Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu, Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na aykırı yürütülen görüşmeler ve önümüzdeki dönem yürütecekleri çalışmalara ilişkin basın toplantısı düzenledi. KESK Genel Merkez’inde gerçekleşen toplantıda açıklamayı KESK Eş Genel Başkanı Şükran Yeşil Kaplan yaptı.

Kablan, dün Memur-Sen, Kamu-Sen yöneticileri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yapılan görüşmelerde, yıllardır mali, sosyal ve özlük hakları yok sayılan tüm kamu emekçilerinin ağırlaşan hayat pahalılığında beklentilerini aşağıya çekmeye yönelik manevralara bir yenisi daha eklendiğini söyledi. Ağustos ayında varılan mutabakatın, artan hayat pahalılığı ve TL’nin döviz kuru karşısında pula döndüğünü söyleyen Kablan, bunun emekçilerin gelirlerini hızla erittiğini belirtti. 

"TÜM SİSTEM BÖYLE TASARLANMIŞ"

Kablan, asgari ücretin açıklanmasından bu yana geçen son bir haftada açıklamalar ve yandaş medyaya servis edilen “müjde” haberlerinin artarak sürmeye devam ettiğini belirtti. Kamu emekçileri ve emeklilerine “büyük bir memnuniyet yaratan bir mutabakat”tan bahsetmenin yıllardır yaşanan gerçekleri ters yüz ettiğini kaydeden Kablan, “Evet, sadece sonuncusunun değil, bugüne kadar yapılan tüm mutabakatların üzerinde bir gölge olduğu doğrudur. Ancak o gölge finansal saldırı ya da dış düşman ya da herhangi bir lobi gölgesi değildir. Kendi sorumluluklarını kapatmak için sürekli bahanelerin arkasına saklananların, altı milyon kamu emekçisinin ve emeklinin, yıllardır birikmiş sorunlarına kulak tıkayanların gölgesidir. Çünkü tüm sistem böyle tasarlanmıştır. ILO sözleşmeleri başta olmak üzere evrensel sendikal normlara taban tabana zıt, grev hakkımızı yok sayan bir sistem ile yılardır ‘toplu sözleşme’ oyunu sahnelenmektedir” ifadelerini kullandı. 

"EK ÖDEMELER EMEKLİLİĞE YANSITILSIN"

6 milyon kamu emekçisi ve emeklilerin asgari ücret artışından sonra maaşlarının artmasını talep ettiklerini aktaran Kablan, “3600 ek gösterge, sözleşmelere kadro, sorunlarının artık çözülmesini istemektedir. Açlık sınırının altında bir yaşama mahkûm edilen, harçlık veremediği için torunlarından kaçar hale getirilen emekliler yılardır verdikleri emeğin karşılığını istemektedir. Hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri yıllardır gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması istemektedir. Yıllardır bu insani, en temel taleplerine kulak tıkanan kamu emekçilerinin ve emekliklerinin boş vaatlerle, sahte müjdelerle oyalanmasına derhal son verilmelidir” çağrısında bulundu.

"3600 EK GÖSTERGE TÜM KAMU EMEKÇİLERİNİ KAPSAYACAK ŞEKİLDE ÇÖZÜLMELİ"

Kablan, taleplerini şöyle sıraladı: 

   “* Öncelikle tüm kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaşları Ocak ayından itibaren en az asgari ücrete yapılan artış oranında artırılmalıdır.

 * Elbette ki bu artış maaşları TÜİK’in sanal rakamlarına endekslenen kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı kayıpları gidermeye yetecek bir artış değildir. Kamu emekçilerimin insanca yaşamasını sağlayacak bir maaş için formül açıktır. Bunun tek yolu eşi çalımlayan, iki çocuklu bir kamu emekçisinin maaşında ve kira yardımı, ulaştırma yardımı, yemek yardımı gibi kalemlerde yapılan artışla dört kişilik ailenin yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasından geçmektedir. 

*Üç buçuk yıl önce bizzat Cumhurbaşkanı tarafından söz verilen ama aradan geçen zamanda yılan hikâyesine çevrilerek unutturulmak istenen 3600 ek gösterge konusu tüm kamu emekçilerini kapsayacak şekilde çözülmelidir. 

*Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi her türlü güvencesiz istihdama son verilmeli, tüm kamu emekçileri güvenceli-kadrolu istihdam edilmelidir. 

*Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerin görevlerine iade edilmeli, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmalıdır. 

*Kamu emekçilerinin bugün önündeki en büyük engel adına toplu sözleşme dense de onları kapı kulu olarak gören mevcut sistemdir.”