İngiltere'nin ünlü haber ajansı Reuters, Türkiye'deki medyayı analiz eden bir rapor yayınladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun ve kurmaylarının medya kuruluşlarına hangi gelişmelerin gündem olmaması ve hangilerinin öne çıkarılması hakkında direktif verdiğini öne sürdü.

Raporda Berat Albayrak’ın istifasını Instagram’da duyurmasının ardından medyada büyük bir sessizlik olduğu ve istifasından 2 gün sonra haberinin yapıldığı söylendi. ‘’Hükümet yanlısı kanalların bu konuda uzun bir süre sessiz kalması, Türk ana akım medyasının adeta özeti oldu’’ denilen raporda, Türk medyasının hükümet yetkililerine bağımlı olduğu vurgulandı. ‘’Özel dosya- İçerden bilgi aktaranlar Erdoğan’ın nasıl Türkiye’deki yazı işlerini etkilediğini ortaya çıkardı” başlığının kullanıldığı haber Jonathan Spicer imzasıyla yayınlandı.

‘’Fahrettin Altun 2018'de Erdoğan tarafından yeni kurulan İletişim Başkanlığı'na atandığında haber sektöründe çok az tanınıyordu. 45 yaşındaki Altun, görevinden önce üniversitelerde akademisyen olarak çalışıyordu.’’

Raporda, İletişim Başkanlığı’nın yıllık bütçesinin 680 milyon liraya yakın olduğu belirtilirken ismini açıklamayan bir yetkili, “Buranın çok büyük bir yapısı var. Burada kararlar Altun ve yardımcıları tarafından alınıyor” yorumunu yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da hükümeti için negatif anlam doğurabilecek ekonomik ya da askeri haberin gelmesiyle birlikte Altun’un yayın yönetmenleri ya da kıdemli muhabirlerle, bu haberlerin nasıl verilmesi gerektiğine dair iletişime geçtiğini de Reuters’a konuşan bu yetkili anlattı.Raporda Fahrettin Altun ve 1500 kişilik İletişim Başkanlığı ekibinin haberlere yön verdiğini ve Whatsapp gruplarından haber kuruluşlara haberler hakkında direktif verdiği yazıldı. Altun ve kurmayları Reuters’in incelediği mesajlara göre haber kuruluşlarının temsilcilerine mesajlarda ve telefon görüşmelerinde ‘’Kardeş’’ diyerek hitap ediyor.

Reuters’a konuşan hükümetten bir yetkili, “Altun’un gündemi belirleme gibi bir durumu yok. Altun, kısaca editör ve gazetecilere bilgilendirme yapıyor ki bu da işinin gereği. Bu brifingler de basın özgürlüğünü ihlal edecek şeyler değil” dedi. Yetkili, İletişim Başkanlığı’nın medyaya Albayrak'ın istifasını bildirmemesi talimatını verip vermediği konusunda yorum yapmaktan kaçındı. Albayrak, Reuters'in bir yan kuruluş aracılığıyla basında çıkan haberlerle ilgili yorum talebine yanıt vermedi.

REUTERS EKRAN GÖRÜNTÜSÜNE ULAŞMIŞ

Reuters’taki haberde, “Albayrak’ın sağlık sorunlarını gerekçe göstererek ekonomi bakanlığından ayrılmasından sonra dört kaynak, Altun’un medyaya Erdoğan istifayı kabul edene kadar sessiz kalması konusunda uyarıda bulunduğunu belirtti. Erdoğan’ın istifayı kabul etmesinden sonra büyük Türk TV kanalları ve gazeteleri haberi verdi” ifadesi de kullanıldı. Reuters konu hakkında ekran görüntülerine sahip olduğunu açıklarken bu görüntüleri kamuoyu ile paylaşmadı. Altun ve ekibinin haricinde AKP’li siyasetçilerin de sık sık medya kuruluşlarıyla iletişime geçtiği ve haberlerde düzeltmeler istedikleri öne sürüldü.

TRT’de çalışan kıdemli bir editör de “30 saat bekledikten sonra bu haberin yayınlanması için yeşil ışık yakıldı” dedi.

Bildirici, "Gazetecilik kaygılarının yerini iktidar partisiyle iyi geçinme ve isteklerini gerçekleştirme çabalarına bıraktı" dedi. “Parti, gündemin belirlenmesi için talimat veriyor.’’ dedi. Reuters, Türkiye medyası üzerindeki baskılarla ilgili soruları Erdoğan'ın ofisine ve televizyon ve yazılı basın için düzenleyicilere gönderdi. Erdoğan’ın ofisi yanıt vermedi.


“YEREL SEÇİMLERDE AÇIKLAMA BEKLEDİLER”

TRT’de çalışan bir editör de 2006’da Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü kazanması sonrasında benzer bir durum yaşandığına dikkat çekti. İsmini açıklamayan yetkili, devlet televizyonunun dönemin başbakanı Erdoğan’ın Pamuk’u tebrik etmesinden sonra haberin verildiğine dikkat çekti. İsmini açıklamayan TRT çalışanı, “O gün büyük bir rahatlama oldu. Çünkü eğer tebrik olmasaydı, o haberi yapamazdık” dedi.

2019’daki yerel seçimler sonrasında gazetelerin yazı işlerinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan bir açıklama bekledikleri öne sürülürken bir gazeteci, “Biz uzun saatler boyunca hükümeti kızdırmayacak bir başlık için uğraştık. Başlık bulmaya çalışırken resmen acı çektik” dedi. Ana akım TV kanallarında seçim sonrasında Erdoğan ve AKP’nin açıklamalarına yer verilirken İmamoğlu’nun açıklamalarına ise yer verilmediği belirtildi..

Erdoğan, Şubat 2020'de İletişim Başkanlığı’nın ve haber kanallarının idarecileriyle iletişime geçmek zorunda kaldığı başka bir krizle karşı karşıya kaldı. Rus jetlerinin faaliyet gösterdiği Kuzeybatı Suriye'de bir hava saldırısı 30'dan fazla Türk askerini öldürdü. Bu, son otuz yılda Türkiye'nin silahlı kuvvetlerine yönelik en kanlı saldırıydı.

Ancak ertesi sabah, ana akım TV kanalları farklı bir hikayeyle öne çıktı. Suriyeli göçmenler konusunda Avrupa Birliği ile bir anlaşmazlık. Saldırının kapsamı resmi hükümet açıklamalarıyla sınırlıydı. Konuyla ilgili bilgisi olan üç kişi, bunu İletişim Başkanlığı’nın yaptırdığını Reuters’a açıkladı.

İsmini vermek istemeyen tecrübeli bir muhabir Reuters'e verdiği demeçte, "Bilginin paylaşılmaması için bir talepte bulunuldu" dedi. "Bu durumda resmî açıklamalardan başka bir şey kullanamazsınız." Üst düzey bir hükümet yetkilisi bu kaynakların açıklamalarını reddetti.