HDP Muş Belediye Eş Başkan Adayı Sırrı Sakık, "Zor olduğunu biliyorum AKP ile aramızda 20 puanlık bir fark olduğunu da biliyorum ama biz zoru başaracağız. Ağrı’da da zoru başardık" dedi. Cumhur İttifakı nedeniyle MHP Muş Belediye Başkan adaylığından geri çekilen ve bağımsız aday olan Şerafettin Yatçı “Nezaketen de olsa bize sorulmadı" diye konuştu.

dokuz8haber'den Bekir Güneş, HDP Muş Belediye Eş Başkan Adayı Sırrı Sakık, Bağımsız Belediye Başkan Adayı Şerafettin Yatçı ve Eğitim-Sen Şube Eş Başkanı İlyas Aslan ile görüştü.

https://www.youtube.com/watch?v=7s69GdtQjA8&feature=youtu.be

SIRRI SAKIK: BİZ ZORU BAŞARACAĞIZ

HDP Muş Belediyesi Eş Başkan adayı Sırrı Sakık, neden aday olduğunu “Yoksulluk kentin ruhunu çürütmüş kent yaralı, yani cumhuriyetin kuruluşundan beri sürekli yoksullukla mücadele etmiş bir kentten bahsediyoruz. İşte benim bu yolculuğa çıkış sebebim de bu yoksulluğu kent halkı ile beraber nasıl yenebiliriz, burada şu belediyede adil adaletli bir belediyeciliği nasıl inşa edebiliriz” sözleri ile açıkladı. “İktidar ve belediye başkanları bu kenti çok yordular aşiretçilik yaptılar, ailecilik yaptılar kentin akarlarını o kadar çarçur ettiler ki bütün kent bunları biliyor” diyen Sakık, “Şimdi biz gelip bu yaraları saracağız; adil olacağız, adaletli olacağız, kimseye yalan söylemeyeceğiz, kimsenin parasına tenezzül etmeyeceğiz. Biz Ağrı’da böyle yaptık. Ağrı’da böyle yaptığımız için bu kentte böyle bir talep oluştu. Zor olduğunu biliyorum AKP ile aramızda 20 puanlık bir fark olduğunu da biliyorum ama biz zoru başaracağız. Ağrı’da da zoru başardık. Biz gittiğimizde biz yüzde 24 ile AKP yüzde 70’teydi. Orada halk bize inandı ve biz orada bu inançla 2 seçim aldık. Şimdi bu iklimi burada hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.

“15 TEMMUZ GECESİ AĞRI SOKAKLARINDA HALKIN ÖNÜNDE YÜRÜDÜM”

Sakık, “Hiç kimse halkın iradesine karşı elindeki KHK’ları olağanüstü hal uygulamalarını acımasız bir silah gibi halkın iradesi karşı kullanamaz. Geçmişte 15 Temmuz darbesinde yaşanan süreçte çıkartılan olağanüstü hal uygulamasına dayanarak kayyumlar atandı. 15 Temmuz gecesi hani hep diyor ya Cumhur ittifakı ‘O gece biz sokaktaydık’ diyor ama o gece saat 11.00 itibari ile Ağrı sokaklarında halkın önünde yürüyen bir belediye başkanıydım. Onun hemen ertesinde Ağrı’da hiç bir huzursuzluk yokken (hani hep diyorlar ya öncesinde hendekler var, savaşlar var, kavgalar var. Bunların hiçbiri de yoktu) eğer bir kayyum atandıysa bunun bir nedeni ortaya koyulması gerekir. Bunların hiçbiri de ortaya koyulmadı” diye konuştu.

“BUGÜN KAYYUM ATANMASINA HALKIMIZ DA MÜSAADE ETMEZ”

Sakık sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi soruyorum kardeşim: Siz niye seçim yapıyorsunuz? O zaman seçim de yapmayın direkt olarak halka deyin ki ‘Biz sizin iradenizi tanımıyoruz’, ‘Seçtiğiniz milletvekillerini tutuklayacağız, seçtiğiniz belediye başkanlarının yerine kayyum atayacağız’. Bunun adı demokrasi değil, bunun adı seçim değil. Artık kimsenin böyle davranma şansı olduğuna inanmıyorum. Dünün güneşi ile bugünün çamaşırlarını kurutamazsınız. Dün öyle bir süreç vardı ama bugün öyle bir kayyum atamasına halkımız da müsaade etmez. Türkiye’nin bunları çok geride bırakması gerekiyor ve yeni bir sürecin başlaması gerekir. Hepimiz yaralıyız. Yaralı kentlerden bahsediyoruz, bu kentin yaralarını sarmamız lazım. Halk iradesini ortaya koysun yoksa kayyum mu hodri meydan onların sorunu. Ya halkı demokrasi ile yöneteceksiniz ya da demokrasi dışı bir yönetimse o da bizim işimiz değil biz demokrasiye özgürlüklere inanıyoruz. Ben bu topraklarda demokrasi ve özgürlüğün kazanacağına inanıyorum.”

