Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, depremden etkilenen Kahramanmaraş’ın Nurhak ilçesini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Nurhak’ta bulunan bir Kültür Merkezi’nde depremzedelerin sorunlarını ve taleplerini dinledi. Kılıçdaroğlu, Nurhak Belediye Başkanı İlhami Bozan ile de bir araya geldi.

Bozan, deprem sürecinde Nurhak’ta yaşananları şöyle anlattı:

“Bu ulaşım geç olduğu için birçok can kaybımız yaşandı. -25 ve -30’ları bulan bir soğuk vardı burada. İlk etapta, merkezdeki insanları buraya topladık.  Burada 2-3 binin üzerinde insan vardı. Burası da artçı depremlerden dolayı çok sallantı olduğu için insanlar ilk başta buraya da girmeye çekiniyorlardı. Biz de kapının önünde ateşler yaktık, odunlar yaktık. Oralarda insanları yaşatmaya çalıştık ilk etapta. Sağlık ocağı olmadığı için, orada sağlık ocağı çadırı kurmuştuk. Onu da rüzgar alıp attı. Ondan sonra mecburen buraya girmek zorunda kaldık. Burada da daha önce cenazelerimiz vardı, maalesef buraya koyduğumuz. Onları karşıya aldık. Ondan sonra burada iki gün boyunca insanları ayakta tutmaya çalıştık.

“BİZ 5-6. GÜNDEN SONRA DİĞER MAHALLELERİMİZLE SAĞLIKLI BİR İLETİŞİM KURABİLDİK”

İzmir Büyükşehir’den gelen otobüsümüzün içerisine 140-150 kişiyi de mazot sürekli açık kalarak içinde tutmaya çalıştık. Çünkü aşırı soğuktan dolayı yaşlılarımızı da kaybedebilirdik. Kar yağışından dolayı diğer mahallelerimizle ulaşımımız yoktu. Bütün iş makinelerimizi biz Nurhak Belediyesi olarak kar yağışına önlem olsun diye mahallelere Allah’tan koymuşuz. Onlar her bulunduğu mahallede enkazdaki çalışmalara da gittiği için yol açımı da olmadı. Biz 5-6. günden sonra diğer mahallelerimizle sağlıklı bir iletişim kurabildik. Kendimiz yürüyerek mahallelerimize gittik. Ölü, yaralı sayılarımızı öğrenmeye çalıştık. Fakat yollarda profesyonel müdahale olmadığı için ilk etapta, 3 gün boyunca şey yapamadık, biz müdahale edemedik. Bizimle beraber giden kişiler müdahale etmeye çalıştı. Fakat profesyonel olmadığı için, artçı depremlerden dolayı geri çekmek zorunda kaldım. Bizim en fazla kaybımızın olduğu Kullar Mahallemizde de 4. günden sonra müdahale başladı. Birçok insanın cansız bedeni orada soğuktan maalesef donarak ve yanarak ölmeler çok fazla.

“YOLLAR AÇIK OLSA, İLETİŞİM AYNI ANDA KOPMAMIŞ OLSAYDI BİZ BU YAŞADIĞIMIZ ACININ ONDA BİRİNİ ANCAK YAŞAYABİLECEKTİK ZATEN”

Büyükşehir Belediyesi bize tavır aldığı için hiçbir zaman buraya da kar yağacak diye önlem almıyorlardı. Bu yüzden de biz kar yağacağını bildiğimiz için önlemimizi aldık. Kendileri de her sene yaptığı gibi önlem almadılar. Depremi kimse göremiyordu ama kar yağışını görüyorduk. Yollar açık olsa, iletişim aynı anda kopmamış olsaydı biz bu yaşadığımız acının onda birini ancak yaşayabilecektik zaten. Aynı anda bütün GSM operatörleri çöktü. 3 gün boyunca iletişim yok, ulaşım yok. Gölbaşı, Malatya, Adıyaman ve Elbistan üçü de kapandı yolları. Her sene aynı şeyi yaşıyoruz biz. Büyük iş makineleri bırakılmıyor buraya.

“KISA BİR SÜRE İÇERİSİNDE KONTEYNER SORUNUNU ÇÖZMEZSEK MAALESEF HER YERDE OLDUĞU GİBİ KAOS ARTABİLİR”

İlk gün bütün önlemleri almaya çalışsak da kendi çabalarımız ile çok yetersiz. Benim tek derdim şuydu. İnsanları hayatta nasıl tutabiliriz, onun çabasındaydım. En büyük sıkıntı barınma. Şu anda çok soğuk olduğu için barınma büyük bir sorun. İlk etapta çadır diyoruz ama Nurhak’ta çadır hiçbir işe yaramıyor. Hiçbir işe yaramıyor diyorum ama ihtiyaç. Çok soğuk. Çadır eksiği de var onu özellikle belirtmek istiyorum. Burada kısa bir süre içerisinde konteyner sorununu çözmezsek maalesef her yerde olduğu gibi kaos artabilir. Onu da el birliğiyle çözmeye çalışacağız.

