Mavi Kalem Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin Sosyal-İş sendikasına üye oldukları için işten çıkardığı Mavi Kalem işçileri, dernek binası önünde yaptıkları basın açıklamasında  30 Eylül'de Çağlayan Adliyesi'nde görülecek işe iade davası için çağrı yaptılar.

Mavi Kalem Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Derneği’nde çalışan 14'ü kadın olmak üzere 20'ye yakın işçi, geçen yıl Mart ayında sendikanın yetki alması için Çalışma Bakanlığı’na başvurduğu için Mavi Kalem yöneticileri tarafından işten çıkarıldı. 

"Sendikal hakkımız engellenemez" pankartının açıldığı basın açıklamasını işten çıkarılan işçilerden Anıl Eser okudu:

"Hak temelli çalıştığını iddia eden Mavi Kalem Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nde hak gaspı yaşanmaktadır. Anayasal hak olan sendikalaşma hakkını kullanıp Sosyal-İş üyesi olan için işçiler, Mavi Kalem Yönetim Kurulu ve Yürütme Kurulu tarafından cezalandırılmaktadır.  Mavi Kalem’de projeler/sözleşmeler bitti denilerek büyük çoğunluğu sendikalı olan arkadaşlarımız işten çıkarılmışlardır.  Bu süreçte yeni iş ilanları açılmaya devam etmiştir ve yeni açılan pozisyonlar için yıllarca Mavi Kalem’e emek vermiş işçiler dahi sendikalı oldukları için değerlendirilmemiş, nitelikleri, eğitimleri, deneyimleri olmasına rağmen yeni pozisyonlar teklif edilmemiş ve doğrudan sendikalı olma tercihlerinden kaynaklı işveren tarafından toplu işten çıkarmaya maruz bırakılarak cezalandırılmışlardır" dedi.

Eser, "Mavi Kalem Yönetim ve Yürütme Kurulu üyelerini yasalara ve işçi haklarına saygılı davranmaya, anayasanın 51. maddesine uymaya davet ediyoruz. Üyelerimiz, Mavi Kalem Yönetim ve Yürütme Kurulu üyeleri tarafından açlık, baskı, ücretsiz izin, sözleşmelerin yenilenmemesi, sistematik mobbing ile 'terbiye' edilmeye çalışılmaktadır. Elini masaya vurarak üyelerimizi 'Çayını, kahvenizi keserim' diye tehdit eden sözde 'insan hakkı savunucusu' (!) Mavi Kalem yöneticileri kimlerin sendikalı olduğunun peşine düşmüş, nitelikli veri gizliğini kurumsal olarak ihlal etmişlerdir. Doğal afetler, kitlesel göç, salgın gibi süreçler Sivil Toplum Kuruluşlarının işlerinin azaldığı değil bilakis kriz süreçlerinde sorumluluklarının arttığı dönemlerdir. Mavi Kalem Yönetim ve Yürütme Kurulu kar amacı güden kuruluşların pandemi gerekçesiyle 'işçi kıyımlarını' gölgelemede kullandıkları daralma bahanesini tekrarlamış, aktif olarak devam eden projelerden çeşitli uzmanlıkları olan arkadaşlarımızı işlerinden çıkararak hizmet sağlamakla görevli olduğu dezavantajlı ve kırılgan grupların da iyilik hallerini olumsuz etkilemiş, bu süreçte sendika ile görüşme kanallarını kapatmıştır" dedi.
"Mavi Kalem çalışanları suç işlemedi" diyen Eser sözlerine şöyle devam etti:

"Anayasal haklarını kullanıp sendikalı oldular. Neden sendikalı oldular? Yöneticilerle yapılan toplantıyı terk ettikten sonra ağlayarak istifa eden arkadaşlarını gördüler, sendikalı oldular. Kurum içindeki şiddet döngüsünü iliklerine kadar hissettiler, sendikalı oldular. Pandemide mesai saati kavramı fiilen ortadan kaldırıldı, işverenler tarafından her an ulaşılabilir köleler olarak görüldüler, sendikalı oldular. 'Bu ekiple devam edilecek' sözünü duyup İstanbul’a çocuklarıyla yerleşme hayali kuran arkadaşlarını sözleşmelerinin son anına kadar çalıştırıp kovduklarında güvencesizliği, keyfiliği, baskıyı gördüler, sendikalı oldular. Kişisel alanları ihlal edildi, sendikalı oldular. Dayanışmak için, haksızlığa, sömürüye karşı koymak, 'Bizim de söyleyeceklerimiz var' demek için Mavi Kalem’de sendikal örgütlenmeyi tamamladılar.Sosyal-İş Sendikası Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na başvurusunu yapmış ve 26 Haziran 2020 tarihi itibariyle yetkisi onaylanmıştır. İşveren ise sendikalaşmayı kurum için 'tehdit’' olarak görerek zaman kazanmak amacıyla yetkiye itiraz etmiştir.

İtiraz süreciyle birlikte 20’ye yakın arkadaşımız en temel hak olan sendika üyesi olma tercihlerinden kaynaklı çeşitli zaman aralıklarıyla işverenin planlı tasfiyesine uğramış ve işsiz kalmıştır. Sevgili sivil toplum emekçileri, anlatılan sizlerin de hikayesidir, sivil toplum sektöründe çalışan binlerce işçinin hikayesidir. Mobbing, güvencesiz çalışma, iş tanımının belirsizliği, gönüllülük adı altındaki emek sömürüsü, kurumlardaki şiddet kültürü, cinsiyete dayalı ayrımcılık, etkili bildirim mekanizmalarından yoksunluk, keyfilik, sivil toplum sektöründe çalışan işçilerin yaşadıkları hak ihlallerinin bir kısmıdır. Yüzlerce vakanın üstü işverenler tarafından örtülmektedir. Bütün bu sömürü çarkını aşabilmenin yegâne yolu da dayanışmayı büyütmekten, örgütlenmekten, anayasal hakkımızı kullanarak sendikalaşmaktan geçmektedir.
Kendi hakkını savunamayan, ötekinin hakkını da savunamaz. Mavi Kalem işçileri haksız ve hukuksuz şekilde işten çıkarılmıştır. Üyelerimiz işlerini ve sendikalaşma haklarını istiyorlar, alacaklar! Sivil Toplum sektöründeki emek sömürüsünü de hak gasplarını da görünür kılacağız, üyelerimize hukuki ve sendikal destek vermeye, sivil toplum emekçileri arasında örgütlenmeye devam edeceğiz."

Basın açıklaması yarın Çağlayan Adliyesi'nde 11'de görülecek işe iade davasına çağrı yapılarak sonlandırıldı.