"AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin işleyişinin derinleştirilmesi ve iyileştirilmesi, ticari ve küresel değer zincirlerinden en yüksek faydayı elde etmek için hayati önem taşımaktadır. İki tarafın da mevcut Gümrük Birliği'ni derinleştirerek bu fırsatı değerlendireceğinden eminim” dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (Eurochambres) iş birliğiyle düzenlenen AB-Türkiye Yüksek Düzeyli İş Diyaloğu toplantısı İstanbul’da yapıldı.

Eurochambres Başkanı Luc Frieden ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğindeki toplantıya, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Avrupa Birliği Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi ile iş dünyası örgütlerinden üst düzey katılım oldu.

İş dünyasından da  Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Gün, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serpil Veral ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Suat Çalbıyık , Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Diplomatik İlişkiler Komisyonu Başkanı Osman Nuri Önügören, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Fikret Kileci, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Emine Erdem, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ile TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nurten Öztürk'ün yanı sıra yabancı iş insanları da katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Bakan Muş, Türkiye ile AB'nin daha yakın iş birliğine ihtiyacı olduğunu belirtti. Bakanı Muş, şunları söyledi:

"TARAFLAR ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİNİN İSKELETİNİ ANKARA ANLAŞMASI VE GÜMRÜK BİRLİĞİ OLUŞTURDU: Türkiye ile AB arasında ticaret, güvenlik, göç ve enerji gibi birçok alanı kapsayan uzun süreli ve önemli iş birliği bulunuyor. Tüm bu alanlar arasında ticaret, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde merkezi bir role sahip. Taraflar arasındaki iş birliğinin iskeletini Ankara Anlaşması ve Gümrük Birliği oluşturdu.

AB İLE TİCARET HACMİNİN BU YIL SONUNA KADAR 200 MİLYAR DOLARA ULAŞMASINI BEKLİYORUZ: Gümrük Birliği döneminde AB ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 6 kat arttı. Bu yılın sonunda ticaret hacminin 200 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Rekabet politikası ve fikri mülkiyet hakları gibi birçok alanda ortak ticaret politikası ve mevzuatların uygulanması sayesinde Gümrük Birliği'nin entegre değer zincirlerinin kurulması sağlandı. Gümrük Birliği'nin 25 yılı tamamlandı. AB ve Türk şirketleri bu bağlamda hem AB'de hem de Türkiye'de istihdam ve ortak refah yarattı. Ancak bu süreçte dünyanın cazibe merkezleri değişti.

DEĞER ZİNCİRLERİNİN FARKLI SEKTÖRLERDE ARZ GÜVENLİĞİ İÇİN KRİTİK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ: Covid-19, dünya ekonomisinin ağırlık merkezinin değişmesi, dijitalleşme ve iklim değişikliği yeni zorluklar ve paradigmaları ortaya çıkardı. Bu perspektif içinde özellikle Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğini şekillendiren dört ana noktayı dikkate almamız gerekiyor. Öncelikle, jeopolitik, ekonomik zorluklar ve tedarik zincirlerinde süregelen zorluklar var. Dolayısıyla değer zincirlerinin farklı sektörlerde arz güvenliği için kritik olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda, Türkiye ile AB arasındaki mevcut ekonomik entegrasyonun, ticareti koruma açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. İş dünyalarının tedarike bağımlılık ve üçüncü ülkelere bağımlılık konusunda elimizi güçlendirdiğini düşünüyorum.

TÜRKİYE BM İLE İŞ BİRLİĞİ YAPARAK GIDA GİBİ HAYATİ UNSURLARA ULAŞTIRMASINI MÜMKÜN KILDI: Türkiye ile AB arasındaki yakın iş birliği Ukrayna ve Rusya arasındaki ihtilaf bağlamında daha da önemli hale geldi. Türkiye'nin barışı tesis etmeye yönelik çaba göstererek gıda ve enerji krizini önlemek için elinden geleni yaptı. BM ile iş birliği gerçekleştirerek gıda gibi hayati unsurların Karadeniz üzerinden ulaştırmasını mümkün kıldığını söyledi.

DİJİTAL EKONOMİ KONUSUNDAKİ İŞ BİRLİĞİMİZİ ARTIRMALIYIZ: Üçüncü nokta olarak; 21. yüzyılda dijitalleşme dünya ticaretinde öne çıktı. Mevcut Gümrük Birliği kapsamında olmayan e-ticaret ve dijitalleşme gibi konular, Gümrük Birliği'ne şu an dahil değil. Bunlar normal ticaret kadar önemli hale geldi. Dijital ticaretin küresel değer zincirlerindeki öneminin artması sonucu tüketici ilişkilerinde bunun riski olduğunu kabul etmek zorundayız. Büyük dijital platformlar iş gücünü kötüye kullanabiliyor, veri sızması ve ticari manipülasyonlar meydana gelebiliyor. Bunların hepsi hem ulusal hem de uluslararası düzeyde ilgilenilmesi gereken sorunlar. Dijital ekonomi konusundaki iş birliğimizi artırmak; bu alandaki potansiyelden yararlanmamızı ve bu riskle başa çıkmayı kolaylaştıracaktır.

