Kadıköy Dayanışma Ağı’ndan 20 kişilik gönüllü ekip, Türkiye'nin birçok noktasında süren ve kontrol altına alınamayan orman yangınları için yola düştü. Yangın söndürme çalışmalarına destek olmak ve yardım malzemesi götürmek için ilk hedef yangınların devam ettiği Muğla’ydı. Ben de onlarla birlikte yola çıktım.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "yangın alanlarına artık profesyonel olanlar dışında kimsenin alınmayacağını" açıkladığında biz Muğla yolundaydık. Bölgede bulunan itfaiye ekiplerinin öncülüğünde çalışmalar yürüten Kadıköy Dayanışma Ağı gönüllüleri ile birlikte ilk olarak Dalaman'daki orman yangınının soğutma çalışmalarına katıldık. Gönüllüler, daha sonra Köyceğiz’deki yangına müdahale etmek için yola düştü.

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen gönüllülerden oluşan ekipler, ellerine aldıkları tırmıklar, kürekler ile ağaçların dibindeki yanmış çam kozalaklarını ve çam iğnelerini bir metrelik alan açarak sıyırma işlemi gerçekleştirdi. Arazözler ve itfaiyeler ise kimi zaman yangın söndürme, kimi zaman da su taşımada yardımcı oldu. Yetişemedikleri durumlarda ise köylülerin kendi kamyonetlerine yükledikleri su tankerleri devreye giriyordu. Gönüllülerin yangın alanlarına transferleri bölgede yaşayan yurttaşların ve diğer şehirlerden gelen gönüllülerin kendi pikapları, servis araçları ve kamyonetler ile sağlandı.

Kadıköy Dayanışma Ağı gönüllülerinin Dalaman yangınına soğuk depolu araçla yolculuk ederken tek düşündüğü yangın bölgesinde bir ağaç, bir canlı kurtarabilme umuduydu. Uzun yolculuğun ardından soğutma çalışmalarına ellerinde yangın tüpleriyle dik yamaçları tırmanarak katıldılar. Dinlenmeden ikinci çağrıya koştular. Muğla Köyceğiz'e bağlı Ağla Yaylası ve Gökçeova gölünün bulunduğu 1500 rakımda ki ormanlık alana bir kamyonetin kasasında yolculuk eden gönüllülerin yolculuğu hem zor hem tehlikeliydi.

Bölgeye varıldığında iki noktada yangın devam ediyordu. İki arazöz 8 kişilik itfaiye ve 2 orman müdürlüğü çalışanı vardı. Yangına havadan müdahale olmazsa söndürülmeyeceğine kanaat getiren herkes bölgeden ayrılmıştı. Kadıköy Dayanışma Ağı gönüllüleri ve diğer gönüllülerden oluşan 50 kişilik ekip, 2 Orman Genel Müdürlüğü çalışanı öncülüğünde ellerinde kazma, kürek, tırmık 1 metrelik alan açmak için sabah 5'e kadar çalıştılar. Yangın rüzgarın etkisiyle yön değiştirebilirdi, bulunduğumuz bölgeden kaçış çok zordu. Buna rağmen tek bir ağaç kurtarabilmek için çalışan gönüllüler, işlerini tamamladılar.

Bir kamyon kasasında geri dönerken, biraz dinlenip tekrar bölgeye gitmenin planlarını yapıyorlardı. Bir kamyon kasasında sabahın 5'inde soğuktan birbirine yaslanmış olarak yolculuk eden 50 kişilik gönüllü ekibin içerisinde Suriye kökenli bir arkadaş da vardı. Bu arkadaş tazyikli hortum suyuyla yaralanıp koordinasyon merkezine götürüldü. 

Türkiye'nin çeşitli şehirlerinden gelmiş gönüllülerin dayanışması, insan gücüne fazlasıyla ihtiyaç duyulan bölgede çok önemliydi. Gönüllüleri bölgeden uzaklaştırmak yerine, koordinasyonu sağlayıp destek olmalarına izin vermek ve dayanışmayı büyütmek daha doğru bir karar olurdu. Kadıköy Dayanışma Ağı gönüllüleri şimdilerde yeniden inşa çalışmalarına nasıl katılacaklarını konuşuyor, tartışıyor. 

Kadıköy Dayanışma Ağı gönüllülerinden bir olan Rahim Noz'un anlattığına göre, Kadıköy Dayanışma Ağı pandemi başladığından beri sokakta olan, komşularla dayanışma gösteren bir oluşum. Rahim Noz, "Türkiye’de ve dünyada olduğu gibi ekolojik kriz başta olmak üzere bir çok olumsuzluklar yaşanırken dayanışma ağı olarak üzerimize düşeni yapmak istedik. Yangınlar yaşanırken arkadaşlarımız bölgeye giderek dayanışma gösterdi. Şimdi sel felaketi haberini aldık" diyor. Noz, herkese bulundukları yerlerde, her sokakta her caddede dayanışma ağlarına katılma, bu ağları büyütme çağrısı yapıyor ve ekliyor: "Halkın dayanışması bu ülkeyi güzeliklere, birlikte yaşama kavuşturacak. Dayanışma ağlarının güçlendirilmesi için destek olalım."