Ücretli Öğretmenler Derneği üyeleri, ücretli öğretmenlerin özlük hakları ve kadro talebinde bulunmak için dün akşam Ankara Ulus’ta Atatürk Heykeli önünde bir araya gelmişti. Primlerinin yarım yattığını belirten öğretmenler, kadrodaki öğretmenler ile aynı hakları istiyor. Ücretli öğretmenler taleplerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı.   

“HATTA 50 YAŞINDA ARKADAŞLARIMIZ VAR. YILLARCA DEVLETİNE HİZMET ETMİŞLER, YORULMUŞLAR”

Ücretli Öğretmenler Derneği Başkanı Levent Atasoy şunları söyledi:

“Bizim amacımız ücretli öğretmenlerin artık kadroya alınması. Arkadaşlarımız yıllardır mağdur. Hem özlük haklarının giderilmesini istiyoruz. Hem de belli bir süre çalışan arkadaşlarımıza ödül olarak kadro verilmesini istiyoruz. Bu arkadaşlarımızın yaşları 35, 40 hatta 50 yaşında arkadaşlarımız var. Yıllarca devletine hizmet etmişler, yorulmuşlar. Yani emekleri var. Devletimiz her alanda emek veren meslek sahiplerine kadro veriyor. Bu arkadaşlarla beraber geldik, kadro istiyoruz. İnşallah bizim sesimiz başta Cumhurbaşkanı, Milli Eğitim Bakanı ve devlet büyüklerimiz tarafından duyulur. Çözüm bulunacağına inanıyoruz.”

“BURADAN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA SESLENİYORUZ, BİRÇOK ŞEYİ HALLETTİĞİ GİBİ BUNU DA HALLEDECEĞİNE İNANIYORUZ”

Okul öncesi ve özel eğitim öğretmeni olduğunu belirten ve kadro talebinde bulunan bir başka eğitimci de şöyle konuştu:

“Sertifikamız ile çalışıyoruz. Ben ücretli öğretmenim 7 yıldır. Özel sektörde de çalıştım. Maalesef ücret geçim için yeterli değil. Artık ücreti bir kenara bıraktık, bizler emekli olmayı hayal edemiyoruz. Çünkü sigortamız yarım yatıyor. Hem ücret yetersiz hem sigorta yetersiz hem de kadrolu bir öğretmenin kullandığı imkanların çoğunu biz kullanamıyoruz. Mesela öğretmen kartımız yok. Otobüslere biz tam basıyoruz, aldığımız o az ücretle beraber… Birçok öğretmenin kullandığı öğretmen evinden yararlanamıyoruz, metro kartını kullanamıyoruz ve özel eğitimde çalıştığımız için; normalde özel eğitimde çalışanlara yüzde 25 fazla ücret veriliyor. Biz bundan da yararlanamıyoruz. Geçinemiyoruz, her şey çok pahalı.

Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyoruz, birçok şeyi hallettiği gibi bunu da halledeceğine inanıyoruz. Önce Rabbimizden sonra da Cumhurbaşkanımızdan isteğimiz ücretli öğretmenlere prim esaslı, 540’ı doldurmuşlara atamasını istiyoruz. KPSS esaslı değil. Biz zaten yıllarca üçte bir maaş ve yarım sigorta çalıştık ve biz Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyoruz.”

“KAFE YAPSA CEZA ALIR AMA DEVLET AYNI KOŞULLARDA ÖĞRETMEN ÇALIŞTIRIYOR”

Kadrolu öğretmen olmasına rağmen ücretli öğretmenlere desteğe gelen başka bir öğretmen ise şunları dedi:

“Öğretmenler odası bugün bölünmüş durumda. Şimdiye kadar ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen olarak bölünmüşler. Hepimiz aynı sınıflara gidiyoruz, aynı dersleri veriyoruz. Aynı özveriyi harcıyoruz ancak hepimizin güvencesi farklı. Bugün ben kadrolu bir öğretmenim, bugün ücretli öğretmen arkadaşlarıma, ücretli olarak görev yapan, ataması yapılmamış arkadaşlara destek vermek için geldim. Çünkü yaşadıkları zorluğu ve sıkıntıyı biliyorum. Düşünsenize şimdi buradaki kafe, işçi çalıştırıyor. İşçisine 20 gün sigorta yatırsa suç işler, ceza alır ama devlet aynı koşullarda öğretmen çalıştırıyor.

“OTUZ ÇOCUĞU, GELECEĞİNİZİ EMANET ETTİĞİNİZ ÖĞRETMENLERİNİZE SİZ GÜVENCE VERMİYORSUNUZ”

Otuz tane çocuğu emanet ettiğiniz, geleceğinizi emanet ettiğiniz öğretmenlerinize siz güvence vermiyorsunuz. Bu başlıca bir sorun. İki, öğretmen sınıfı sahiplenemiyor. Çünkü güvencesi yok ki… O okul ona ait değil ki. O öğretmen dışlanıyor. 10, 20 yıllık ücretli öğretmenlik yapıyorsun ama KPSS’de benden üç soru az yaptı diye o öğretmen yetersiz oluyor. Böyle bir adaletsizlik olamaz. Bugün, ücretli olarak, sözleşmeli olarak bölünmüş öğretmenler olarak, bugün bir de başımıza Öğretmen Meslek Kanunu (ÖMK) ile beraber uzman öğretmen, başöğretmenlik çıkartıldı.  Öğretmeni tamamen itibarsızlaştırıyor, öğretmenlik tamamen ayrıştırılıyor ve aslında eğitim parçalanıyor ve buna karşın biz tüm öğretmenler olarak sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayırmadan eğitim üzerine emek veren tüm öğretmenler bir araya geldiğimiz, eğitime, çocuklarımızın geleceğine sahip çıktığımız oranda daha faydalı işler yapabileceğimize, eğitimi bir adım daha yukarı çıkartabileceğimize inanıyorum. Bundan kaynaklı öğretmen arkadaşlarım ile beraberim. Umarım kazanacağız…”