"Haksız Gözaltı, Hukuk Devleti İlkesiyle Bağdaşmıyor"
TGC, gazetecilerin bir siyasi figür lehine yaptıkları iddia edilen sosyal medya paylaşımlarının veya haber faaliyetlerinin "suç örgütüne yardım" gibi ağır bir suçlamayla ilişkilendirilmesini eleştirdi. Açıklamada, operasyona ilişkin kamuoyuna yansıyan detayların hukuki belirsizlik yarattığı vurgulandı:
"‘Gözaltı’ terimi kullanılmadan, ancak özgürlüğü kısıtlayıcı bir biçimde bireylerin evlerinden alınması, hukuki bir belirsizlik ve keyfiliğe kapı aralamaktadır. Bu uygulama, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır."
Cemiyet, gazetecilerin telefon ve dijital cihazlarına el konulmasının, meslek sırrı ve haber kaynaklarının gizliliği ilkesinin ihlali anlamına geldiğini belirtti.
TGC’den İktidara Çağrı: "Gazetecilik, Suç Örgütü Faaliyeti Değildir"
TGC, gazetecilik mesleğinin temel işlevini hatırlattı:
"Gazetecilik, demokratik toplumun vazgeçilmez bir unsurudur; suç örgütü faaliyeti değildir. Gazetecilik hiçbir suretle ‘suç örgütüne yardım’ olarak nitelendirilemez."
Açıklama yapıldığı saatlerde Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak'ın serbest bırakıldığı belirtilirken, hala gözaltında bulunan üyeleri Ruşen Çakır’ın da serbest bırakılması talep edildi. TGC, iktidara gazetecilik mesleğine yönelik gözaltı uygulamasından vazgeçmesi çağrısı yaptı.





