Küresel ve bölgesel gelişmeler ile Türkiye siyasetinde yaşanan tıkanma yeni politika ihtiyacını doğuruyor. Geçmişten devraldığımız gerilimli alanlar yanında bugün ve yarınlarımız için tehdit oluşturan yeni sorunlarla karşı karşıyayız.

Politika, sorunları öngörme, doğru analizlerle çözüm üretme sanatıdır.

Ne yazık ki bir süredir siyasal hayatımızda yaşanan kamplaşma, çözüm odaklı politika üretme imkanını ortadan kaldırmaktadır. Siyaset yapma tarzımız siyasete olan güveni azaltmakta, katılımcı ve ortak aklın inşasına dayalı politik buluşmaları zorunlu kılmaktadır.

Toplumun politik çabalara dair güven ve umut duyması siyasal süreçlere aktif yurttaş sorumluluğu ile müdahil olmasına imkan sağlayacaktır. Siyaset toplum ilişkisinin doğru bir zemine oturması partiler arası ilişkinin sağlıklı bir diyaloğa dayanmasını gerektirir.

Siyasetin bireysel çıkar ya da kimlik ayrışmalarının üzerinde bir toplumsal işlev görebilmesi için siyasal alışkanlıklarımızı aşan bir yeni politik buluşmaya ihtiyaç duyuyoruz. Ülke sorunlarına çözüm için önce siyaset yapma biçimimiz ve siyaset dilimizle yüzleşmek zorundayız. Ötekileştirmeyen yeni bir politik dil ve dışlamayan bir çalışma biçimi, toplumun kendisini ve geleceğini ilgilendiren politik çalışmalara daha etkin katılımının önünü açacaktır.

Değişimden korkmayan, güvenilir  siyasal öncüleri umut veren bir politik program için bir araya gelmeye davet ediyoruz.