RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Yesevi Alperenler Ocağı’nın LGBT-İ karşıtı mitingine çağrı spotunu TV ve radyoların bedava yayınlamasını istediğini iddia etti. Taşçı’nın konuya ilişkin sosyal medya hesabında bugün yaptığı paylaşımlar şöyle:

Resim

“RTÜK Başkanı, Yesevi Alperenler Ocağı’nın LGBT-İ karşıtı mitingine çağrı spotunu TV ve radyoların bedava yayınlamasını istedi. Spotu Üst Kurul’un onayı olmaksızın yayınlamak, yetki gaspıdır. Spotun içeriği, halkın bir kesimini aşağılayıp, kin ve düşmanlığa tahrik edecek nitelikte.

“KEYFE GÖRE, MEVZUATA AYKIRI, SİSTEME YÜKLETMEK HUKUK TANIMAMAKTIR”

LGBT-İ karşıtı miting çağrısını keyfe göre, mevzuata aykırı, sisteme yükletmek, hukuk tanımamaktır. Sayın Ebubekir Şahin, bu aceleniz ne, kimden neyi gizliyorsunuz, miting çağrısı sizi niye ilgilendiriyor? Amaç, seçim öncesi spot adı altında ücretsiz miting çağrı dönemine hazırlık.

“ANLAŞILAN ŞİMDİ DE TEK ADAMLIĞA HEVESLENİYOR”

Her fırsatta sarayın adamı olduğunu imza attığı kararlarla kanıtlamaya çalışan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, anlaşılan şimdi de tek adamlığa hevesleniyor. Hevesin kursağında kalır, haberin olsun.”

VAKFIN BAŞKANI, NEFRET SUÇU HÜKÜMLÜSÜ

Söz konusu kamu spotunu hazırlayan Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin Başkanı ve Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu Sözcüsü Kürşat Mican, Büyük Birlik Partisi (BBP) kökenli bir isim ve partinin gençlik örgütlenmesi Alperen Ocakları’nın eski genel başkanı.

Kürşat Mican, BBP’nin 2020 yılındaki kongresinde genel başkan Mustafa Destici’nin karşısında aday olduğunu açıklamış ancak kongre öncesinde ihraç istemiyle parti disiplin kuruluna sevk edildiği için kongrede Destici’nin karşısına çıkamamıştı.

Alperen Ocakları’nın başkanı olduğu dönemde Mican, 20 Temmuz 2017’de İstanbul Karaköy’deki Neve Şalom Musevi Sinagogu’na düzenlenen saldırıda, sinagogun kapısına tekme ve taş attığı için yargılanmış, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Mican ayrıca, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Kerkük’ü bağımsızlık referandumuna dahil etmesinin ardından “Kerkük Türkmenlerindir” diyerek 2017 yılında berberindeki bir grupla kente gitmiş ve burada uzun namlulu silahlarla pozlar vermişti.