İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İzmir İnovasyon ve Teknoloji AŞ ile İZELMAN AŞ'nin katkılarıyla Paylaşım Ekonomisi Derneği (PAYDER) tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Paylaşım Ekonomisi Zirvesi, bugün Konak Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde yapıldı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Paylaşım Ekonomisi Derneği (PAYDER) Başkanı İbrahim Aybar, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, İZELMAN Genel Müdürü Burak Alp Ersen ve çok sayıda davetlinin katıldığı zirvede, “Paylaşım Ekonomisi” olarak adlandırılan yeni ekonomi modeli üzerinde duruldu. Ayrıca demokratik, şeffaf, çevreye duyarlı ve israfı reddeden yeni gelişme fırsatları da konuşuldu.

AYBAR: HER YIL 1,3 MİLYAR TON YİYECEK ÇÖPE GİDİYOR

"Paylaşım Ekonomisi" söyleminin içeriği ile ilgili konuşan Paylaşım Ekonomisi Derneği Başkanı İbrahim Aybar, şunları söyledi:

"Paylaşarak ekonomik değerler yaratmayı konuşacağız. Paylaşmak, bizim kültürümüzde derin bir yoldur, önemli bir davranış biçimidir. Komşusu açken tok yatmayı reddeden bir kültürümüz var. Dünyada da paylaşım, önemli bir kavram. Paylaşım ekonomisi, sahiplenilmiş ama kullanılmayan bir ekonomik varlığın ihtiyacı olana kiralanması ve değer yaratmasıdır. Her yıl 1,3 milyar ton yiyecek atıyoruz. Bunun bir bölümünün paylaşılarak ekonomiye kazandırılmasının önemini tahmin edebilirsiniz. Nerdeyse bir kişinin yılda yiyeceği 300 kiloluk yiyecek çöpe gidiyor. 150 milyon evsiz insan var. 900 milyon adet de hazır, kullanılabilir boş ev var. 870 milyon kadının, iş paylaşımıyla çok büyük bir ekonomi yaratmaya başladığını da söylememiz gerekiyor"

SOYER: PAYLAŞMADAN ÜRETİM OLMAZ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise paylaşım kültürünün önemine değinerek şöyle konuştu:

"Kurda, kuşa, aşa… Anadolu kadınlarının toprağa tohum serperken kullandığı bu cümle, tüm yaşamı nasıl inşa etmemiz gerektiği ile ilgili iki temel sırrı belirtiyor. Paylaşmadan üretim olmaz. Ne üretiyorsak onun üçte ikisi, bize değil evrene aittir. Bu matematik bozulduğu anda yaşamın da matematiği şaşar. Gezegen, yaşanmaz hale gelir. Paylaşım ekonomisi, bana göre insanlığın en büyük dejavusudur. Dünyayı kaçınılmaz bir sona sürükleyen merkeziyetçi felsefenin iflası ve türümüzün imece kültürünü yeniden keşfidir. Paylaşım ekonomisinin açtığı yol, bir kere daha ‘kurda, kuşa, aşa’ diyebilecek kadar uygar olabileceğimiz günlerin başlangıcını müjdeliyor. Doğamız, toplumlar ve kendi bedenlerimiz üzerinde onarılması çok zor yaralar açan biriktirme ekonomisi, insanlara şahsına münhasır zenginlikler vaat ediyor. Kendine ait evler, şirketler. Bir aliye ait olan servetler. Paylaşmadan büyümeye koşullanmış zenginlik tarifi. Kanserleşme sürecini yansıtan bu tablo, kimseye refah ve huzur getirmiyor. Hepimizin ekmeğini ve güvenliğini, gezegenin de sağlığını elinden alıyor. Savaşlar, terör, açlık, iklim krizi. Bu hasta gezegeni yaratan ve iktisat biliminin temel paradigması olan bir tespit var. Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır. Acaba doğru mu? Doğa ile uyumlu kaynak arayışı sonsuz imkanlar sunmuyor mu? Güneş, rüzgar, deniz dalgası, hidrojen. Sonsuz kaynakların müjdeleyicisi değil mi? İhtiyaçlar gerçekten sınırsız mı? Çok daha az tüketerek yaşamak mümkünken bizi doyumsuz kılan kapitalist düzenin tuzağı mı?"

"DÜNYA HASTAYKEN BİZ DE HASTAYIZ"

Başkan Soyer, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu sınırsız tüketim ihtiyacı ile ilgili, eski Uruguay Cumhurbaşkanı Mujica'nın çok güzel bir tespiti var. Diyor ki 'Alıyoruz, alıyoruz, alıyoruz. Sonra bunları koyacak yer bulamıyoruz. Yanılgı içindeyiz. Bunları kazandığımız para ile aldığımız zannediyoruz, oysa parayı kazanmak için tükettiğimiz zamanla alıyoruz’. Tüketim çılgınlığı ve yanılsama, insanın kendisine ve doğaya yabancılaşması ile ortaya çıkıyor bu hasta gezegen. Dünya hasta iken biz de hastayız. İnsan özünün iyi olduğuna inananlardayım. Bu yüzden karamsar resmin içinde kaybolup gitmek yerine umuda dört elle sarılmamız gerektiğine inanıyorum. Umudu inşa etmenin yolu da tek fiile inanmaktan geçiyor. O da paylaşmak. Büyüdükçe eksilen zenginlik yerine, paylaştıkça çoğaltan bereket olmalı. Hem yeni hem de çok eski paradigmayı, ‘bereket ekonomisi’ olarak da tarif edebiliriz. Bereket, çok iken bir olmayı ve dünyanın refahını adil paylaşmayı ifade ediyor. 2021 Eylül'de İzmir'deki Kültür Zirvesi’nde bu anlattıklarımı içeren kültür tarifi yapmıştık. Adına da ‘döngüsel kültür’ demiştik. Döngüsel kültür, dört ayak üzerine oturuyor. Doğamızla, birbirimizle, geçmişimizle ve değişimle uyum. Paylaşım ekonomisinin, döngüsel kültürün çok önemli uygulamalarından biri olduğunu düşünüyorum."

"ORTAK AKLIN ŞAŞTIĞI GÖRÜLMEMİŞTİR"

Paylaşım Ekonomisi Zirvesi'nin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Tunç Soyer, sözlerini şöyle tamamladı:

"Buluşmanın İzmir'de düzenlenmesi bizim için çok önemli anlam ifade ediyor. Şubat 2023'te gerçekleştireceğimiz 2. Yüzyılın İktisat Kongresi. Bugün konuşulacak konuların geleceğin Türkiye'sini inşa etmek için düzenlenecek iktisat kongremize çok önemli katkılar sunacağını düşünüyorum. Şaşarsa tekil akıl şaşar. Ortak aklın şaştığı görülmemiştir. Ortak akılla hareket etmeden bereketli bir yaşam inşa edemeyiz. Yoksulluğu yenemeyiz. Paylaşım ekonomisinin de temeli imeceye dayanıyor. Bu toplantının düzenlenmesini sağlayan Paylaşım Ekonomisi Derneği, belediye şirketimiz İZELMAN ve İzmir Teknoloji başta olmak üzere emeği geçen arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

1.VİDEO 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in konuşması

2.VİDEO

Paylaşım Ekonomisi Derneği Başkanı İbrahim Aybar'ın konuşması 

Zirve'den detay görüntüler