Haber: Egecan Türkmen

Dokuz8Haber'den Egecan Türkmen, 288 gündür hak mücadelesi veren mağdur öğretmenler Gülümser Erduran ve Mert Kılıç ile konuştu.

Öğretmenler, 2023 KPSS'de derece yapmalarına rağmen mülakatlarda yaşadıkları haksızlığı ve sonrasında verdikleri mücadeleyi anlattı.

"Mülakatta 3'te 3 doğru yaptım, ama İstanbul'da girdiğim için elendim"

Gülümser Erduran, mülakat sürecinde yaşadığı haksızlığı şu sözlerle dile getirdi:

"2023 KPSS'de derece yapan öğretmenleriz. 2024'te sözleşmeli öğretmenlik mülakatlarında hakkı gasp edilen öğretmenler adına buradayız. 288 gündür bir mücadelemiz var, bir hak arayışımız var. Mülakata girdiğimiz şehirler yüzünden kontenjan dışı kaldık. Ben İstanbul'da Siyavuş Paşa Komisyonu'nda mülakata girdim, bana sorulan üç soruyu da doğru cevapladım. Video kayıtları ve cevap anahtarlarımızla kayıtlı. Normalde bu şekil mülakatlar yapılmış olsaydı kontenjan dışı kalmazdık. Fakat İzmir gibi, özellikle Erzurum gibi farklı şehirlerde mülakata girmiş olsaydık şu an Milli Eğitim kadrosunda bir öğretmendim. Maalesef bizlerin hakkı bu şekilde hiç edildi."

"Bakan bize 'umutsuzluğa düşsek bile dava açın' dedi, ama davalar bireysel ilerliyor"

Dava sürecine de değinen Erduran, bakanlığın kendilerini yasal yollara yönlendirmesinin ardından yaşadıkları hayal kırıklığını şöyle anlattı:

"Bakanımız bizi davaya yönlendirdi. Yani umutsuzluğa düşsek bile davalarımızı da açtık. Sürecin uzayacağını bile bile biz davalara da başvurduk. Şu an davalarda da adil sonuçlar çıkmıyor ne yazık ki. Sadece maddi hataları olan arkadaşlarımızın ataması yapılırken, soruları bilen, başarılı olan öğretmen arkadaşlarımız ve bizler cezalandırılmaya devam ediyoruz. Davalarımız bireysel gidiyor. Yani benim şu an davam istinafa taşındı mesela. Adalet umudumu kesmemeye çalışıyorum."

"Babamın yanında sanayide kalıp ustası olarak çalıştım"

Mert Kılıç, mülakatın ardından yaşadığı travmayı ve geçim sıkıntısını anlattı:

"Ben tarih öğretmeniyim. 2023 KPSS'de derece yaptım. 2024 mülakatları sonucunda hakkımız gasp edildi. Bu hak mücadelesi süreci zarfında intihar edecek olan arkadaşlarımız vardı. Bu durum bizi psikolojik olarak çok yordu. Ben bu süreçte babamın yanında çalıştım. Sanayide kalıp ustası olarak plastik contör ürettik. O süreç zarfında ben çok yoruldum cidden. Hem o sıcağın altında o makinenin yanında çalışıyorsunuz hem bir yandan mülakata hazırlanıyorsunuz. Sonuç olarak hakkınız gasp ediliyor. Büyük bir travma oldu bizim için."

"Mülakatı İzmir'de yapsaydım çok rahat atanacaktım"

Gülümser Duran mülakattaki puanlama adaletsizliğini istatistiksel verilerle ortaya koyduklarını belirtti:

"Puanlar sızdırıldıktan sonra kendi aramızda puanlarımızı topladık. Resmi olmayan evraklarla bir tablo yapıldığında adaletsizlik ortaya çıkmıştı. Özellikle İstanbul Siyavuş Paşa Komisyonu, Bursa gibi illerde KPSS puanımıza yakın puanlar verildi. Mesela ben aynı öğretmen yeterliliğine sahip biri olarak şu an İzmir'de, Erzurum'da mülakata girmiş olsaydım, çok rahat bir şekilde ocakta göreve başlamıştım. Yani benim suçum İstanbul'da mülakata girmek."

"Bakanımız 'adil mülakat yaptık' diyor, ama dava açan arkadaşlar atandı"

Erduran, Milli Eğitim Bakanı'nın iddialarına şu yanıtı verdi:

"Bakanımız 'Cumhuriyet tarihinin en adil mülakatını yaptık' diye bir söylemde bulundu. Madem öyle, dava açan arkadaşlarda maddi hatalar tespit edildi ve birçok arkadaşım atama hakkına kavuştu. Yani burada bireysel olarak ilerleyen bir süreç var."