TÜRKİYE'NİN SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR EKONOMİYE GEÇMESİ SAĞLANACAK: AB iklim değişikliği ile mücadele noktasında Yeşil Mutabakat sayesinde küresel liderliği üstlendi. Türkiye de iklim değişikliği ile mücadelede küresel çabalara etkin bir şekilde katkıda bulunmaya kararlı. Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı onaylamasından ve 2053 için net sıfır hedefini ilan etti. Türkiye'nin sürdürülebilir bir ekonomiye geçmesi sağlanacak.

DAHA YAKIN İŞ BİRLİĞİ YAPMAYA İHTİYACIMIZ VAR: Bütün dünya çok önemli bir değişimden geçiyor. Bu kritik noktada Türkiye ile AB'nin daha yakın iş birliğine ihtiyacı var. AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin işleyişinin derinleştirilmesi ve iyileştirilmesi, ticari ve küresel değer zincirlerinden en yüksek faydayı elde etmek için hayati önem taşımaktadır. İki tarafın da mevcut Gümrük Birliği'ni derinleştirerek bu fırsatı değerlendireceğinden eminim.

İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ MEÇHUL SULARDA BAŞARILI OLMAK İSTİYORSAK BİRLİKTE HAREKET ETMELİYİZ: Taraflar iş birliği yapmalılar. Küresel ekonomi ve jeopolitik gelişmeler hem bölgemizde hem de dünyada geleceğimizi şekillendirmek için harekete geçmemizi gerektiriyor. İçinde bulunduğumuz meçhul sularda başarılı olmak istiyorsak birlikte hareket etmeliyiz. Biz özel ilişkimizi güçlendirmek ve derinleştirmek için her türlü çabayı göstermeye hazırız.” 

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, toplantıyı İstanbul'da düzenlemekten duydukları memnuniyeti dile getirerek, AB Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Oliver Varhelyi Türkiye'de daha sık görmek istediklerini söyledi. Kaymakcı, şöyle konuştu:

“GÜMRÜK BİRLİĞİ BAŞLADIĞINDAN BU YANA 1,3 TRİLYON EUROLUK TİCARET YAPILDI: Türkiye ile AB ilişkilerinde unutulmaması gereken önemli bir konu, katılım sürecidir. Yapılan konuşmalarda ikili ticaretin öneminin altı çizildi. Yatırım seviyelerinden, alışverişin düzeyinden bahsedildi. Bu çok güzel. Türkiye ile AB arasında 1996 yılında Gümrük Birliği başladığından bu yana 1,3 trilyon euroluk ticaret hacmi gerçekleşmiş. Bu da önemli. Bu rakam, eğer daha fazla iş birliği yapabilirsek, daha fazla diyalog gerçekleştirebilirsek Avrupa'da fark yaratabilecek bir rakam.

VİZE İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI GEREKİYOR: Türkiye, Avrupa emisyon alışveriş sisteminin de bir parçası olmak istiyor. Bu kapsamda giderek karmaşıklaşan vize işlemlerinin kolaylaştırılması gerekiyor. Şengen vizesi ile seyahat mümkün olana kadar bir vize kolaylaştırmasına ihtiyacımız var. İş camiamızın bu konuda önceliklendirilmesi gerekiyor. Ulaştırma konusunda da ciddi bir problemle karşı karşıyayız. Avrupa'nın geri kalanıyla bağlantı anlamında yardıma ihtiyacı var. Sadece Türk iş insanları değil, Avrupa iş camiası da Avrupa'dan mümkün olduğunca kısa bir sürede Gümrük Birliğini modernize etmek için müzakerelere başlamasını istiyor." 

Ukrayna'daki savaşın herkes için hayatı zorlaştırdığını belirten TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük Birliği'nde modernizasyona ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu’nun konuşması şöyle:

“HERKES İÇİN HAYAT ZORLAŞIYOR: Ukrayna'daki savaş herkes için hayatı zorlaştırıyor. Yüksek enflasyon, enerji arzı, kıtlık ve yüksek enerji fiyatlarının ekonomiler ve toplumlar üzerinde doğrudan olumsuz etkiye sahip. AB ve Türkiye iş çevreleri, Türk hükümeti ve Avrupa Komisyonu olarak bir araya gelip mevcut durum, müşterek çözüm yolları hakkında konuşmak önemli. Bu etkinlik Türkiye-AB İş Diyaloğu Projesi'nin bir parçası.  Türkiye, AB üyeliğine aday bir ülkedir. Türkiye ve AB Gümrük Birliği'nde. İkili mal ticareti, son 25 yılda 4 kattan fazla arttı.

