Bilgi Üniversitesi Medya Bölüm Başkanı Erkan Saka, “Sosyal Kafa” programında dokuz8haber’i ağırladı. dokuz8HABER Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici ve Genel Yayın Koordinatörü Mustafa Kara, dokuz8HABER ile ortak yayında #Seçim2023 Yerel Medya Koordinasyonu'nu, seçim haberciliği eğitimlerini ve seçim hazırlıklarını anlattı.

Erkan Saka: dokuz8HABER ile ortak yayın, heyecanlıyım. İlk defa böyle bir ortak yayın yapıyoruz; çok sevdiğim beraber eğitimlere gittiğim, dolaştığımız, seyahat ettiğimiz iki arkadaşımız burada. Evet, Yerel Medya Koordinasyonu nedir? Niye böyle bir şeye ihtiyaç oldu?

Gökhan Biçici: Seçim2023 Yerel Medya Koordinasyonu, hem dokuz8HABER’in dokuz yıllık birikimin ürünü, hem de özellikle 2018 seçimleri sürecinde ortaya çıkan yeni bir versiyonu. dokuz8HABER Türkiye'de yurttaş haberciliğinin dinamizmiyle gazeteciliğin birikimini buluşturan bir platform. Özellikle Gezi'de öne çıkan “Yurttaş Haberciliği” dinamiklerinin daha kalıcı hale gelmesi, daha kurumsallaşması amacıyla çalışmalarına başladık. Yayın hayatımıza bir seçim izlemesiyle başladık zaten. Yani 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde İstanbul'da Mimarlar Odası Büyükkent şubesinde kurduğumuz büyük haber merkeziyle yayın hayatına merhaba dedik. O gün bugündür seçim izlemesi konusunda uzmanlaşmış bir ekip haline geldik.

Yerel Medya Koordinasyonu’nun ilk adımlarını 2018’de attık. Yerel Medya Koordinasyonu elbette profesyonel gazetecilerden oluşuyor. Yurttaş Haberciler ile yerel gazetecilerin güç birliği iyice somutlanmış oldu. 2018 öncesinde Doğan Demirören’e dönüşmüş, Cihan kapatılmıştı. AA tümüyle
bir AK Parti aparatına dönüşmüştü. Bir ulusal haber ajansı yoktu. Ülke çapında haber akışı konusunda ciddi bir kaygı vardı toplumda. Bir ulusal haber ajans belki hemen kurulamayabilir, ama memleketin her kentinde bir yerel medya kuruluşu var. Ayağın yere basan, meslek etiğine uygun yayıncılık yapmaya çabalayan biz buradan bir koordinasyon oluşturabiliriz, diye önerdik Adil Seçim Platformu'na. Fikir benimsendi, ama pratikte işi hayata geçirmek yine bize kaldı. Asıl sahneye çıkması ise 2018’de Ankara'da yaptığımız bir toplantıda çağrısını yaptık, 25 kentten, 35 yerel medya kuruluşu bir araya gelerek kurdu. #Seçim2019 Yerel Medya Koordinasyonu’ydu. Yerel seçimlerde başta İstanbul olmak üzere önemli bir performans ortaya koydu. Şimdi malum bir kader seçimine doğru ilerliyoruz ve seçim güvenliği kaygısı toplumda inanılmaz artmış durumda. Muhalefetin kazanacağına dair alametler de artmaya başladı. İktidarın karakteri de biliniyor. Seçim güvenliğinin en önemli boyutu hiç kuşkusuz yani en önemli boyutlarından birisi haber akışını güvence altına almak. Bu koordinasyon, bundan önceki seçimlerin birikimiyle birlikte Türkiye'nin kader seçimlerinde kader tayin edici bir rol oynamaya talip. Türkiye'nin her noktasından, her ilçesinden, yani 973 ilçeden en az bir yerel gazeteci ve bu yerel gazetecileri destekleyen on bine kadar sayısı çıkacak olan yurttaş habercisinin güç birliğiyle ülkenin en büyük haber ağını kurmak ve bu toplumu habersiz bırakmamak gibi bir iddiamız var.

