Haber: Fatoş Erdoğan

Tarlabaşı Toplum Merkezi'ne açılan davaların ilki bugün İstanbul'da Çağlayan Adliyesi 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma 29 Eylül tarihine ertelendi.

İstanbul Valiliği'nin davacı olduğu dosyaya Aile ve Sosyal Hizmetler bakanlığı vekili müdahillik talebinde bulundu. Talepler hakkında bu duruşmada karar verilmedi.

Duruşmayı hak savunucuları ve sivil toplum örgütleri de takip ederken çok sayıda kişi duruşma salonu küçük olduğu için salona alınmadı.

Davacı Vekili Av. Gülnur Kara Kucur ile Merve Yıkılmaz Başaran ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı müdahale talep eden vekili Av. Aylin Kurt ve davalı dernek vekilleri, İlgili Vekili Av. Selmin Cansu Demir Yıldız, Davalı Vekili Av. Buse Karataş, Davalı Vekili Av. Sevgi Kalan Güvercin duruşmaya katıldı. 

Davacı vekili Av. Gülnur Kara Kucur, "Tarlabaşı Toplum Merkezi Üniversitesi tarafından proje kapsamında kurulmuştur. 2007 yılı eylül ayında toplum merkezi faaliyetlerine son vermiştir. Ancak dernek hala devamını sürdürmektedir. Derneğin amacının gerçekleşmesi olanaksız hale gelmiştir. Bu nedenle davamızın kabulüne karar verilsin. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın müdahale talebinin kabulune karar verilsin. Derneğin amacının kanuna ve ahlaka aykırı hale gelmesi amacı ile İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/81 esas sayılı dosyasında da dava bulunmaktadır. Derdesttir" dedi. 

"DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLSİN"

Davalı Vekili Av. Selmin Cansu Demir Yıldız, "Aile bakanlığı müdahale talebini kabul etmiyoruz. Aile bakanlığının çocuklar için kadınlar için kurulan derneğin yanında olması gerekirdi. Tarlabaşı'nın yoksullukla suçla, göçle ayrımcılığı mücadele etmektedir. Müdahalelik talebinin reddine karar verilsin. Bu derneğin amacının kalktığı söylenemez. Davanın reddini talep ederiz" dedi.

Davalı Vekili Av. Buse Karataş, "Cevap dilekçemi tekrar ederim. Davanın reddine karar verilsin bu zamana kadar derneğe sayısız denetim yapılmıştır. İçişleri Bakanlığı'nın denetimi hukukun ona verdiği yetkiyi kötüye kullanmaya yöneliktir. Dernekten istenen her türlü bilgi ve belge kendilerine ivedi olarak sunulmaktadır. Hiçbir somut araştırma yapılmadan derneğin feshini talep etmektedirler. Tamamen keyfi bir uygulamadır" dedi.

"DAVA SOMUT DELİLE DAYANMIYOR"

Davalı Vekili Av. Sevgi Kalan Güvercin, "Müdahale talebini kabul etmiyoruz. Müdahale talebinde ileri sürülen iddialar dava konusuyla ilgili değildir. Dernek 05/06/2007 tarihinden beri faaliyetini sürdürmektedir. Derneğin kendiliğinden sona ermesi sebepleri 87/1 madde ye göre sona ermekten bahsediyor. Tarla başı toplum merkezi varlığı üniversitenin projesine bağlı değildir. Bir sosyal hizmet proje kapsamındadır. Toplum merkezi modelini desteklemektedir. Derneğin tüzüğünün 2. Maddesinde derneğin amacı açıktır. Tarlabaşı derneğinin amacı çocukların ve kadınların yaşamlarını kolaylaştırmakdır. Derneğin çalışması Türkiye ve Suriyeli çocukların desteklenmesi ve bunların hakları yönündeki engellerin kaldırılması ile ilgilidir. Tarlabaşı yoksullukla mücadele eden toplum olmaktan çıkar ise o zaman derneğin amacının bittiğinden söz edilebilir. TMK 87 maddesi objektif nedenlerin olmasını arar. Biz keyfi olarak genişletemeyiz. Tarlabaşı Toplum Derneği'nde durumun böyle olmadığı, dava dilekçesindeki iddialar subjektiftir. Somut delile dayanmamaktadır. Derneğin amacının çarpıtılarak anlatılmıştır. Müvekkil derneğin bu davanın açılması örgütlenme özgürlüğü hakkına ağır bir müdahaledir. Hakkın kullanılmasını da imkansız hale getirmektedir. 15 yıl önce hukuka uygun olarak kurulmuştur. Bu süre de bir çok denetimdende geçmiştir. 87/1 maddesi keyfi niteliktedir. Uygulamanın kendisi ölçüsüz ve orantısızdır" dedi.

