CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ağrı’nın Merkez ilçesine bağlı suyu olmayan Yüzüncü Yıl Mahallesi’ndeki yurttaşların sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu’nun “Su neden yok? Belediye mi vermiyor” sorusuna bir yurttaş şu yanıtı verdi:

“Bu mahalleye bakmıyorlar, hizmet vermiyorlar. Hiçbir şekilde… 20 yıldır buradayız, 20 yıldır bu mahallede su yok, su vermiyorlar. Yolları görüyorsunuz berbat. Çöpü getirmişler dibimize koymuşlar, enfeksiyon kapıyorlar, çocuklarımız hepsi hasta. Bir kere olsun bu mahalleye adım atmadılar. Oy aydıklarından beri bu mahalleye ayak atmadılar. Bu mahallede onlara oy vermediği için bu mahalleye gelmiyorlar.”

“İNEKLERİME YEM ALAMIYORUM, ÇOCUKLARIMI BESLEYEMİYORUM, SÜT ALAMIYORUM”

Bir yurttaşın “Sayın başkanım hoş geldiniz. Gerçekten içecek suyu bulamıyoruz, anlatacak laf bulamıyorum. Ben aylardır nerdeyse, haftalardır çocuklarıma banyo yaptıramadım” sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, “Su boruları var mı eve kadar?” diye sordu. Yurttaş, “Su motorlarımız var çekemiyoruz. Gerçekten çok mağduruz. Yıllardır mağduruz. Ekonomik kriz. İneklerime yem alamıyorum, çocuklarımı besleyemiyorum, süt alamıyorum. Hiçbir şey yapamıyorum. Her konuda mağdurum. Türkiye gibi bir yerde, Ağrı’da geçimimi yapamıyorum. Su bulamıyorum, süt bulamıyorum, mama bulamıyorum” diye yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu, mahallilere şu sözlerle seslendi:

“Şöyle söyleyeyim; suyun gelmemesi başlı başına bir felakettir çünkü su hayattır, suyun olmadığı yerde hayat olmaz. Ben şimdi Sayın Vali ile konuşacağım, suyun neden kesildiğini soracağım ona, eğer, ‘imkanımız yok biz buraya suyu getiremiyoruz’ diyorlarsa, söz veriyorum, ben size, su neredeyse oradan buraya getiririm. Ama önce onlara söyleyeceğim ya suyu bağlarsınız, bağlamıyorsanız bize izin verin biz su getireceğiz, hiç endişe etmeyin.

Siz oy verseniz de vermeseniz de size suyun gelmesi lazım, ne olursa olsun. Bir şey söyleyeyim; bu kardeşinizin bir görevi de mafya ile mücadele etmektir. Kim olursa olsun, bu mahalleye su gelecek. Daha önce Kars’a gittim, bir köye su vermiyorlardı, dedim ki, valiye söyleyin oraya suyu bağladı bağladı bağlamazsa biz 1 ay içerisinde suyu getireceğiz. Şimdi oraya suyu getirecekler.

Burada da açık ve net söylüyorum buraya suyu bağladınız bağladınız, bağlamazsınız ben geleceğim oturacağım burada suyu bağlayacağım.”  

Bir mahalle sakini, “Bizim muhtarımız defalarca belediye başkanımızın yanına gidiyor, diyor ki yolları yapın. Belediye başkanımız muhtarımıza diyor ki ‘Size yapılacak yol yoktur” diye konuştu.

“UMUDUMUZ SENSİN, BU SEFER Kİ CUMHURBAŞKANIMIZ SENSİN, SEN…” “KÜRTLERİN BAŞKANI SENSİN SEN”

Bir kadın yurttaş, Kılıçdaroğlu’na yaklaşarak, “Umudumuz sensin, bu seferki Cumhurbaşkanımız sensin, sen” diye seslendi.

“KEŞKE ELİMİZ KIRILSAYDI DA AK PARTİ'YE OY VERMESEYDİK, BUNDAN SONRA VERMİYORUZ”

Mahalleli bir yurttaşın, “Keşke ellerimiz kırılsaydı ona oy vermeseydik, gerçekten mahalleyi mahvetti. Keşke elimiz kırılsaydı da AK Parti'ye oy vermeseydik, bundan sonra vermiyoruz” sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, “Elleriniz hep sağlam kalsın” yanıtını verdi.

Yurttaşın, “Biz muhtarımızı seçtik halk olarak şu an belediye bizim muhtarımızı tanımıyor. Emin ol Allah’a 24 saat bizim suyumuz akmıyor. Sabah kalkmışım elimi yıkayacak su bulamadım” sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, “Onlar sizin muhtarınızı tanımazsa biz sizin muhtarınızı tanırız. Sizin muhtarınızı siz seçtiniz. Herkes tanımak zorundadır” diye karşılık verdi.  Yurttaşın Kılıçdaroğlu’na verdiği karşılık “İnşallah seni başa getireceğiz Allah’ın izniyle” oldu.

