgili iddianame hazırlandı…

İçinde bütün ayrıntılar yer alıyor…

Telefon konuşmaları, tapeler…

Buluşma ayrıntıları, görüntüler…

Her şey…

Fakat 12 sayfalık iddianamede

Yukarıda sıraladığım servetten tek bir cümleyle dahi söz edilmiyor…

Neden?

***