Mustafa Kara: Medyayı tepeden örgütleniyor, aşağı doğru. Ajanslar da böyle, gazeteler de böyle, haber akışı da öyle. Hep merkezden çevreye doğru, yani ABD’den bize doğru, İstanbul'dan Anadolu'ya doğru. Tek yanlı bir iletişim bu. Bence ajans deneyimlerinin başarısızlığı ya da zafiyeti, bir süre sonra tıkanması da biraz buradan. Yapmaya çalıştığımız bunun tam tersi. Aşağıdan örgütlemek, yerinden örgütlemek. Adana'dan, İzmir'den Trabzon'dan, Samsun'dan neresi olursa oranın gazetecileriyle, oranın yurttaş habercileriyle haber akışı sağlamak ve merkezi böyle beslemek. Son 25-30 yılda muhabir sayısı çok azaldı medyada. Neredeyse yok yani! Biz haberi yerinden almak üzere böyle bir oluşum kurmaya çalışıyoruz.

Erkan Saka: Peki bu nasıl bir organizasyon, koordinasyon olacak?

Gökhan Biçici: 973 ilçe demek, Türkiye'nin en ücra köşesi dahil, her yerinden bahsediyoruz. Bunları bir araya getirmek bir kere baştan zor, ama hele hele birkaç saatlik haber akışının çok kritik olduğu anlarda bunu becermek çok daha zor. Bu konuda epey bir tecrübeye sahibiz. İstanbul ve Ankara’da oluşturduğumuz merkezlerle ülke çapındaki muhabirlerin koordinasyonu sağlıyoruz. Bizim genel örgütlenmemizden bağımsız değil. Tek bir ağda herkesi bir araya getirmiyoruz, bölgesel temelde Telegram grupları, seçimlerde özellikle WhatsApp grupları kuruyoruz. Açık çağrı yapıyoruz, başvuruları alıyoruz. Başvuranları teker teker arayıp formdaki sorulara verdikleri yanıtlar üzerinden kısa süreli bir mülakat yapıyoruz. Ardından katkı yapabilecekleri alanlara göre ilgili bölge gruplarına dahil ediyoruz.

Şimdiden öngördüğümüz şey şu, Türkiye'nin altı merkezinde haber merkezleri kuracağız. Sadece İstanbul değil, Ankara, İzmir, , Adana, Samsun, Antalya, Diyarbakır... Örgütlenmenin ihtiyaçlarına bağlı olarak en az 6 noktada haber merkezleri kuracağız. Günün sonunda 10 bin kişilik bir ağın koordinasyonundan bahsediyoruz. #Seçim2023 Yerel Medya Koordinasyonu, Seçim Güvenliği Platformu’nun da üyesi. Pek çok sendika ve meslek örgütünün de yer aldığı koordinasyonun parçasıyız. Oradaki büyük potansiyelle, yakın iş birliği yapıyoruz. Geçmiş seçim izlemelerimizde tespit ettiğimiz ihlalleri anlık olarak hem Türkçe hem İngilizce haberleştirip bütün dünyaya servis etmiştik. Onlarca ülkede dokuz sekize atıfta bulunarak haberleri çıktı bunun. Ve bütün ihlallerin üçte ikisini anlık olarak ilk veren biz olmuştuk.

"Seçimlerde bu kampanyadan başlayarak dokuz8Ajans adıyla ülke çapında örgütlenmiş bir ulusal haber ajansıyla gireceğiz. Bütün bu birikim bir ajansa da dönüşecek. Şimdiden burada yer alacağını söyleyen 150 civarında yerel medya kuruluşu var. Yeni bir model üzerinde çalışıyoruz, bunun bir yazılımsal boyutu var. Bir de fiili organizasyonel boyutu var."

Erkan Saka: Yerel medyacıların kendi medyaları var zaten. Şimdi demiyorlar mı; biz zaten bu haberi yapıyoruz, siz oradan alın? Telegram ağları yurttaş haberciler için ideal, ama şimdi medyacılar nasıl yapacak?

