Haber: Serap Cömertoğlu İşcan
Tekirdağ’da sivil toplum örgütleri, kent ormanına yapılması planlanan Orman İşletme Müdürlüğü hizmet binasının ihalesinin iptal edilmesini, Tekirdağ Karşılaması oynayarak kutladı. Merkez ilçe Süleymanpaşa’da yer alan Atatürk Orman Korusu’na yapılması planlanan ve ihalesinin 6 Mayıs’ta gerçekleştirileceği duyurulan Tekirdağ Orman İşletme Müdürlüğü hizmet binası projesinin iptal edilmesi, kamuoyunda sevinçle karşılandı.
Ağaçların kesilmesi ve orman içerisinde hizmet binası yapılmasına karşı eylem hazırlığı yapan Sivil Toplum Kuruluşları, ihalenin iptal edilmesini Tekirdağ Karşılaması eşliğinde kamuoyu ile paylaştı. Hasan Ali Yücel Meydanı’nda bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, Tekirdağ Barosu üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve kent sakinleri, mutluluklarını oynayarak paylaştı.
“KENT ORMANI TEKİRDAĞ HALKININDIR”
Grup adına basın açıklaması yapan Trakya Platformu sözcüsü Bedia İlerler, Atatürk Orman Korusu’ndaki ağaçların yok edilmesine ve bina yapılmasına izin vermeyeceklerini ve vermediklerini vurguladı. Sadece 12 ağaç taşınacak denilerek durumun masum gösterildiğini fakat tabanda 900 m2 olacak bir binadan bahsedildiğine dikkat çeken İlerler, “Kent Ormanı Tekirdağ Halkınındır. Orman İşletme Müdürlüğü’nün ormanın yaşaması, ağaçların bakımı ile görevlidir. Ne demişler, çam kesen böceği varmış. Zaten ağaçlar ölecekmiş. Peki siz ne iş yaparsınız? Ormanı yaşatmak sizin göreviniz değil mi? Şimdi bina yapabilmek için göz yumarsanız daha sonra nerelere göz yummazsınız? Sonunda, birkaç villa için ormanı halka kapatmayacağınızı nereden bilelim?” dedi.
Kentin doğasını ve çevresini Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’ndan korumaya çalıştıklarını şimdi ise şimdi ise şehirdeki tek ormanı, Orman İşletme Müdürlüğü’nden korumak için çaba sarf ettiklerini aktaran İlerler, sosyal medyada yapılan paylaşımların yeterli olmadığını, birleşerek ses çıkartılması gerektiğine dikkat çekti.
“Ses çıkartacaksın” diyen İlerler, “Aynen bu gün yaptığımız gibi yapacaksın.. Görecekler seni, dinleyecekler ve sen ne istersen o olacak… Çünkü sen halksın. Çünkü senin kaliteli bir kentte yaşam hakkın var. Anayasa’nın 56. Maddesi ‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevri kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir’ hükmünü içermektedir. Bu hükümle yaşam hakkının ancak dengeli ve sağlıklı bir çevrede gerçekleşebileceğini belirtmektedir. Bu hakkı kimse elinden almamalı, alamaz ve aldırmayacağız. Atatürk Kent Ormanı bizimdir.Bizim kalacak. Hiç bir güç bizden alamaz. Gerekirse ağaçların yanında nöbet tutarız. Yine de vermeyiz. Vermedik. Aldığımız habere göre, İhale EKAP üzerinden İptal edilmiştir. Bu başarı hepimizindir” sözlerini kaydetti.
Tekirdağ’da ki çevre mücadelelerine ve yaşananlara da değinen İlerler, Tekirdağ’ın doğal yaşamını tehdit eden projelere karşı kamuoyunu uyardı ve mücadeleye devam edileceğinin çağrısında bulundu.
Tekirdağ’daki çevresel tehditleri sıralarken, kent halkının sağlığının ve doğal kaynaklarının göz ardı edildiğini belirten İlerler, her geçen gün, Tekirdağ’ın havasını, suyunu, denizini ve toprağını tehdit eden yeni bir proje kararıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
Projelerin adeta Ankara’dan çıkartıldığını ve "ÇED toplantısı çağrısı" ya da "ÇED gerekli değildir" kararlarıyla uygulamaya sokulduğunu vurguladı.
MAHKEMELER HALKI HAKLI BULUYOR AMA UYGULAMALAR DEVAM EDİYOR
Tekirdağ İdare Mahkemesi'nin şimdiye kadar açtıkları tüm çevre davalarında halkı haklı bulduğuna dikkat çeken İlerler, özellikle CEYPORT limanının kapasite artışı davasında mahkemenin önce yürütmeyi durdurma, ardından da iptal kararı verdiğini belirtti. Ancak buna rağmen firmanın projeyi uygulamaya devam ettiğini, denizi doldurarak limana RORO iskelesi ve kimyasal likit tank çiftliği yerleştirdiğini söyledi.
