Siyaset arenasında tüm gözler, 16.00'da AKP Genel Merkezi'nde gerçekleşecek Özgür Özel-Tayyip Erdoğan görüşmesine çevrildi.
Kulislere göre, Erdoğan'ın ana gündeminin anayasa olması, "Anayasa bizim değil Erdoğan’ın gündemi" diyen Özel'in ise sekiz maddeyi masaya yatırması bekleniyor.
Bu kapsamda Erdoğan'ın Özel ile görüşmesinde yeni anayasayı gündemine alması, CHP lideri Özel'in ise 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'na girişin Anayasa Mahkemesi kararına rağmen engellenmesi de dahil olmak üzere hak ihlallerine ve ekonomik krizin getirdiği zorlukları vurgulaması yüksek bir ihtimal olarak duruyor.
NORMALLEŞME SÜRECİ Mİ?
İlk görüşmenin ardından CHP lideri Özel, "Türkiye’nin ve Türk siyasetinin buna ihtiyacı var" diyerek, Erdoğan ise "Bu adımın atılmasıyla siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz" ifadelerini kullanarak bir "normalleşme"nin sinyalini vermişti.
Ancak hiç kuşku yok ki CHP Genel Başkanı Özel'in "normalleşme" vurgusunda ekonomi ve haklar önemli bir yer tuttu.
2 Mayıs tarihinde gerçekleşen ilk görüşme, AKP'nin yerel seçimlerde ikinci parti konumuna gerilemesi sonrası bir kez daha yeni anayasa tartışmasını şapkadan çıkardığı ve Meclis'te grubu bulunan partilerin kapısını tek tek çalmaya başladığı bir döneme denk gelmişti.
CHP'nin başını çektiği muhalefet ise yeni anayasa tartışmasını, Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olabilmesinin önünü açma girişimi olarak değerlendirdi.
Seçimler sonrasında gerçekleşen görüşmenin detayları tam olarak bilinmese de Erdoğan’ın "yeni anayasa" konusu açtığı, Özel’in ise buna karşılık "Gezi tutukluları ve AİHM kararları" gibi konuları gündeme getirdiği öne sürülebiliyor.
Ancak 2 Mayıs görüşmesinden bu güne, ülke iç siyasetinde önemli gelişmeler de yaşandı.
28 Şubat tutuklusu askerlere gelen af kararı bunlardan birisi olarak sivrildi. 1 Mayıs'ın Saraçhane'de kutlanması ve gözaltı ile tutuklulukların yaşanması gerilimi yükseltirken, kayyuma uzanan süreç ülkenin yeniden gerilmesine sebep oldu.
Bu ve benzer yaşananlar sürecin önemli gelişmeleri arasında sayılabilirdi. Ek olarak, ilk görüşme öncesinde CHP’nin ajandasında emeklilerin sorunlarından yargıdaki hak ihlallerine ve dış politikaya uzanan farklı alanlardan başlıklar bulunuyordu. Buna son dönemde Hakkari Belediyesi'ne atanan kayyumla başlayan "siyasi darbe" süreçleri eşlik etti.
Bunlar arasında emeklilerin ve asgari ücretlilerin yaşadığı ekonomik darboğaz, öğrencilerin sorunları, TİP Milletvekili Can Atalay’ın durumu, Gezi Parkı Davası'ndan cezaevinde bulunanlar, hasta tutuklular, kayyum uygulamaları, belediyelerin borçları, yurtdışından vize alma sorunu gibi kritik konular da yer aldı.
Süreçteki en önemli gelişmelerden birisi ise Kobani Davası ve sonuçları oldu. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kobani Davası'nda karar çıktı.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş’a toplam 42 yıl, Figen Yüksekdağ’a toplam 30 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Beş tahliye, 12 beraat kararı çıkan 108 sanıklı davada verilen kararlar dünya basınında da yer buldu. Bunun dış basında da bir karşılığı oldu ve iç siyasetteki gerilim dış basına gözler önüne serildi.
İngiliz haber ajansı Reuters, dava kararlarının ardından “Türkiye, Kürt yanlısı partinin eski yetkililerini 2014 yılındaki protestolar sebebiyle mahkum etti” başlıklı haberinde, “Karar, ayrı bir davada hakkında kapatılma kararı verilebilecek olan ve şu anda halefi DEM Parti’nin mecliste bulunduğu HDP çevresindeki siyasi gerilimleri körükleyebilir” yorumunu yaptı.
CHP ise davayı sıkı bir şekilde takip ettiğini söylemiş ve Genel Başkan Özgür Özel, dava hakkında “Sayın Demirtaş'ı, eş genel başkanları ve 108 kişiyi aldılar, 18 kişiyi içeride tutuyorlar. Esasen HDP'li siyasetçileri siyasetten uzaklaştırma davası ve adil bir yargılanma hakkı sağlanmaksızın yargılandıkları bir dava. Bu dava perşembe günü görülecek. Bu davayı da güçlü bir heyetle takip edeceğiz. Adalete uygun bir karar çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Yargının siyasi otoriteden uzak tutulması beklentisi her yurttaşın beklentisidir. Yargılama öyle olmadı ama kararın en azından evrensel hukuk kurallarına uygun olmasını, AYM ve AİHM kararlarının uygulanmasını ümit ediyoruz." ifadelerini kullanmıştı.
CHP KURMAYLARININ AKP'LİLERLE GÖRÜŞMELERİ
Bu sürece ilave olacak şekilde, CHP'nin seçim sonrasında açılan yeni döneminde "Fiili güçlü genel sekreter” ve "gölge kabine" gibi hamlelerde bulunan CHP’nin “gölge kabine üyeleri” yumuşama adımları için kolları sıvadı.
