Levent Gök tarafından hazırlanan araştırma önergesi, CHP milletvekillerinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Önergede, Türkiye’de atık pillerin dönüşüm oranlarının Avrupa ülkelerine oranla düşük olduğu, dönüştürülmemesi halinde doğaya zarar veren bu pillerin neden dönüştürülemediğinin araştırılması için TBMM’de komisyon kurulması istedi.

“İsveç’te kullanılan pillerin yüzde 85’i geri dönüştürülmekte. Bu oran, Almanya’da yüzde 50-55 düzeyinde seyrederken ülkemizde tüketilen pillerin yalnızca yüzde 10’u geri dönüştürülebilmektedir” denilen önergede şunlar kaydedildi:

“Piller nikel ve kobalt gibi ağır mineraller içermekte, geri dönüştürülmemeleri halinde bu ağır metallerin toprağa ve suya karışması riski ortaya çıkmakta, üretim ortamlarında ciddi miktarda zararlı emisyonlara yol açmaktadır. Kadmiyumlu pil, bir olimpik havuzun üçte birini doldurmaya yetecek 600 bin litre suyu kirletebilmektedir. Bu miktar, 10 kişinin bir yıllık su ihtiyacına denk düşmektedir. Ülkemizde yılda 400 milyon pil tüketildiği göz önüne alındığında, ortaya çıkan atık ağır metal ve zararlı emisyon miktarının boyutları anlaşılabilmektedir.

“TESİSLER YETERSİZ”

Piller, oldukça değerli metal ve metal filizleri içermeleri sebebiyle dönüştürülmeleri önemli bir ekonomik kaynak oluşturmaktadır. Metallerin metal filizlerinden üretilmesi sürecinde harcanan enerji, pillerin yeniden dönüştürülmesinde harcanan enerjiden oldukça yüksektir. Madenlerin sonsuz kaynaklar olmaması, pillerin geri dönüşümünü zorunlu hale getiren bir diğer gerçek olarak önümüze çıkmaktadır. Atık pillerin dönüşümünden elde edilen çinko ve çinko bileşikleri; kobalt, manganez bileşikleri; ferromangan, ferronikel, nikel, kadmiyum ve kadmiyum bileşikleri, ülkeleri söz konusu madenlerin ithalat maliyetinden kurtarmaktadır. Konunun hassasiyetine karşın atık pillerin toplanması ve dönüşümü için ülkemizde kurulu tesisler ve imkanların yetersiz olduğu görülmekte, toplumun konuya ilişkin yeterince bilinçlendirilmemiş olması sebebiyle Türkiye’de atık pil dönüşümü, yüzde 10 gibi oldukça düşük bir seviyede kalmaktadır.”