CHP’nin Milletin Sesi mitinglerinin üçüncüsü Lozan’ın yıldönümünde Balıkesir Kuvayı Milliye Meydanı’nda yapıldı.

Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmada, Balıkesir’in, Kuvayi Milliye'nin başkenti olduğunu belirterek, “Meclis açıldığında ilk yapacağımız iş, Lozan'ın ilanının yıl dönümünü bayram ilan edeceğiz. Bu teklifi yaparken ak ile karayı bir daha göreceğiz. Kimlerin vatansever olup olmadığını göreceğiz. O gün Genel Kurulu beraber izleyeceğiz” dedi.

“DEVLETİ SOYANLARIN, DEVLETİN MAKAMLARINDA YER ALMALARINI İSTEMİYORUZ”

CHP olarak iki kırmızı çizgileri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Vatanımız ve bayrağımız. Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun vatanına ve bayrağına saygısız olan herkes benim başımın üstünde yeri vardır.

Bugün geldiğimiz noktada kutuplaşan bir toplum var. Dış politikanın şahsileştiğini görüyoruz. Birilerinin iradesine göre dış politikanın oluştuğunu görüyoruz. Dış politikanın milli olmaktan çıkarıldığını görüyoruz. Ağır bedeller ödüyoruz. Devletin yapısında ciddi çürüme var. Devlette liyakat kalmadı. Rüşvet alanların büyükelçi olarak tayin edildiği bir ülke olmak istemiyoruz. Devleti soyanların, devletin makamlarında yer almalarını istemiyoruz. Devlette liyakat ve adalet istiyoruz. Bizim görevimiz, devletin kurumlarında adalet ruhunu yeniden ihya etmektir. Merkez Bankası'nın kasasında kendisine ait 5 cent bile para yok. Bu ülke kan ve göz yaşı ile kuruldu. Bu ülke sıradan bir ülke değil. Bu ülkenin bir itibarı ve saygınlığı var. Buradan çekip çıkarmamız lazım. Devletin dini adaletse, adaleti yeniden getirmemiz lazım. Adalet için bu kardeşiniz yürüdü, eşlik etti bana milyonlar, onlara da helal olsun.

“UYUŞTURUCU BARONLARIYLA MÜCADELE EDECEĞİM”

Herkes artık bugün herkes hak hukuk adalet diyor. İnanın, bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti mutlaka getireceğiz. Bize inanın. Rüşvet alan elçileri, iktidar olduğumuzda derhal görevlerinden alacağım. Uyuşturucu baronlarıyla mücadele edeceğim. Baronlarla fotoğraf çektirenlere de hesabını soracağım.Baskı kuruyorlar, tazminat davaları açıyorlar, sanıyorlar ki Kılıdaroğlu geri adım atacak. Sizin feriştahınız bile gelse geri adım atmam. Ben millet için çalışıyorum, kendim için değil. Bu ülkede bir çocuk gece yatağa aç giriyorsa o gece rahat uyumam. Bunun kavgasını veriyorum. Üniversite mezunları işsizse, senin çocukların dört yerden maaş alıyorsa ben bunun hesabını sormak zorundayım. Sanıyorlar ki Türkiye'de istedikleri gibi at koşturabiliyorlar. Türkiye'nin tarihini bilmiyorlar. Bizim iktidarımızda bize mal varlığımızı açıkla dediğinde incelemezsen namertsin diyeceğiz. Sorunları çözeceğiz.”

“ÇİFTÇİLERİN KREDİLERİNİN FAİZLERİNİ SİLECEĞİZ”

“İktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde çiftçilerin ister bankalardan ister tarım kredi kooperatiflerindeki kredilerinin faizlerini sileceğiz. Hiçbir çiftçinin ektiği ürün, beslediği hayvan dolayısıyla zarar etmesine asla izin vermeyeceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Emekli vergi veriyor, işçi veriyor, sanayici veriyor, bunlar neden vermiyor. Bu düzeni değiştireceğiz. Rahmetli Ecevit'in dediği gibi: Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzeni getireceğiz. Kırsalda görev yapan kadınlar ve gençler, bunların sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Kadın başkasına muhtaç olmayacak.

EYT'liler; sorunlarınızı çözdüler, çözdüler... Çözemezlerse az kaldı biz çözeceğiz, hiç endişeniz olmasın. Her bayramda en az asgari ücret kadar emekliye ikramiye verilecek. Taşeron işçilerin de kavgasını verdim. 128 bin taşeron işçi kadro alamıyor. Tüm işçilere sesleniyorum. Bizim iktidarımızda tüm taşeron işçilere kadro ve güvence vereceğiz. Tüm öğretmen ve din görevlilerine sesleniyorum. Kaç kişi olduğunuzu biliyorum, tümünüze kadro vereceğiz.

FYcasLyWYAAwpkR

“BAY KEMAL OLMAK İÇİN EMPERYAL GÜÇLERİN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMEYECEKSİN”

Bay Kemal olmak için önce ahlaklı olacaksın, kul hakkı yemeyeceksin, adaletli olacaksın, emperyal güçlerin önünde diz çökmeyeceksin. Bay Kemal olmak için Körfez ülkelerine el avuç açmayacaksın, bu ülkenin itibarını koruyacaksın. Bay Kemal olmak için İstanbul Sözleşmesi'ni bir hafta içinde yürürlüğe koyacaksın. Sen kim, Bay Kemal olmak kim!