Mahkeme heyeti şöyle karar verdi:

"1-Tarafların dilekçelerinde gösterdikleri ancak dosyaya sunmadıkları delilleri dosyaya sunmaları için iki hafta süre verilmesine,

2-Müdahale talebinde bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler bakanlığı vekiline müdahale talebine ilişkin dilekçesini ve eklerini sunmak üzere iki hafta süre verilmesine, sunulması halinde taraflara tebliğine,

3-İstanbul il dernekler müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı derneğin dosyasının celbine,

4- Davalı dernek vekillerine derneğe ait defterlerini ve yönetim kurulu karar defterlerini sunmak üzere iki hafta süre verilmesine,

Araya adili tatil girmesi ve duruşma defteri yoğunluğu sebebiyle duruşmanın 29/09/2022 günü saat 11:40 bırakılmasına karar verildi."

Dava öncesi Çağlayan Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasına “’İyi ki varsın TTM’ diyerek kampanyaya imza veren 91 örgüt ve hak savunucuları olarak, örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırıların durdurulmasını ve sivil topluma yönelik baskılara son verilmesini istiyoruz” çağrısıyla bir araya gelen hak savucuları da katıldı.

Basın açıklamasını, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul temsilcisi Ümit Efe okudu.

“BU HAKSIZ DAVAYA SES ÇIKARMAK İÇİN BURADAYIZ”

2007 yılında kurulan Tarlabaşı Toplum Merkezi'nin faaliyetlerine değinen Ümit Efe, şunları kaydetti:

“Bugün Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne açılan bu haksız davaya ses çıkarmak için toplandık. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği; dışlanan, derin yoksulluk ve göçün beraberinde getirdiği sorunlarla mücadele eden bölge sakinlerini güçlendirmeyi, mahalleye yönelik önyargıları azaltmayı, çocuklara, gençlere ve kadınlara destek olmayı amaçlayan gönüllü bir çabaydı.

Başta Tarlabaşı’nda olmak üzere Türkiye ve dünyadaki her türlü ayrımcılığa karşı çalışmak, yerelde insan hakları uygulamalarını yaygınlaştırmak, hak temelli bir sosyal hizmet modeli geliştirmek ve sanatla iç içe birlikte üretmeyi ve ortak yaşama kültürünü geliştirmeyi dert edindi kendine. Yurt içinden ve yurt dışından birçok kuruluşla da işbirliği içerisinde güçlenmeye ve güçlendirmeye çalıştı 15 senedir.”

“TÜM SİVİL TOPLUMA YÖNELİK BİR TEHDİT”

Derneğin medyadaki nefret söylemi ve hedef gösterme haberleriyle başlayan sürecine değinen Efe, Tarlabaşı Toplum Merkezi'nin bugün susturulma ve kapatılma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu:

“Dernek, Haziran 2021’de, daha iyi bir toplum için çaba gösteren birçok sivil toplum örgütü ve bu alana gönül veren kişinin endişelerinden biriyle yüzleşti. Medyadaki nefret söylemi ve hedef gösterme haberleriyle başlayan, idari ve hukuki yaptırımlarla devam eden, keyfi ve öngörülemez bir süreç deneyimliyor Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği.

Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği örneğinde bugün yaşananların Türkiye’de örgütlenme özgürlüğü alanında yaşanan gerilemenin doğal bir uzantısı olduğunu düşünüyoruz. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’nin hedef gösterilerek ve yürüttüğü faaliyetler çarpıtılarak kapatılmaya çalışılması, tüm sivil topluma yönelik bir tehdit olarak karşımızda duruyor.

Adil, insan haklarına saygılı ve kapsayıcı bir toplumun ancak güçlü bir sivil toplumla birlikte inşa edilebileceğine inanıyoruz. Bu nedenle Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’nin yanındayız.

Bugün burada iyi ki varsın TTM diyerek kampanyaya imza veren 91 örgüt ve hak savunucuları olarak örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırıların durdurulmasını ve sivil topluma yönelik baskılara son verilmesini istiyoruz. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne açılan davaların düşürülmesini ve güvenli bir şekilde çalışmalarına devam edebilmesini talep ediyoruz.”