Haber: Hülya Kılınç

KESK Manisa Şubeler Platformu adına açıklamayı yapan SES Manisa Şube Eş Başkanı Figen Pehlivan, TÜİK verileri esas alınarak hazırlanan bir teklifi kabul etmeyecekleri ve 16 Ağustos Çarşamba günü iş bırakacaklarını ifade etti. 


“ÖFKEMİZ DE İSYANIMIZ DA BÜYÜYOR”


Ülkedeki derin ekonomik kriz ve artan yoksulluğa dikkat çeken Pehlivan,  en düşük maaşın 45 bin lira olması gerektiğini belirterek “İktidarın kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklifini sunmasına birkaç gün kaldı. Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir.  Artık öfkemiz sel oldu, isyanımız çığ gibi büyüdü, büyüyor. Bu üçüz kardeşlere dur demenin vakti geldi de geçiyor.. Kira fiyatları karabasan oldu. 


Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz.


“İKTİDAR HEPİMİZİ AÇLIĞA VE SEFALETE SÜRÜKLEMEKTEDİR”


Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok. Bugünü kurtarmak isteyen iktidar hepimizi önümüzdeki yıllarda çok daha derin bir açlığa, sefalete sürüklemektedir. Bu, iktidarın çalışanlara ve emeklilere kurduğu yeni bir tuzaktır. Bu tuzaktan tek çıkış yolu KESK olarak toplu sözleşme masasına götürdüğümüz maaş artışı teklifidir. Mevcutta iktidarın “en düşük maaş” olarak ifade ettiği maaşın dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı üzerine, yani 2024 yılı Ocak ayı itibariyle 45 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz.”dedi. 


TALEPLER;


Pehlivan,insanca yaşamak için maaş taleplerinin yanı sıra başlıca temel talepleri ise şöyle sıraladı “Seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge sözünün tutulmasını, 1. Dereceye yükselen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini, 
Mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı temel alınarak artırılmasını, 
hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmasını, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yasasının geri çekilmesini istiyoruz. Tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini, görevde alım ve yükselmede mülakatın kaldırılmasını, liyakatin esas alınmasını, özelleştirmelere son verilmesini, kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasına son verilmesini istiyoruz. Ayrımsız tüm çalışanları kapsayan, meslek hastalıklarının tanımlandığı yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasasının hayata geçirilmesini,  Haftalık çalışma süremizin 35 saate düşürülmesini,
kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını, 190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesinin onaylanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca fesh edilmesinin iptal edilmesini istiyoruz.”  


“DEMOKRATİK ZEMİNDE GENEL GREV ÇAĞRISI”


Pehlivan, diğer TİS görüşmelerinde olduğu gibi bir kez daha TÜİK verileri esas alınarak sadece birkaç başlıkta bir teklif getirilmesi durumunda KESK olarak kabul etmeyeceklerini ve 16 Ağustos 2023 Çarşamba günü iş bırakacaklarını duyurarak şöyle devam etti “Masada ittifak halinde olan iki konfederasyona ve bunların dışında kalan kamuda örgütlü tüm konfederasyonlara buradan çağrıda bulunuyoruz: talepleriniz ve söylemlerinizde asgari düzeyde bir samimiyet varsa gelin emekten, emekçilerden, emeklilerden yana birlikte tavır koyalım ve en demokratik hakkımızı kullanarak genel greve gidelim. İnanıyoruz ki, böylesi ortak bir tavır ve eylem karşısında iktidar 24 saat geçmeden teklifini revize etmek ve taleplerimizi karşılamak durumunda kalacaktır.  Konfederasyonumuz KESK ve Genel merkezimizinde çağrısı ile isyeri temsilciliği olarak, Toplu Sözleşme sürecinin asıl yetkilisi ve öznesi olarak gördüğümüz tüm kamu emekçilerini, emeklilerini Yoksulluk Sınırı Üzerinde, İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret ve Çalışma koşulları için omuz omuza vermeye, yoksulluğa, sefalete karşı ortak mücadeleyi yükseltemeye davet ediyoruz.”