Sağlıkta şiddet, bunu da çözeceğiz. TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağıracağız. Tüm sağlıkçılara sesleniyorum. Pazartesi gününden itibaren bu işin takipçisi olacağız. Eğer birileri meclise gelmekten kaçınırsa, kanun teklifine hayır derlerse, iki eliniz yakanızda olsun.

Mülteciler, Suriyeliler, Afganlı kardeşlerimiz... Afganistan'dan gelenleri İran'a iade edeceğiz. Suriyeli kardeşlerimizi davulla zurnayla memleketlerine göndereceğiz. Önce oturup Suriye yönetimi ile anlaşacağız. Ulusal ve uluslararası teminatları alacağız. Okullarını, yollarını yapacağız. İş istihdamı sağlayacağız. Kendi ülkelerinde huzur içinde yaşamaları için ellerimizden ne geliyorsa yapacağız.

Onurlu bir dış politikaya ihtiyacımız var. Eğilmeyen, bükülmeyen bir dış politikaya ihtiyacımız var. Şahsileştirilmeyen bir dış politikaya ihtiyacımız var. Söyledim, dış politika milli olmak zorundadır. İktidar muhalefet ayrımı olmaz. Ama şahsileştirdiler.

“OĞLUNU DEVLET PROTOKOLÜNDE TUTAMAZSIN”

Yaptıkları bazı özel görüşmelerde Dışişleri Bakanlığı'ndan kimseyi almıyorlar. Neden almıyorsun? Sen orada neyi özel görüşüyorsun? Öğreneceğim bunların tamamını, hiç merak etmeyin. Bay Kemal olmak, kemale ermektir. Bunları yapacağım ve öğreneceğim. Kimse memleketin iradesine gölge düşüremez. Sen gidip özel görüşme yapamazsın, yakınlarını oraya taşıyamazsın. Oğlunu devlet protokolünde tutamazsın.

Yoksul hiçbir kadını, erkeğe mahkum ettirmeyeceğim. Bu ülkeye, her eve huzuru getireceğim. Yoksula yardım, yoksulun onuru korunarak yapılır. 1 hafta uzun diyorsanız, 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız.

Soygunu da bitireceğiz. Kul hakkı yiyenden hesabını soracağız. 5-6 yerden maaş alma dönemini bitireceğiz. Devlet saydam olmak zorundadır. Bay Kemal'in felsefesi, iktidar olduğunda halka hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul etmesidir.

Paralar 5'li çetelere gidiyor. Bunlar ile aramı düzeltmeye çalışıyorlar. Neden? Olur da Kılıçdaroğlu iktidar olduğunda bize hesap sormasın. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını hukukunu korumak, Bay Kemal'in görevidir. Beşli çete değil, isterse on beşli çete olsun. Asla ve asla devletin soyulmasına izin vermeyeceğim.

“O PARALARIN TÜMÜNÜ ÜLKEYE GETİRECEĞİM”

Yol yapıyorsun, köprü yapıyorsun, kaça yaptın? Ticari sır. Yahu parayı ben veriyorum ne ticari sırrı? Parayı ben vereceğim o zengin olacak. Yapıyor 2 milyar liraya, gelir desteği veriyorsun 30 milyar lira. Ben buna sessiz kalacağım. Olur da Bay Kemal iktidar olur, sözleşmeyi İngiliz mahkemelerinde görülür diyor. İster İngiliz, ister Japon, ister Amerikan mahkemelerine götür, o parayı söke söke alacağım. O paraların tümünü ülkeye getireceğim.

Sözüm söz, Bay Kemal, Süleyman Şah türbesini kendi topraklarına götürecektir. Yapamadılar, korkuyorlar. Neden korkuyorsun kardeşim? Hiçbir güç bize geri adım attıramaz. Cumhuıriyet Halk Partisi avukat bürolarında kurulan bir parti değildir, Cumhuriyet Halk Partisi savaş meydanlarında kurulan partidir.

Bir değişim çığlığı var. İşçisinden, çiftçisinden, madencisinden, balıkçısından, sanayicisinden, esnafından, taksicisinden, ev kadınından, gençlere herkes değişim istiyor. Değişimi yapacağız, adaletli bir değişim. Cumhuriyetin ikinci yüz yılında güzel ülkemizi demokrasi ile taçlandıracağız. Ve bütün mazlum ülkelerin de demokrasiye geçtiğini göreceksiniz.

Bu söylediklerimin yapılmasını istiyorsanız bize katılın. Beraber yapacağız. Herkesin hakkını savunacağız. Akıllı bir ekonomi yönetimi ile yapacağız. 128 milyar doların nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız bize katılacaksınız. Adalet istiyorsanız, vergilerin nereye gittiğini bilmek istiyorsanız bize katılacaksınız, beraber yapacağız. EYT için bize katılacaksınız. Huzur istiyor musunuz, herkesin karnı doysun istiyor musunuz, herkesin işi olsun istiyor musunuz, bize katılacaksınız.