Haber: Hülya Kılınç

TÜİK tarafından açıklanan sağlık harcamaları istatistiklerini değerlendiren CHP’li Bakırlıoğlu, yüksek enflasyon ve yüksek döviz kurunun olduğu bir ülkede TL cinsinden harcamaların artmasının doğal olduğunu, fakat asıl bütçeden GSMH'dan sağlığa ne kadar pay ayrıldığına bakılması gerektiğine dikkat çekti. 


Bakırlıoğlu, artan ve yaşlanan nüfusun, hızlı gelişen teknoloji, hastaların ve hizmeti sunanların en son teknolojiden yararlanma isteğinin, yaşam süresinin uzaması, artan kronik hastalıklar ve hizmete kolay ulaşılma isteğinin sağlık harcamalarının artmasına neden olduğunu kaydetti. Bu şartlarda toplam sağlık harcamalarının 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 71,5 artarak 606 milyar 835 milyon TL'ye yükseldiğini ifade eden Bakırlıoğlu “ Toplam sağlık harcamaları içerisinde devletin harcamalarının payı azalırken özel sektörün harcamaları artmıştır. Sağlık harcamalarındaki en fazla artış ise hane halklarının sağlık harcamalarıdır. Toplam sağlık harcamaları içerisinde hane halkları harcamaları 56 milyar liradan 112 milyar liraya yükselmiştir”diyerek harcamaların iki kat arttığını dile getirdi.  


BÜTÇEDE SAĞLIĞIN PAYI AZALDI 


Sağlık harcamalarının TL cinsinden 2002 yılından sonra rakamların yüzde kaç arttığının fazla bir önemi olmadığını vurgulayan Bakırlıoğlu, merkezi bütçe içerisinde 2022 yılında toplam sağlık harcamalarının yaklaşık 305,3 milyar TL olarak gerçekleşmişken, 2023 yılında 588,2 milyar TL olarak gerçekleşmesinin tahmin edildiğini söyledi. Bakırlıoğlu şöyle devam etti “2024 yılı bütçesinde sağlığa 931 milyar lira ayrılacağı belirtilmektedir. 2008 yılında toplam sağlık harcamalarının GSYH’ya oranı yüzde 5,8 iken, 2022 yılında bu oran yüzde 4’e düşmüş. 


“SAĞLIĞA EN AZ PAY AYIRAN ÜLKEYİZ”


AB ortalaması yüzde 8. Avrupa’da sağlığa gayrisafi yurtiçi hasıladan en az payı ayıran ülkeyiz.  2021 yılında 472 dolar olan kişi başına yapılan sağlık harcaması, 2022 yılında 430 dolara düşmüştür. AKP iktidarının süslü laflarla göz boyama politikalarını sağlıkta da görüyoruz. Sağlıkta dönüşüm programı, beyaz reform, sağlık kurumlarının tek çatı altında toplanması, şehir hastaneleri gibi politikalar vatandaşı hastaneye gidemez hale getirmiştir.  Vatandaş randevu alamadığı için hastaneye gidemiyor. Görüntü merkezleri aylar sonrasına randevu veriyor, Hastanelerde bir yıl sonraya ameliyat günü veriliyor. Hastanede kuyruk bitti deniyor ya, hastalar kuyruğu umutsuzca evlerinde bekliyor. Vatandaş sağlık hizmeti alamadıktan sonra devasa hastane binaları yapılmasının da bir anlamı yok.”