“MUŞ’U DİZAYN ETMEYE ÇALIŞTILAR”

“Bu kente geldiğimde evet burası AKP’nin kalesiydi. Buraya geldiğimde taşlar yerinden oynadı. Devletin kamu görevlileri, bütün siyasi partiler Muş’u dizayn etmeye çalıştılar. Önce MHP adayını geri çektiler sonra İyi Parti adayı üzerine baskı oluşturdular o adayı da geri çektiler. Sonra CHP’nin YSK’ya verdiği sandık kurulu üyelerinin büyük çoğunluğu CHP’li olması gerekirken AKP’lilerden oluştu. Bize karşı böyle bir blok oluştu” diyen Sırrı Sakık sözlerine şöyle devam etti: “Ama halkın bloğunu, halkın gücünü hiç kimse yenemez. Burada halk söylediklerimin hepsini büyük bir sesle seslendiriyor. Burada adil ve adaletli bir belediye bir belediye başkanı istiyor. Bu kentin hırsızlık, yolsuzluklarla iç içe olduğunu bu halk biliyor. Onun için bir şer cephesi oluştu; bir de adaletten özgürlükten demokrasilerden yana bir halk cephesi oluştu. Ben bu halk cephesinin gün geçtikçe büyüyeceğine inanıyorum. Burada halk kararını verdi. Onun için buraya her gün bir bakan geliyor, cumhurbaşkanı yardımcısı geliyor toplantılar yapıyorlar, birebir çalışmaya gidiyorlar. Hani bu ülkede bakanlar bağımsız olacaktı. Buraya gelen her bakan AKP’nin bir militanı gibi çalışıyor, il başkanı ile ilçe başkanı ile yalvararak oy talep ediyorlar. Biz de halkımızın yüreği ile halkımızın çıplak yüreği ile bu seçimi alacağımıza inanıyoruz.” https://www.youtube.com/watch?v=Jb4RmPMoHJ8&feature=youtu.be

BAĞIMSIZ ADAY YATÇI: KENDİMİ FAVORİ OLARAK GÖRÜYORUM

Cumhur İttifakı nedeniyle Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Muş Belediye Başkan Adaylığından geri çekilen Şerafettin Yatçı, bağımsız aday olmuştu. Yatçı, “Nezaketen de olsa bize sorulmadı, sorulsa çok daha iyi olabilirdi fakat sorulmadı. Genel merkezler çok güçlü liderler çok güçlü isterlerse istediklerini yapabiliyorlar; bunun adına da demokrasi diyorlar. Ama bu seçimler ne partilerin seçimidir ne genel başkanların seçimidir, bu seçimler halkın seçimidir. Onlar istedikleri adayı dayatsınlar, istedikleri adayı göstersinler, kararı halk verecektir. Adaylar sembolik kimselerdir” dedi. “Şu an benim arkamda bir siyasi parti yok bütün siyasi partilere bütün siyasi kitlelere aşiretlere topluluklara eşit mesafedeyim” diyen Yatçı sözlerine şöyle devam etti: “Arkadaşlarla bir araya geldiğimiz zamanlarda kendime pay çıkartmak adına onlara ‘her şeyin yenisi makbuldür ama belediye başkanının eskisi makbuldur’ diyorum. Biz o arkadaşlara nazaran daha önceden belediye başkanlığı yaptık Muş’a da çok katkımız oldu. Maalesef AKP iktidarı döneminde Muşlu hemşerilerim kendilerine çok destek verdiler çok yanlarında oldular ama bu desteğin karşılığını iktidardan pek görmedik. Kamuoyunda çok ciddi bir karşılığım var bütün sosyal kesimlerle aşiretlerle çok ciddi bir samimiyetim var. Hiç bir insanı düşüncesinden fikrinden dolayı ayırmam. Herkesi kucaklarım bundan kaynaklı bu seçimde kendimi favori olarak görüyorum.”

ASLAN: DAHA ŞEFFAF VE DEMOKRATİK BİR ORTAMA İHTİYAÇ VAR

Eğitim-Sen Şube Eş Başkanı İlyas Aslan, "İlk başta en çok ihtiyacını duyduğumuz şey ekmek, su ve hatta nefesten öte biraz daha biraz daha demokratik bir çerçevenin çizilmesi. Biz sahip olduğumuz bütün sorunların demokratik bir çerçevede çözülebileceğine inanıyoruz. KESK bilinir Eğitim Sen bilinir, 100 yıllık mücadelesinde neyi esas aldığı da bilinir. Bir çok bedel ödedi öder de. Fakat bizim ulaşmaya çalıştığımız nokta şudur daha şeffaf, demokratik ve herkesin kendini özgürce ifade edebildiği bir ortam" dedi. Aslan, "Belediyeyi hiç bir zaman böyle gidip kendi sorunlarımı ileteceğim bir kurum olarak göremedim ve bir çok insanın benimle aynı görüşte olduğunu söyleyebilirim. Yani bu da şeffaflıktır. Şeffaflığın olmadığı, bir kaç kişinin yönetmeye çalıştığı ve kendilerince üretmeye çalıştıkları hizmeti biz göremedik ve bir çok insan belediyeye karşı kentine karşı aidiyet sorununu hissediyor. Çünkü burada bir şey yapılacağı zaman vatandaşa sorulmuyorsa ve görüş alınmıyorsa sadece belli bir yerden bir şey yapılmaya çalışılıyorsa, bu daha baştan sorunludur. Burada başka çalışmalar yapıldı biz her şeyi çok fazla söylemeyelim fakat stratejik çalışmadan yoksundu. Herkes bilir ki bir iki yıl biz burada toz duman içinde yaşadık, sular kesildi, bir sürü problem yaşandı. ‘Biz çalışıyoruz kimse bizi sorgulamasın’ gibi bir tavır vardı. ‘Daha güzel bir çalışma sistemi olamaz mı’ diye sorduğumuzda da ‘hizmet yapıyoruz gerisine karışmayın’ gibi geri dönüşler aldık" ifadelerini kullandı.