Gölge içişleri bakanı olan genel başkan yardımcısı Murat Bakan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yla, İlhan Uzgel Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile, Gökan Zeybek de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile görüştü.
Görüşmelerin içişleri ayağına ilişkin Murat Bakan’dan “Görüşmenin içeriğini şu an paylaşmayı doğru bulmuyorum” açıklaması geldi. Bakan, ülkenin menfaatleri doğrultusunda sorunları çözebiliyor olmaları gerektiğini bunun için de istişarelerin önemli olduğunu vurgularken, “Bu bizim muhalefet yapmamızı engellemez” dedi. İktidar ve muhalefetin kesişim noktası olarak ülkenin sorunlarını işaret etti.
Hakan Fidan’la görüşen Uzgel görüşmenin amacını açıklarken, T24’ten Cansu Çamlıbel'e verdiği mülakatta, “Seçimlerden birinci parti olarak çıkmış bir ana muhalefet partisi ile hükümetin dış politika alanında nasıl bir çalışma ilişkisi yürütebileceğine, yani daha çok yönteme dair bir görüşmeydi.” ifadelerini kullandı.
GÜNDEMLER DEĞİŞTİ Mİ? BU KEZ AJANDADA NELER YAZIYOR?
Tüm bu gelişmelerle birlikte, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yapılacak ziyarette önemli gündemleri yeniden açması ve yeni gelişmeleri de gündeme getirmesi bekleniyor. Buna Sinan Ateş suikasti, Ayşe Ateş'in CHP'yi ziyareti ve Bahçeli'nin açıklamaları da damga vurabilir. Özellikle Erdoğan ile görüşme talebinde bulunan ve "bekletilen" Ayşe Ateş'in cinayetin aydınlatılma talebi de Özgür Özel tarafından dile getirilebilir.
Buna, geçmişten bakiye kalan gündemler ile 1 Mayıs için Taksim Meydanı'na yürüme çağrısı yaptıktan sonra Saraçhane'de açıklama yaparak alandan ayrılan CHP lideri Özel'in, Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına kapatılmasının da Anayasal ihlali olmasını gündeme getirerek anayasa gündemine yön vermesi beklenebilir.
"YEREL GÜNDEMLER DE KONUŞULABİLİR"
Bu konuların ardından CHP liderinin yerel yönetimler ve belediyelerin gelirlerinin artırılması, tasarruf önlemleri kapsamında hayati kaynaklarının kısılmamasını istemesi de beklenenler arasında.
Ayrıca belediyelerin borçları da masada olacak gibi örünüyor. Bu konuda parti yönetimi de, AKP ve MHP’den devralınan belediyelerin borçlarına ilişkin bir dosya hazırlıyor. AKP ve MHP’den CHP’ye geçen belediyelerin borç yükünün 100 milyar liranın üzerinde olduğu tahminini dile getiriyorlar.
Görüşmenin bir diğer özelliği de, neler konuşulduğuna dair sonradan spekülasyon yapılmaması için liderlerin yanı sıra birer eski büyükelçinin de katılacak olması. Özgür Özel'in yanında, eski Washington Büyükelçisi Namık Tan bulunacak. Erdoğan'ın ise görüşmeye kiminle gireceği henüz bilinmiyor.
Özel, Tan’ın görüşmeden önce protokol kurallarını kontrol edeceğini ve görüşme sırasında da not tutarak konuşulanları kayda geçireceğini söyledi.
"DİYALOG KANALI NEREYE EVRİLECEK?"
Erdoğan söz konusu görüşme için "Kapımız açık, Ele alacağımız konu başlıklarımız çok" demiş, Özel de çok yakın bir zamanda yüz yüze görüşme yapılacağını duyurmuştu. İkili son olarak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyonda bir araya gelmişti. Bu ilk görüşme 15 dakika sürmüştü.
Resepsiyonda gazetecilere açıklamada bulunan Erdoğan, CHP lideri Özel’in kendisiyle görüşme talebi olduğunu ifade etmişti. Erdoğan, “CHP Genel Başkanı Özel ile önümüzdeki hafta bir araya geleceğiz” ifadesini kullanmıştı. Özel de, belediyelerin sorunlarından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyulmasına kadar üzerinde konuşulması gereken önemli meselelerin olduğunu belirtmişti.
'SONUÇ ALIRSAK DİYALOG KANALI AÇIK TUTULABİLİR' SİNYALİ
Özgür Özel, şunları söylemişti:
“CHP yurt içinde ana muhalefet partisi sınırların dışına çıkınca Türkiye’nin partisi. Türkiye’nin dış politikada önemli sorunları var. Alman Başbakanı sosyal demokrat. Alman Cumhurbaşkanı sosyal demokrat kökenli. İspanya başbakanı sosyal demokrat. Sayın Erdoğan’ın dünyada temas ettiği pek çok lider sosyal demokrat, sosyalist. Bu konuda ben kiminin yardımcısıyım, kiminle aynı masadayım.
O yüzden Türkiye’nin meselelerinin çözülmesinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin önemli katkıları oluyor, olabilir. Çok uzun yıllardır terk edilmiş birtakım devlet geleneklerinin tekrar Türkiye’ye kazandırmak için son seçimin birinci partisi olarak üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getireceğiz. Hepsini Sayın Erdoğan’la görüşeceğiz. Önceliklendirerek oturacağız, görüşeceğiz. Sonuç alırsak bu diyalog kanalını açık tutacağız.”
Bugün gerçekleştiriecek görüşmede, sürecin tüm yönleriyle ve gelişmeler de dahil edilerek masaya yatırılacağı ve görüşmede, anayasa gündemi ile CHP'nin daha önce öne çıkardığı kritik gündemlerin yer tutması bekleniyor.
