Gazete Duvar'ın haberine göre, 27 Nisan'da yaptığı paylaşım nedeniyle OT hakkında, "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri kamu barışını bozmaya elverişli şekilde aşağılama" suçlamasıyla açılan davada savcılık 1,5 yıla kadar hapis cezası istedi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede OT ile arkadaşlarının bir restoranda alkol aldıkları ve şüpheli OT'nin arkadaşlarıyla birlikte çekildiği içkili fotoğrafı "Kadir Gecesi'ni aşağılayıcı yazı yazarak", sosyal medya hesabından paylaştığı savunuldu.

SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ

OT ifadesinde, arkadaşının doğum günü nedeniyle toplandıklarını, özçekim yapıp sadece arkadaşlarının gördüğü sosyal medya hesabından paylaştığını söyledi. OT suçlamayı kabul etmeyerek, paylaşımının mizah amaçlı olduğu, kesinlikle İslam dinine, inananlara veya Kadir Gecesi'ne yönelik aşağılama, dalga geçme, küçük düşürme amacı taşımadığını belirtti. OT olayların bu aşamaya gelmesinden dolayı üzgün ve pişman olduğunu ifade etti. 

İddianamede soruşturmaya konu olan "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçunun maddi unsurunun, halkın bir kesiminin benimsediği inanç sistemine veya o dini inanışı temsil eden dine mensup kişilerce önemsenen değerlere yönelik, aşağılayıcı davranış ve beyanlarda bulunmasının olduğu savunuldu. Önemsenen değerlere örnek olarak da Müslümanlar için oruç tutma, namaz kılma, kurban ibadeti gösterildi.

AİHM'NİN GÖRÜŞÜNDEN ÖRNEK VERİLDİ

İddianamede AİHM'nin, dinsel görüşler ve inançlar söz konusu olduğunda kamusal bir tartışmaya hiçbir katkısı olmayan, başkaları için ucuz saldırı olarak görülebilecek ifadelerden kaçınmak gerektiğine dair görüş bildirildiği hatırlatıldı. AİHS'nin 9'ncu maddesinde garanti altına alınan düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, inananların inançlarına saygı, dinen kutsal sayılan nesnelerin kışkırtıcı biçimde temsil edilmesi dolayısıyla, söz konusu suçun ihlal kabul edilebileceği öne sürüldü.

İddianamenin değerlendirme kısmında şüphelinin paylaşımının, "İslam dinince kutsal sayılan değerleri aşağılama niteliğinde olduğu, olayın oluş şekli ve içeriği birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin fiilinin toplumun birlikte yaşama duygusuna zarar verme niteliğine haiz olduğu ve toplumsal barışı bozmaya elverişli bulunduğu" savunuldu.