Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Maden (Bazgiret) Köyü’nde, yeniden başlatılmak istenen madencilik faaliyetlerine karşı bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda, maden karşıtı aktivistler ve akademisyenler, izin belgesinin sahte olduğunu iddia ederken, madenciliğin bölgeye ekonomik değil, yıkım getireceği uyarısında bulundu.

"Sahte Diploma Gibi Sahte Belge Üretilmiş"

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, şirketlerin "tüm izinleri aldık" söylemi üzerine inceledikleri belge hakkında çarpıcı bir iddiada bulundu. Şirket tarafından gösterilen MAPEK onaylı izin belgesinin sahte olduğunu belirten Karahan, e-Devlet sisteminde bu belgeye dair herhangi bir kayda rastlanmadığını vurguladı:

"Gelen belge, görünüşte MAPEK’in bir belgesiydi... Bu belgeyi incelediğimizde, belgeyle ilgili arama kriterlerine uygun bir kayıt bulunamadı. Sahte diploma gibisinden sahte belge üretmeye başlamışlar. E-devlet’ten kontrol ettiğimizde, bir başvuruda ‘faaliyetleri durdurulmuş’ yazıyor; bir diğerinde ise böyle bir belge bulunamadı. Peki, bu izin kimin izni? Bir izin yok."

KTÜ Öğretim Üyesi Kurdoğlu: "Maden Zengini Ülkelerde En Büyük Sorun Açlıktır"

Toplantıya katılan KTÜ Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, madenciliğin ekonomik kalkınma getirdiği söylemini çürüten çarpıcı bir analiz sundu. Kurdoğlu, maden zengini Afrika ülkelerini örnek göstererek, sistemin mantığını açıkladı:

"Dünyada madeni en çok olan bölgeler Afrika’nın güneyine kadar uzanıyor... Peki, açlık haritasına baktığınızda, bu haritalar bire bir örtüşüyor. İlginç değil mi? Maden olduğu halde neden o ülkeler kalkınamıyor? Çünkü burada çıkan madenin çok küçük bir kısmı o ülkeye kalıyor... Maden zengini ülkelerde en büyük sorun açlıktır. Çünkü bu sistem, zenginlik üretmez; sömürür."

Doç. Dr. Kurdoğlu ayrıca, ruhsat alanının bin 980 hektar olmasına rağmen raporda 22 hektar gösterilmesinin hem devleti hem de yöre halkını kandırmak olduğunu söyledi.

Köy Sakinlerinden Direniş Mesajı

Maden Köyü sakinlerinden Ayvaz Işık, madencilik faaliyetlerinin uluslararası sermayenin yerüstü ve yeraltı kaynaklarını talan etme çabası olduğunu ifade etti. Işık, yıkıma karşı dayanışma içinde olunması gerektiğini belirtirken, toplantıya katılan bir köy sakini ise kararlılıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Onları bu dereye sokmayacağız. Başka yolu yok!”

Toplantıda, maden faaliyetlerinin sadece doğayı değil, bölgenin geleneksel ekonomik ve kültürel yapısını da tehdit ettiği vurgulandı.