“HERKES EVİNİN BAHÇESİNİN İÇERİSİNDE KONTEYNERİ İSTİYOR”

İlk önce konteynerlerimizi hayvancılık yapanlara verdik. Çünkü hayvancılık yapanlar çadırkentte oturamıyorlar. Burası kırsal mahalle olduğu için hiç kimse çadırkentte, konteynerkentte kalmak istemiyorlar. Herkes evinin bahçesinin içerisinde konteyneri istiyor. Çünkü yarın bağ bahçe işleri başladığı zaman üretimin durmaması için mecburen onların da bu isteklerini yerine getirmek durumunda kalacağız.

“NURHAK’IN MEVCUT STOKUNUN NERDEYSE YÜZDE 70-80’İ YIKILACAK”

Nurhak’ta 5 bin yapı var. Bunun yaklaşık bin 300 tanesi enkaz durumunda. Bin 300 tanesi ağır hasarlı, yıkılacak. 730 tanesi orta hasarlı. Büyük ihtimal onlar da yıkılacak. Bunlar sisteme kayıtlı olanlar. Eski yapılar olduğu için 300-400 tane de yıkılacak binalar var. Bizim Nurhak’ın mevcut stokunun nerdeyse yüzde 70-80’i yıkılacak. Bununla ilgili çalışmaların hızlandırılması gerekiyor.”

Kılıçdaroğlu, Bozan’a şöyle yanıt verdi:

“ÇOK BÜYÜK BİR ACI İÇERİSİNDESİNİZ”

“Çok büyük bir acı içerisindesiniz. Bunu zaten biz gazete ve televizyonlardan okuyorduk. Belediye başkanlarımıza hemen talimat verdik, süratle ulaşın diye. Ellerinden gelen çabayı gösterdiler. Mansur Başkan burada. Mansur Başkan, Kahramanmaraş’ın genelinden de sorumlu aynı zamanda. Onun da büyük katkıları var. Moralinizi bozmayın. Büyük sıkıntılar çektiniz, biliyorum. Bu süreç içinde özellikle şunu ifade etmek isterim. Bir belediye başkanı olarak soğukkanlılığını koruyup, kitlelere önderlik yapman, onların can ve mal güveliğini sağlamak için elinden gelen her türlü çabayı göstermen takdire şayan. Bu konuda seni yürekten kutlarım sayın Başkan.”

Nurhaklı bir kadın depremzede, şunları söyledi:

“BİZE NURHAK DİYE YARDIM VERMİYORLAR”

“Bir kısmı yandı öldü. Bir kısmı yardım gelmediği için bağıra bağıra, dona dona öldüler. Ulaşım gelmediği için insanlar içinde dondu, öldü. 4-5 gün geçtikten sonra ‘Cenazelerimizi çıkarmayın. Kurtlar köpekler yiyor bizim cenazelerimizi’ dediler. Kimse gelmedi. Şimdi de hala daha 1 ay geçti aradan, ne çamaşır makinemiz var. Bakın 1 ay oldu. Ne çamaşır makinemiz var ne doğru düzgün banyo yapabiliyoruz. Ne doğru düzgün yiyip içebiliyoruz. Bıktık artık. Çoluğumuz çocuğumuz ortada. Reziliz ya. Bize Nurhak diye yardım vermiyorlar. Biz Nurhak’ız diye vermiyorlar.”

Kılıçdaroğlu, depremzedelere şöyle seslendi:

“SİZİN ACINIZ, AYNI ZAMANDA BİZİM ACIMIZDIR”

“Size geçmiş olsun demeye geldik. Başımız sağ olsun. Allah bir daha böyle acılar göstermesin. Şundan emin olun. Gerçekten yaşadığınız acıları biz Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Türkiye’nin her coğrafyasında yüreğimizde hissettik. Bunu da bilmenizi isterim. Sizin acınız, aynı zamanda bizim acımızdır. Bundan da emin olmanızı isterim. Yaraları sarmaya çalışıyoruz. Elimizden gelen çabayı göstermeye çalışıyoruz. Şu anda ABB Başkanımız Mansur Yavaş da burada. Diğer belediye başkanlarımız da hepsi burada hepsi emrinizde. Elimizden gelen bütün çabayı gösteriyoruz.

“TÜRKİYE GÜZEL VE UMARIM HEP BİRLİKTE DAHA GÜZEL GÜNLERİ YAKALAMAK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ VE BU GÜZELLİĞİ YAKALAYACAĞIZ”

Sizin acılarınızı dindirmek için, var olan sorunlarınızı çözmek için. Dediğim gibi sakın umutsuz olmayın. Türkiye güzel ve umarım hep birlikte daha güzel günleri yakalamak için mücadele edeceğiz ve bu güzelliği yakalayacağız. Sorun çok, sorun büyük. Ama bu bizi umutsuzluğa asla sürüklememeli. Türkiye’nin bütün sorunlarını Allah nasip ederse kısa süre içerisinde hepsini çözeceğiz. Daha güzel bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Bundan emin olmanızı isterim. Hepiniz Allah’a emanet olun.”