Gökhan Biçici: Doğru bir soru bu. Haber ağı yurttaş habercilerinden ibaretken çok daha pratik. İşin içinde profesyonel gazeteciler girince özellikle bunların kendi yerel medya kuruluşları olduğunu düşündüğümüzde işin rengi biraz değişiyor. O yüzden Yerel Medya Koordinasyonu ve Yurttaş Haber Takip Ağı diyoruz. İki farklı ağ tarif ediyoruz, bunların iç içe geçmesinden bahsediyoruz. Günün sonunda insanlar üye oldukları ağlara bu içerikleri gönderecekler. Ama biz ne yapıyoruz? Haberi yayınlarken kaynak gösteriyoruz; kişilerin ve medya kurumlarının imzasıyla yayınlıyoruz. Kendinden çok daha büyük bir ağın parçası olacak medya kuruluşu. İşbirliğinden fayda sağlayacak. Bazı haberlerin İngilizce'ye çevrilip dünyaya servis edileceğini de düşünürsek, uluslararası görünürlük de sağlayacak. Bir kazan kazan ilişkisi olacak.

Elbette bu seçimlerde sınırlı bir işbirliği olmayacak. Seçimlerde bu kampanyadan başlayarak dokuz8Ajans adıyla ülke çapında örgütlenmiş bir ulusal haber ajansıyla gireceğiz. Bütün bu birikim bir ajansa da dönüşecek. Şimdiden burada yer alacağını söyleyen 150 civarında yerel medya kuruluşu var. Yeni bir model üzerinde çalışıyoruz, bunun bir yazılımsal boyutu var. Bir de fiili organizasyonel boyutu var. Her ayrıntıyı da söylemeyeyim şimdilik, ama bu işbirliği ve çalışma seçimle sınırlı kalmayacak.

Erkan Saka: Yerel Medya Koordinasyonu içeriklerini nerelerde sunacak? İzleyici sizi hangi kanallar üzerinden izleyecek?

Mustafa Kara: Yola Twitter odaklı bir haber mecra olarak çıkan bir kurum dokuz8HABER. Ancak vardığı nokta itibarıyla güçlenen bir haber sitesi, YouTube hesabı ve diğer sosyal medya mecralarındaki hesapları var. Aslında daha geniş şöyle anlatabilirim; Türkiye tek bir seçim de değil, peş peşe seçimlerin yaşanacağı bir sürece doğru gidiyor. Her şeyin yeniden inşa edildiği, medya düzeninin de yeniden belirleneceği bir döneme gidiyoruz. Buradaki bir araya geliş bu konuda rol oynamakla ilgili bir plan plan ve aynı zamanda hesap ve irade beyanı. Bu bir araya gelişin kısa süre içinde yeni mecralar çıkaracağını, yeni medyanın yanı sıra daha konvansiyonel olanakları da gündeme getireceğini öngörebiliriz. Bir süreç olarak algılamak lazım bunu; biraz koşmaya başladık, seçim yaklaştıkça depara kalkmamız gerekecek. Yeni olanakların hızla ekleneceğini söyleyebiliriz.

Gökhan Biçici: Mesela dokuz8AKADEMİ de var. dokuz8HABER’in alametifarikası kendi sosyal zeminini, örgütsel altyapısını, kurumsal altyapısını bizzat kendisinin inşa etmesi. Aşağıdan yukarı bir şey inşa ediyoruz. Seçimden bağımsız olarak hep böyle oldu. Yeni bir şey yapıyorsan, o yeni şeye uygun kadroların da yetişmesi lazım. Hani futbolda öyle ya, iyi bir altyapıya sahipsen orta ve uzun vadede spor dünyasını belirleme şansın olur. Bizim hiçbir zaman hiç taviz vermediğimiz ana faaliyetimiz, fiili örgütlenmeler de anlamına gelen eğitim toplantıları oldu. Sırf eğitim de yapmıyoruz, araştırmalar yapıyoruz, toplantılar yapıyoruz. Anlamaya dönük, anladığımız ölçüde de anlatmaya dönük bir çaba içerisindeyiz. Bu ikisi birleştiğinde zaten ortaya bir platform çıkıyor.

