İşçilerin Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı'nın özelleştirilmesine karşı başlattığı direniş Ankara yürüyüşüne dönüşmüş ve soğuk havaya rağmen yola çıkan işçiler sonuca ulaşmakta kararlı olduklarını ilan etmişlerdi. Beypazarı’ndan Ankara’ya başlattıkları yürüyüşün ilk 20 km’sini geride bırakarak dinlenmeye çekilen işçiler sabahın ilk ışıklarıyla yeniden yola çıkacak. Ankara’nın Akkaya Köyü’nde konaklayan madencilere destek olmak amacıyla gelen TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay da eyleme yönelik yaptığı açıklamada iktidara seslenerek “Bu işten bir an evvel vazgeçsinler, işçinin de bölgenin de bizim de huzurumuzu bozmasınlar” dedi. 

Geçtiğimiz yıl başlayan yürüyüşe satış ertelemesi nedeniyle ara verilmişti

Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı'nın özelleştirilmesine karşı, 20 Kasım 2024'te direniş başlatan maden işçileri, eylemin 9'uncu gününde Ankara'nın Nallıhan ilçesinde bulunan işyerinden Ankara'ya yürüyüş kararı almış ve eyleme başlamış, ancak Beypazarı’na ulaştıkları sırada, hükümet yetkililerinin "varlık satışının 3 ay ötelenerek 4 Mart 2025 tarihine ertelendiğini" duyurmasıyla yürüyüşe ara vermişlerdi.

Yürüyüş tekrar başladı, hedef Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 

Maden işçileri, ara verdikleri yürüyüşe Beypazarı'dan tekrar başladı. Beypazarı’ndan Akkaya Köyü’ne ulaşan direnen madenciler yaklaşık 20 kilometre yol kat ettiler. Geceyi Akkaya Köyü’nde geçirecek Maden işçileri sabahın erken saatlerinde Ankara’nın Ayaş İlçesine doğru yürüyüşe başlayacakları belirtildi. Madencilerin ulaşmayı hedeflediği nihai hedef ise Ankara Özelleştirme İdaresi Başkanlığı.

"Eski düzenleme ile bu yapılan düzenlemede bir fark yok"

Varlık satışı ve özelleştirmeye karşı yürüyüş başlatan madencilere TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay’dan destek geldi. İşçilerin ilk günkü yürüyüşlerinin son safhasına katılan Atalay, işçilerin konakladığı Akkaya Köyü’nde yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Şu anda 5 dakika evvel buraya geldiler. Hava bayağı soğuk. Aşağı yukarı 3 aydır süren bir mücadele. İki tane başkan hem müzakere yapıyorlar, hem mücadele yapıyorlar. Çayırhan, Nallıhan, Beypazarı bu bölgenin bir kısmının yarısı, bir kısmının 4-3'ünü; spor sahaları, camiler, okullar bunların içinde diyorlar ki 'biz bunları özelleştireceğiz, satacağız'. Ülkeyi yönetenlerin tamamına bunun yanlış olduğunu, bölge halkına zarar verdiğinizi, maden işçisine, enerji işçisine zarar verdiğinizi, hele bu ortamda çalışanların ekonomik sıkıntısının had safhada olduğunu defalarca kez muhataplarımıza her ortamda anlattık. Aşağı yukarı saat 2.30 civarında Çalışma Bakanı’yla beraberdim. Bu konuyu bir daha anlattım kendisine. Buraya geleceğimi ifade ettim. Bu yapılan düzenlemede hiçbir şey yok dedim. Yani eski düzenleme ile bu yapılan düzenlemede bir fark yok.

"Özelleştirme bu ülkeye bugüne kadar fayda getirmedi"

Onun için bu işten vazgeçin, milletin huzurunu bozmayın. Özelleştirme bu ülkeye bugüne kadar fayda getirmedi, örnekleri ortada. Bas bas bağırıyorum. Bugün burada bir daha ifade ediyorum. Sağımda, solumda, yan tarafımda olan kardeşlerimiz çalıştıkları yerden 3 kuruş ücret alıyorlar. Diyorlar ki 'bizim huzurumuzu bozmayın, bu işten vazgeçin'. Bu akşam arkadaşlarımız burada kalacaklar. Yarın akşam yine bir 20-25 kilometre yürüyecekler, ayakta kalacaklar. Ertesi gün Yenikent'te kalacaklar, sonra Ankara'ya gelecekler. Duymayanlara bu meseleyi bir daha Ankara'da anlatmaya gayret edecekler. İnşallah bizim bu talebimize kulak verirler. Yeteri kadar ülkede sıkıntı var, problem var. Yani bu uygun bir iş değil, doğru bir iş değil. Ülkeye de bölgeye de hiçbir faydası yok. Başta Maliye Bakanı olmak üzere, Enerji Bakanı olmak üzere Bu işten bir an evvel vazgeçsinler İşçinin de bölgenin de bizim de huzurumuzu bozmasınlar. Pikniğe falan gitmiyoruz, deniz kenarına falan gitmiyoruz. Bu bölgenin işçinin sıkıntısını, derdini anlatmaya gayret ediyoruz. İnşallah gözleri görür, kulakları duyarlar. Bölgenin bizim bu haklı talebimize, arkadaşlarımızın haklı talebine müspet bir cevap verirler."