İlerler, bu süreçte yapılan itirazların dikkate alınmadığını, yetkililerin sessiz kaldığını ve halkın büyük kısmının geç farkına vardığını belirtti. “Ne zaman ki çimento tozu araçların üzerinden silinmedi, o zaman insanlar tepki göstermeye başladı. Ama ya ciğerlerdeki izler ne olacak?” diye sordu.
LİKİT TANKLAR VE LİMAN TOZLARIYLA SAĞLIK TEHDİDİ
Kimyasal likit tank çiftliğinin büyük tehlike yarattığını vurgulayan İlerler, bu kimyasalların depolanma ve boşaltım sırasında havaya sızarak tüm kente yayıldığını, benzer olayların Beyrut ve Samsunport’ta patlamalara yol açtığını hatırlattı. “Bu kent, deprem riskinin en yüksek olduğu bölgelerden biri. Böyle tehlikeli depolama alanları şehir merkezinden uzak olmalı” dedi.
RÜZGAR ENERJİSİ KİRAZ VE ÇAM AĞAÇLARINI KURUTTU
İlerler’in dikkat çektiği bir başka konu ise Gaziköy ve Uçmakdere tepelerine kurulan rüzgar enerji santrallerinin doğaya etkisi oldu. Kiraz ağaçlarının kuruduğunu, şimdi ise çam ve asırlık çınar ağaçlarının kurumaya başladığını belirtti.
ZORLU A.Ş.’NİN RES PROJESİNE KARŞI DAVA YOLDA
Muradiye, Yeşilsırt, Müsellim ve çevre mahallelerde Zorlu A.Ş. tarafından yapılması planlanan Yeniçiftlik Rüzgar Enerji Santrali ve Enerji Depolama Tesisi projesi için ÇED raporunun kabul edildiğini belirten İlerler, konunun yargıya taşınacağını söyledi. Dava sürecine belediyelerin de müdahil olması gerektiğini vurgulayan İlerler, dava açma süresinin 6 Mayıs 2025’te sona erdiğini belirtti.
ARAZİLER ZENGİNE, DAĞLAR FAKİRE
Arazi toplulaştırma uygulamalarıyla zenginlerin verimli ovalara, fakir köylülerin ise dağlık alanlara yönlendirildiğini aktaran İlerler, tarımsal SİT alanlarının belirlenmemesini büyük bir sorun olarak tanımladı. Bu konuda ısrarcı olacaklarını söyleyen İlerler, “Tarımsal alanlarımızı yağmalatmayacağız” dedi.
TEKİRDAĞ’DA SU KRİZİ KAPIDA
Kentte yaşanan en önemli sorunun su olduğuna dikkat çeken İlerler, içme suyunun yeraltı sularından karşılandığını, ancak bu kaynakların sanayi tarafından kirletildiğini belirtti. Bu durumun hem sağlık hem de maliyet açısından büyük bir yük oluşturduğunu dile getiren İlerler, “Yeni barajlara ihtiyacımız var, ama ortak akıl toplantılarında baraj yerine lojistik bölgeler konuşuluyor” diyerek yetkililere seslendi.
“HER ŞEY LİMANLAR İÇİN DEĞİL, HALK İÇİN OLMALI”
Tekirdağ’da planlanan lojistik bölgelerin de önemli bir çevresel tehdit oluşturduğunu vurgulayan Bedia İlerler, bu bölgelerin yerlerinin zaten planlarda belli olduğunu, ancak uygulamada halkın tarlaları ve meralarının bu projelere kurban edildiğini belirtti. “İki liman için tarım alanlarını, meralarımızı heba edemezsiniz” diyen İlerler, ortak akıl toplantılarında halkın su sorunu yerine sürekli lojistik yatırımların gündeme getirildiğini eleştirerek, şunları paylaştı:
“Ortak akıl toplantılarında, su için çözüm aramak zorundasınız. Yeni barajlar üretmek için çabalayın. Bir iki kişi için değil, halk için çözüm yaratın.Yaratmalısınız, yaratacaksınız.Her şey limanlar için değil, her şey halk için olmalıdır”
Yapılan basın açıklamasına, CHP Tekirdağ Milletvekilleri İlhami Özcan Aygun, Nurten Yontar, Tekirdağ BARO Başkanı Egemen Gürcün, Tekirdağ Kent Konseyi Başkanı Berrin Başol, Süleymanpaşa Kent Konseyi Başkanı Hülya Çetin, Siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.