"Birkaç yılda bile çok şey değişiyor. Yaşarken fark edemeyebiliyoruz ama 3G teknolojisinden 4G’ye geçiş bile başlı başına müthiş bir dönüşüm yarattı. 5G'de bunu aşan bir değişim olacak. Bizim eğitimlerin bence en güzel tarafı, gazeteciler, yurttaş habercileri, aktivistler medya okur yazarlığı eğitimi de almış oluyorlar. Yeni araçlarla, yeni olanaklarla tanışıyorlar, başka türlü düşünme imkanı buluyorlar."

Erkan Saka: Eğitim programlarında yaptığınız gözlemlere göre, yerel medyanın görece en zayıf olduğu bölge neresi?

Gökhan Biçici: Zayıflıktan ne anladığımıza bağlı. Bence iki boyutu var, biri fiili teknik kapasite. Çıkan gazete sayısı, erişim durumu, mali gücü. Bu konuda tabii ki metropol kentler ön planda. Yerel medyanın finansman problemi biliniyor. Özellikle Basın İlan Kurumu’ndan destek alabilenlerin kurumsal devamlılığı var. Ama pandemi döneminde kağıt fiyatları da artınca, epey bir gazete kapandı. Basılı gazete azalırken, onlarca web sitesi açıldı. Bunlar arasında öne çıkanlar da oluyor. Merkezi baskı var, yerelde çarpık ilişkiler var, finansal baskı var. Yerel medyayı çok zorluyor. İzmir’de yerel bir gazeteci bana “Biz çifte baskı altındayız. Hem AKP baskısı, hem CHP’li ilçe belediye başkanı da üç beş kuruş ilan verince kendini yayın kuruluşunun sahibi sanıyor” demişti. Erdoğan'ın alt yazılara bile müdahale etmesi gibi, kendilerinde her şeye müdahale etme hakkı görebiliyorlar. Demokrasi kültüründe ciddi bir problem var, bir zayıflık söz konusu.

Çarpıklığa bakın ki, yerel medya kuruluşlarının ana kaynağı ulusal haber ajansları olmuş durumda. Tam tersi olması gerekirken üstelik. Ucuz paketlerle ajansa abone oluyorlar, eşini dostunu sigortalıyor asgari şartları yerine getiriyor. Yapısal bir problem.

Mustafa Kara: Gökhan’ın anlattığı kötü tablonun içinde bir atılım dinamiği de var. Batı Karadeniz’e, Van’a gittiğimizde masanın etrafında bir sürü gazeteci oluyor. Televizyonu, sitesi, gazetesi, radyosu.... Mesele rakamların biraz ötesinde. İzmir eğitiminde İz Medya’nın kurucusu Ümit Kartal’a “İzmir’e 10 yıl önce gitseydin kuramazdın” demiştim. Birkaç yılda bile çok şey değişiyor. Yaşarken fark edemeyebiliyoruz ama 3G teknolojisinden 4G’ye geçiş bile başlı başına müthiş bir dönüşüm yarattı. 5G'de bunu aşan bir değişim olacak. 10 yıl önce büyük paralarla alınan canlı yayın araçlarının hepsi yatıyor şimdi. Teknoloji müthiş bir dinamizm yaşanıyor. Bizim eğitimlerin bence en güzel tarafı, gazeteciler, yurttaş habercileri, aktivistler medya okur yazarlığı eğitimi de almış oluyorlar. Yeni araçlarla, yeni olanaklarla tanışıyorlar, başka türlü düşünme imkanı buluyorlar.

Gezi’de koca bir ana akım medya kendi kendini kapatınca, müthiş bir alan açtı. O üç günde yaşadıklarımızla bambaşka deneyimler çıktı. Belki yıllarca uğraşıp anlatamayacağımız bir şeyi bir iki günde gösterme şansı verdi. Bu hatalarından ders çıkarmadılar, ana akımı satın almak gibi aptalca bir yola girdiler. Aldılar, öldürdüler! Madem öldüreceksin, niye alıyorsun? Aydın Doğan'ın elindeki bir Hürriyet, çok daha işlevseldir Demirören'in elindeki Hürriyet’e göre. Kendi çizdikleri yol, ama bize şunu gösterdi, biz de yapabiliriz. Biz derken sadece medya profesyonellerini kastetmiyorum, dağdaki çoban koyunuyla yayın açıyor binlerce kişi izliyor. Bu bir kaos gibi görünse de, tek kanallı, üç beş kanallı dönemlerde sadece bizim için seçilenleri izlediğimiz günlerden daha kötü durumda değiliz. Bir de koordine olabilirsek, örgütlenebilirsek düşünün...

