Bakan Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, raporun verilerine göre okul öncesinden liseye kadar her kademede okullaşma oranının yükseldiğini vurguladı. Ayrıca, kamu kaynaklarından eğitime ayrılan payın yüzde 10,6 ile OECD ortalamasının üzerine çıktığını ifade etti.

Tekin'in aktardığına göre, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokullarda 18'e, liselerde ise 12'ye geriledi. Türkiye'nin OECD'nin en genç öğretmen kadrolarından birine sahip olduğunu belirten Bakan, temel derslere ayrılan sürelerin de OECD ortalamalarını geçtiğini kaydetti. İlkokullarda bu oranın yüzde 47 (OECD ortalaması yüzde 41), ortaokullarda ise yüzde 30 (OECD ortalaması yüzde 27) olduğunu söyledi. Bu başarıyı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yürütülen çabaların bir meyvesi olarak nitelendiren Tekin, "Türkiye Yüzyılı’nda eğitimde yükselişimiz kararlılıkla sürecek" dedi.

OECD RAPORU: ÖĞRETMEN MAAŞLARI VE EĞİTİM EŞİTSİZLİĞİ

Bakan Tekin'in açıklamalarında yer vermediği diğer önemli bulgular arasında, öğretmenlerin çalışma koşulları ve maaşları öne çıkıyor. Rapora göre, Türkiye'de öğretmenlerin maaşları her ne kadar artış gösterse de, satın alma gücü paritesine göre OECD ortalamasının altında kalmaya devam ediyor. Bu durum, eğitim kalitesini doğrudan etkileyebilecek bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Öte yandan, rapor eğitimde fırsat eşitliği konusunda bölgesel ve sosyoekonomik farklılıklara da dikkat çekiyor. Kent ve kırsal bölgeler arasındaki eğitim imkanları ve akademik başarı farkları, Türkiye'nin hala aşması gereken temel sorunlar arasında gösteriliyor. Bu eşitsizliklerin, genel okullaşma oranlarındaki artışa rağmen öğrencilerin gelecekteki yaşam şanslarını olumsuz etkilediği vurgulanıyor.

Raporda, her ne kadar okullaşma oranları artsa da, lise sonrası eğitime geçişte yaşanan sorunlar ve mesleki eğitimdeki gençlerin istihdam oranlarının diğer OECD ülkelerinin gerisinde kaldığı belirtiliyor.