Marmara fayına bağlı kollarda stres biriktiğine işaret eden Görür, "Depremin büyüklüğünün 7,2 ile 7,6 arasında olmasını bekliyoruz" dedi. 

Görür, sözlerine şöyle devam etti:

"Kuzey Anadolu fayının kuzey kolu Marmara fayıdır, 160 km uzunluğundadır, 3 kesimden meydana gelir: Tekirdağ, Adalar ve Kumburgaz fayları. Bu fay kilitli ve stres biriktiriyor. Kayaları kırmak için biriktirdiği kuvvete stres denir. Dolayısıyla bu fay kuvvet biriktiriyor. Kumburgaz ya da Adalar fayının kırılmasını bekliyoruz. Tekirdağ fayının kırılmasını beklemiyoruz. Deniz araştırmalarında, Tekirdağ fayının 1912 Şarköy depreminde kırılmış olduğunu, enerjisini boşaltmış olduğunu düşünüyoruz."

İNŞAATÇILARI UYARDI: ZEMİNİ GÖZ ÖNÜNE ALMAK GEREKLİ

Avrupa Yakası'nın kayma hızından dolayı daha riskli olduğunu ifade eden Görür, depreme karşı çok iyi bina yapmanın yetmediğini belirterek, "Zemini göz önüne almayan inşaatçı hayal kırıklığına uğrayabilir." dedi.

"İvmenin fazla olduğu yerler, tehlikeli olan yerler, kıyı ile kıyılara yakın yerler, ilk 7-8 kilometrenin olduğu yerler. Hem Anadolu hem Avrupa Yakası'nda en büyük ivmeye maruz kalacak, dolayısıyla ayakta kalabilmesi için iyi kalitede binanın ihtiyaç duyulduğu yer sahiller."

"BİNALAR DEPREM HARİTALARINA GÖRE YAPILMALI"

Görür, olası depremde 6 Şubat'ta 11 kentte meydana gelen yıkımdan daha büyük bir yıkım beklendiğini, yıkımın en büyük nedeninin İstanbul'un yüzde 60'ının gecekondu mantığıyla inşa edilen binalar olduğunu söyledi. 

"Yüzde 60'ta mühendislik hizmeti yok, iyi malzeme kullanımı yok. Doğru dürüst proje yok, imar yok, iskan yok. Projeye bağlılık yok, çalma çırpma da çok. Dolayısıyla bizi yıkım bekliyor. Yıkımın olması depremle birlikte eş zamanlı, bu demektir ki göçük meselesi, yaralılara yetişme meselesi, İstanbul'da ulaşım da felç oluyor. İstanbul'da bazı yollarda 2 bina yıkılsa oraya da giremezsiniz. Plan yok, program yok, akıl yok, düşünce yok, mantık yok."