"Hak arayışımızda terörist damgası yedik" Röportajın sonunda Mert Kılıç, hak arayışlarında karşılaştıkları suçlamaları dile getirdi:

"Bizler sadece öğretmeniz ve gerçekten emeğiyle bir yerlere gelmeyi hak eden, bunu başarmış öğretmenleriz. Olayı siyasi olarak görmesinler, çarpıtılsın istemiyoruz. Bizi 'terörist' diye yaftalayanlar da oldu. Ya da 'başka bir iş yap' diye ekonomistlik önerenler de oldu. Haklıyken suçlanmak bizi psikolojik olarak daha çok yıpratıyor. İnancımız, sadece hakkımız olanı alacağımıza dair."

"24 Kasım'da, Öğretmenler Günü'nde elendiğimizi öğrendik"

Mert Kılıç, haklarının gasp edildiği günü şu sözlerle anlattı:

"Bizler 24 Kasım'da Ankara'da eylemdeyken elendiğimizi öğrendik. Atama hakkımızın gasp edildiğini öğrendik. Bizler 24 Kasımları mutlu geçirmek istiyoruz. O yağmur altında Milli Eğitim Bakanlığı'nda geçirdiğimiz o an, bizim için çok büyük bir travma oldu."

Röportajın ham hali için: https://www.dokuz8haber.net/kpssde-derece-yaptilar-mulakatta-siralamalari-geriledi

Mülakat Mağduru Öğretmenlerin Hikayesi: Adım Adım Yaşananlar

Her şey, öğretmen adaylarının yıllarca süren KPSS hazırlığıyla başladı. Hayallerine giden yolun, yazılı sınavdan yüksek bir puan almaktan geçtiğine inanan binlerce genç, tüm hayatlarını bu hedefe adadı. Yüksek bir başarı elde etmek, onlar için kamuda öğretmenlik yapacaklarının neredeyse garantisi gibiydi.

1. Yazılı Sınavdan Mülakata: Umut Dolu Ağustos Günleri

2023 KPSS'den yüksek puan alan öğretmen adayları, atama sürecinin son aşaması olan mülakatlara girmek için Ağustos ayını beklemeye başladı. Milli Eğitim Bakanı'nın mülakatların "mülakat gibi olacağı" ve liyakate bakılacağı yönündeki açıklamaları, onlara güven vermişti. Öğretmenler, ders anlatımı yaptıkları ve kendilerine üçer soru sorulan mülakatlara girerek bu süreci tamamladılar. Röportajda belirtildiği gibi, Gülümser Erduran gibi birçok aday, mülakatlarının çok başarılı geçtiğini düşünüyordu. Onlar için atama artık sadece bir formaliteydi.

2. Puanlar Sızdırıldı ve Gerçek Ortaya Çıktı

Mülakatların tamamlanmasının ardından, herkes sonuçları beklerken beklenmedik bir gelişme yaşandı. Eylül 2024'te, mülakat puanları Milli Eğitim Bakanlığı'nın sisteminden "yanlışlıkla" sızdırıldı. Yalnızca 45 dakika boyunca erişilebilen bu puanlar, öğretmenler arasında hızla yayıldı ve büyük bir adaletsizliği gözler önüne serdi. Öğretmenler, kendi aralarında yaptıkları puan karşılaştırmalarıyla, mülakata girdikleri şehre göre puanlarının keyfi bir şekilde belirlendiğini anladı. Gülümser Erduran'ın anlattığı gibi, İstanbul'da başarılı olan bir aday, İzmir'deki bir komisyonun daha yüksek puan vermesi nedeniyle kontenjan dışı kalmıştı.

3. Resmi Açıklama ve Mücadelenin Başlangıcı

Ekim ayında resmi atama sonuçları açıklandığında, sızdırılan puanların doğruluğu teyit edildi. Bu durum, öğretmenlerin haklarının gasp edildiği inancını pekiştirdi. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, Ankara'da eylem yaparken haklarının çalındığını öğrenen öğretmenler için bu tarih, kutlama günü olmaktan çıkıp bir travma gününe dönüştü. 1611 mağdur öğretmen, bu haksızlığa karşı birleşerek seslerini duyurmaya karar verdi.

4. Dava Süreci, Tepkiler ve Psikolojik Yıkım

Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in kendilerini yönlendirmesiyle yasal mücadeleye başladı. Ancak dava süreçleri bireysel ilerlediği için, birçoğu adil bir sonuç alamadı. Bu süreçte hem maddi hem de manevi olarak yıprandılar. Mert Kılıç'ın anlattığı gibi, birçoğu geçimini sağlamak için kendi mesleği dışında işlerde çalışmak zorunda kaldı ve bu durum derin bir psikolojik yıkıma yol açtı. Aynı zamanda hak arayışlarında halktan gelen "terörist" gibi ithamlarla da mücadele etmek zorunda kaldılar.

Sonuç: 288 Gündür Süren Direniş

Tüm bu zorluklara rağmen öğretmenler mücadeleden vazgeçmedi. 288 gündür eylemlerine ve hukuk savaşlarına devam ederek tek bir kişinin bile hakkının yenmemesi için direniyorlar. Onların hikayesi, sadece bir atama sürecinin değil, aynı zamanda liyakat, adalet ve umut kavramlarının sorgulandığı bir dönemin özeti haline geldi.