DEM Parti Erzurum İl Başkanlığı’nın düzenlediği "Barış ve Demokratik Toplum Buluşması"na katılan DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan, Kürt meselesinin çözümünde Abdullah Öcalan’ın rolünü ve TBMM Komisyonu'nun İmralı ziyaretini değerlendirdi.

Buldan, 2013-2015 yılları arasındaki çözüm sürecinin kesintiye uğramasına hayıflandıklarını belirterek, araya giren 10 yıllık kaybın herkese çok şey kaybettirdiğini söyledi.

Öcalan’ın Çağrısı ve Devletin İradesi

Buldan, süreçteki en büyük iradenin İmralı’dan geldiğini belirtti ve Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan sürece rağmen Öcalan'ın yapıcı rolünü vurguladı:

"1 Ekim’den sonra yapılan bütün görüşmelerde, Sayın Öcalan üzerine düşen sorumluluğu, iradeyi ve kararlılığı ortaya koyan bir aktör olarak karşımızda duruyor."

"40 yıllık çatışmalı süreci bitirecek olan çağrılarla, ortaya konan iradelerle ve büyük bir sorumluluk alarak Sayın Öcalan’ın bu sürece büyük bir rol biçiyor... Ben, hem devletle hem Sayın Öcalan’la görüşmeyi yapan birisi olarak her iki taraf da bu sorunun çözümü için büyük bir irade ortaya koyduğunu söyleyebilirim."

Buldan, Öcalan’ın sürekli olarak şiddetin değil, siyasetin, konuşmanın ve barışın zamanının geldiğini dile getirdiğini aktardı.

CHP’ye Eleştiri: "Gitmemeyi Tercih Etmeleri Eksikliktir"

TBMM Komisyonu’nun İmralı’ya gitme kararı almasını destekleyen Buldan, CHP'nin komisyona üye vermeme tutumunu eleştirdi:

"CHP'nin gitmesini çok önemsiyoruz, çok da istiyoruz. Gitmemelerini biz bir eksiklik olarak görüyoruz. Kürt sorununa yaklaşım bu olmamalıdır. Çözümün gelişebilmesini sağlamak için herkes elini taşın altına koymak durumundadır. Çünkü barış siyaset üstü bir meseledir."

Hatimoğulları, süreçte atılacak adımlar için "geçiş hukuku" yasasının çıkmasını şart olarak gördüklerini söyledi:

"Çıkarılacak olan geçiş hukuku yasasının kimi, kimleri, neyi, ne kadar kapsayacağını henüz bilmiyoruz. Bunun hazırlığı var. İktidar cephesinde bir hazırlık var ama bizim de kendi hazırlığımız var."

Buldan, Öcalan'ın Kürt halkının hakkını, hukukunu ve herkesin tanıması gerektiğini anlattığını belirterek, "eşitçe yaşayacağız" vurgusunu yaptı.