AB TÜRKİYE'NİN AÇIK ARA EN BÜYÜK İTHALAT VE İHRACAT ORTAĞI: Türkiye AB'nin 6'ncı en büyük ticaret ortağı. AB, Türkiye'nin açık ara en büyük ithalat ve ihracat ortağı, aynı zamanda ana yatırım kaynağı. Türkiye'nin ithalatının üçte biri AB'den geliyor. Ülkenin ihracatının yüzde 41'i AB'ye gidiyor. AB ile Türkiye arasındaki toplam mal ticareti 132 milyar euroya ulaştı. Türkiye'nin AB'ye ihracatı 63 milyar euro civarında. Bu ihracat; ağırlıklı olarak makine ve ulaşım araçları, giyim, tarım ve ham maddelerden oluşmaktadır. AB'nin Türkiye'ye ihracatı 70 milyar eurodur. Bu ihracata makine ve ulaşım ekipmanları, kimyasallar, yakıt ve madencilik ürünleri hakimdir.

İŞ DÜNYASI OLARAK DAHA FAZLASINI YAPABİLECEĞİMİZİ BİLİYORUZ: AB ile Türkiye arasında iki yönlü hizmet ticareti 27 milyar euroya ulaştı. İş dünyası olarak daha fazlasını yapabileceğimizi biliyoruz. Türkiye hükümetinin, AB üye devletlerinin ve Avrupa Komisyonu'nun desteğine ihtiyacımız var. Yeşil Anlaşma çağında Gümrük Birliği'nin modernizasyonunu en çok ihtiyacımız olan güçlendirici olarak görüyoruz." 

Eurochambres Başkanı Luc Frieden toplantıya video konferans yöntemiyle katıldı. Luc Frieden, şunları söyledi:

“BU ÜST DÜZEY İŞ DİYALOĞU BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ ZORLUKLARIN OLDUĞU BİR ZAMANDA GERÇEKLEŞİYOR: Türkiye ile AB arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için iş çevreleri arasında diyalog kurmaktan daha iyi bir yol olmadığını düşünüyorum. Bu üst düzey iş diyaloğu benzeri görülmemiş jeopolitik ve makroekonomik zorlukların olduğu bir zamanda gerçekleşiyor. Hemen yan tarafta bir savaşımız var. Son derece yüksek enerji fiyatlarımız var. Avrupa halkına büyük sorunlar yaratan bir enflasyonumuz var ve bu bağlamda birbirinden ayrılmak yerine birlikte çalışmanın her zamankinden daha önemli olduğunu düşünüyorum.

GÜMRÜK BİRLİĞİ'Nİ MODERNİZE ETMEMİZ GEREKİYOR: AB ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişki oldukça derin. Ancak daha fazlasının yapılması gerekiyor. Türkiye'yi önemli bir iş ortağı olarak yanımızda bulundurmamız gerekiyor. O zaman Gümrük Birliği'ni modernize etmemiz gerekiyor.” 

İstanbul’da bulunmaktan memnun olduğunu belirten AB Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Oliver Varhelyi de Türkiye’nin önemli bir partner olduğunu söyledi. Varhelyi’in konuşması şöyle:

"SAVAŞIN UKRAYNA’NIN DIŞINDA YARATTIĞI AĞIR SONUÇLAR VAR: Türkiye önemli bir partner ve önemli bir NATO müttefiki. Kullanılmamış potansiyeller ve karşılaştığımız zorluklar var. Savaşın Ukrayna’nın dışında yarattığı ağır sonuçlar var. Jeopolitik olarak Türkiye savaşa çok yakın. Gıda, enerji ve hammaddeye kısıtlı erişimin ele alınması önemli.   

TÜRKİYE’YE YATIRIM TRENDİNDE DÜŞÜŞLER OLDU: AB ile Türkiye arasında temeli kuvvetli iş birliği var. Ancak Covid-19 pandemisi ve ekonomik zorluklar nedeniyle Türkiye’ye yatırım trendinde düşüşler oldu. Ülkedeki politik tercihler rekabetçi yatırımlara engel oluyor. Türkiye ile çalışmaya hazırız. Türk yetkililerle iş birliğini arttırarak yeni pazar zorluklarını fırsata dönüştürmek istiyoruz. Yeni Türk Yatırım Platformu oluşturduk. Amacımız yatırımları sahada daha çok hissedilmesini sağlamak.”    

Bu konuşmaların toplantının basına kapalı oturumuna geçildi.