Teknolojik atılım dönemi maalesef Türkiye’nin darbe girişimi ve sonrasındaki baskı dönemine geldi. Henüz doğru dürüst yararlanamadık. Bir de özgür olduğumuzu düşünün, bambaşka bir medya, bambaşka bir yeni medya! Ana akım da eskisi gibi olamayacak. Yerel medya bakımından da umutluyum. Hangisi yerel, neresi yerel? Bizi merkez yapan ne? Eskiden matbaalara yakındık, şimdi o da yok. İnternetin merkezi neresi ki? Merkezi tarif etmemiz lazım ki, taşra tarif edebilelim. Nuri Bilge Ceylan filmi gibi konuşuyorum belki ama, öyle bir döneme girdik.

dokuz8haber.net’e girildiğinde en üstte bir banner var, buraya tıklayarak başvuru formuna ulaşılabilir. 22-24 Aralık arası Adana’da Çukurova bölge eğitimi olacak. Türkiye'nin her yerinden vatandaşlar, yurttaşlar, gençler, gazeteciler formu doldursunlar ve başvursunlar. Çağrı merkezimiz herkesi tek tek arayacak. Olabildiğince erken güçlü bir ağ inşa etmek istiyoruz. Başvuruların sayısına bakarak bölgelerdeki eğitim planlarını yeniden değerlendireceğiz.

Erkan Saka: Başka bir şey kaldı mı? Önümüzde ne gibi işler var? Yeni eğitimler ne zaman? Nasıl bir seçim takvimi öngörüyorsunuz?

Gökhan Biçici: Seçimler mayıs ortası gibi görünüyor. Bir yıldan daha az bir süre sonra yerel seçimler yapılacak. Yerel seçimler belki başka şeylerle birleşecek. Bir buçuk yıla yayılan Amerikan seçim kampanyaları gibi bir süreç var önümüzde. Önümüzdeki kader seçimini ve tüm süreçleri izlemek için çağrımızı hatırlatabiliriz. dokuz8haber.net’e girildiğinde en üstte bir banner var, buraya tıklayarak başvuru formuna ulaşılabilir. 22-24 Aralık arası Adana’da Çukurova bölge eğitimi olacak. Türkiye'nin her yerinden vatandaşlar, yurttaşlar, gençler, gazeteciler formu doldursunlar ve başvursunlar. Çağrı merkezimiz herkesi tek tek arayacak. Olabildiğince erken güçlü bir ağ inşa etmek istiyoruz. Başvuruların sayısına bakarak bölgelerdeki eğitim planlarını yeniden değerlendireceğiz. Ege'de bölge eğitimi yaptık, talep geldi hemen Manisa'ya gittik. Böyle 35-40 kente gideceğiz. Günübirlik eğitimler, toplantılar da yapacağız.

Mustafa Kara: Seçim tarihi konusunda da bu iktidarın işi belli olmaz. Mart’ta yapabilir, Haziran’ı da bekleyebilir. Arada bir de Ramazan var. Orada yapmaz en azından. Her an yapılabilir gibi hazır olmamız lazım. Süreç hızlandıkça online eğitimler, eğitim videoları ve daha pek çok yol kullanılabilir. Bu süreç kendimizi nasıl ifade edeceğimiz, nasıl bir ülke istediğimiz, nasıl bir ülkede yaşamak istediğimiz ile ilgili. Bizim eğitimlerin güzel tarafı da o. Farklı fikirler de bir araya geliyor, bir konuşma zemini de çıkıyor. Mevzu kim iktidar olursa olsun, kim kendini ana akım görürse görsün, yurttaşın en temelde kendini ifade edecek olanaklara, mecralara sahip olması...