Gazeteci Fatih Altaylı, AKP’nin çıkardığı aday profillerini değerlendirdiği bugünkü yazısında, “Erdoğan’ın son cumhurbaşkanlığı dönemine girmişken, belki de 2027’de başa bela olabilecek güçlü bir belediye başkanı profilinin AKP ve Erdoğan ailesinin planlarına çomak sokması istenmemiş de olabilir, bilemeyiz” ifadelerini kullandı.

Altaylı, Erdoğan’ın İstanbul’da da Ekrem İmamoğlu’nun karşısına kendisini koyduğunu belirterek, “kendini Murat Kurum’un önüne siper ediyor ama bu durumda sadece pirinçten değil, bulgurdan olmayı da göze almış olmalı” dedi.

“Süper güçlere sahip olduğuna inanılan bir cumhurbaşkanının, kendini yıllardır eleştirdiği bir belediye başkanı ile eşit konuma çekmesi değişik bir siyaset anlayışı” diyen Altaylı, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Bu tavır bir yandan bir baş pehlivanın, tozkoparan bir pehlivanla güreşmesinde ortaya çıkacak görüntü gibi bir görüntü veriyor. 150 kiloluk bir pehlivanın, 75 kiloluk bir pehlivanla görüşmesinde izleyenlerin gözüne çarpacak bir eşitsizlik ve haksızlık görüntüsü veriyor. Diğer yandan da tozkoparan pehlivanın güç ve teknik olarak kendisinden iki misli büyük bir pehlivanı bile korkuttuğu izlenimi uyandırıyor.

Tabii bu kadar net bir durumu bizim görüp, Erdoğan’ın görmemesi pek mümkün değil. Muhtemelen o da, bu tavrı kendi seçmenini konsolide etmek ve “Bakın bunu bir yerel seçim gibi görüp, İmamoğlu’nun size yaptığı hizmetlere teşekkür fırsatı gibi görmeyin. Burada benimle İmamoğlu arasında bir seçim yapacaksınız. Ben bunu şahsi algılarım” demeye de getiriyor olabilir.

Tabii bunun da başka riskleri var. İstanbul seçmeni bu durumda ‘Biz galiba Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanı kim olsun onu belirleyeceğiz’ diye düşünmeye başlayabilir. Murat Kurum AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olmayacağına göre, bir sonraki belirsiz cumhurbaşkanı yerine, bildiği Ekrem İmamoğlu’nu tercih edip, cumhurbaşkanlığı adaylığı yolunu kesmemeyi tercih edebilir. Erdoğan bu kez kendini Murat Kurum’un önüne siper ediyor ama bu durumda sadece pirinçten değil, bulgurdan olmayı da göze almış olmalı. Bulgur dediğim ise kalan 4 yılındaki karizması…”