SU BAĞLANMADIYSA SÖZ BEN GELECEĞİM BURADA SİZİN SUYUNUZU BAĞLAYACAĞIM

Kılıçdaroğlu, mahalle muhtarının tanınması gerektiğini belirterek, “Belediye başkanını seçen Ağrılılardır, muhtarı da seçen Ağrılılardır. Muhtarı da tanıyacaklar. Muhtar milletin sesidir, sizin sesinizdir. Şimdi şurada anlaşıyoruz, su bağlanmadıysa söz ben geleceğim, burada sizin suyunuzu bağlayacağım” dedi.

Kılıçdaroğlu, mikrofonu yurttaşlara uzattı. Mahalle sakinlerinden Metin Taşdemir şu sözlerle Kılıçdaroğlu’na dert yandı:

“Ben orman işletmede çalışmaktayım. 5 ay 19 gün bizi köle olarak çalıştırıyorlar. Artı 10 aya çıkartıldı. 14’üncü maddeyi bize eklemişler İŞ-KUR’da bile işsizlik maaşı alamıyoruz. Bir torba un şu anda 500 milyon (500 TL). Biz hangi kapıyı çalsak, ‘Efendim siz SSK’lı işçisiniz alamıyoruz işe.’ Şu anda ben Taşlıçay’dayım. Evimi buraya getirdim. Kızlarımız okuyor, çocuklarımız okuyor. Şu anda 3 ay işsiziz. Ne yapabiliriz burada? Benim tek derdim, bir ricam önerge vermenizi istiyorum. Bize bir kadro talebinde bulunmanızı istiyorum. Tabi şimdi derdimiz çok, kederimiz çok. Şu anda yine teşekkür ediyorum.”

Bir genç yurttaş ise şunları söyledi:

“Başkanım Bursa’daki Yeşil Tekstili biliyorsunuz. Avrupa’nın en büyük 3. fabrikalarından biri. Şimdi buraya kayyum atandı. Sırrı Sakık döneminden sonra Vali Elvan geldi. Ondan sonra buraya fabrikayı o kurdu. Onun üzerine Savcı Sayan oturdu. Uluslararası fabrikalar geldi. Önceden bize sendika konuşmasını söylediler. Hani dediler ki, ‘Sendikaya herkes üye olabilir, uluslararası bir hak bu’. Bize öyle bir konuşma yapıldı. Bursa’dan geldiler.

Biz kendimiz bir sendikayı getirdik, onlar da yönetimin, iktidarın Hak-İş’in sendikasını getirdi. Biz Teksif’i seçtik. Teksif’i seçtiğimiz gün 24 kişi, ertesi gün 24 kişi toplam bir hata içerisinde 172 kişiyi çıkardılar işten. Şu an içeriye alınan 22 kişi çok özür dilerim burada büyüklerim var, size de saygısızlık oluyor, yalakalık yapanları işe aldılar. Böyle baş kaldıranları, yönetime karşı duranları, dik duranları, devrimcileri almadılar. Savcı Sayan dedi ki, ‘Fabrikanıza sahip çıkın’, ‘Kapatmayacağım, kapatmayacağım’ dediler, patronu getirdik, patronla konuştuk. Patron dedi ‘Kapatmayacağım’. Biz de dedik ki, ‘Mağdur olanları bari geri alın’. O da (Patron) dedi ki, ‘Savcı Sayan ne dediyse o oluyor.’ Savcı Sayan gidip konuşma yapıyormuş. Şu an burada da mağdurlarımız var. Sizden tek bir ricam var, bunu Meclis’e sunmanızı istiyorum.”

“İYİ BİR GELECEK İÇİN, İYİ BİR TÜRKİYE İÇİN BİZ SİZLERİ DESTEKLEMEYİ ÇOK İSTİYORUZ”

Genç bir kız, “İlk öncelikle hoş geldiniz, sefa getirdiniz. Biz iyi bir gelecek için, iyi bir Türkiye için sizlere ne diyebilirim heyecandan titriyorum resmen. İyi bir gelecek için, iyi bir Türkiye için biz sizleri desteklemeyi çok istiyoruz. Sizin de bizi destelemenize ihtiyacımız var. Teşekkür ederim” diye konuştu

“KEŞKE DİLİMİZ LAL OLUP, GÖZLERİMİZ KÖR OLUP, ELLERİMİZ KIRILAYDI DA O OYLARI ONLARA VERMESEYDİK”

Bir başka genç şöyle konuştu:

“Sayın Başkanım bir şey söyleyebilir miyim, yani bunu herkes görsün diye söylüyorum. Eğer siz batıda buraya gelip bizi ev ev ziyaret edip bizim sorunlarımızı dinliyorsanız, burada AK Parti belediye başkanı hiç kimsenin evine gelip de tek bir kişinin sorununu dinlemedi. Bir muhtarımız var, suyumuz olmadığı için itfaiyeyi kendisi getiriyor. Geçen milletvekili ağabeyimiz geldi kapımıza dedi ki, ‘İtfaiyeyi arayacağız size su göndereceğiz.’ Diyorlar ki belediye başkanı Savcı Sayan’ı aramazsan göndermiyoruz. Yani biz halk olarak onları seçtik. Keşke dilimiz lal olup, gözlerimiz kör olup, ellerimiz kırılaydı da o oyları onlara vermeseydik. Biz bir tek bunları söylüyoruz.”