İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, TBMM Genel Kurulu’nda Adalet Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde; “Artık sorgulamak bir yana iktidar halkını sorgular hale gelmiştir. Anayasa’da mevcut olan temel hak ve özgürlükler kullanılamaz durumdadır. Basına sansür yasası diye anılan yasa ile düşüncenin açıklanması, bilginin paylaşımı, sosyal medyanın bile kullanımına hapis cezaları ile set çekilmiştir” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda, bugün TBMM, Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay ve Yargıtay 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifleri ve 2022 Yılı Bütçe Kanun Teklifleri görüşülüyor. İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine konuştu. Subaşı’nın konuşması sırasında konuk locasında Küba Cumhuriyeti Halkın Gücü Ulusal Parlamentosu Başkanı Juan Esteban Lazo Hernandez ile TBMM Başkanı Mustafa Şentop, milletvekillerini selamladı. TBMM Başkanvekili Haydar Akar, “Welcome, welcome” diyerek Hernandez’i selamladı.

Hasan Subaşı, yaptığı konuşmada AKP’nin 2002 seçim beyannamesini hatırlatarak, şunları söyledi:

“Partinizin beyanları, kadrosu ve güven veren hukuk söylemleri başta batı olmak üzere dünyayı ve global sermayeyi etkilemişti. 2002-2004 yılları arasında AB’ye uyum kapsamında 8 uyum paketi kabul edilmiş, bu çerçevede 2 anayasa paketi de TBMM’de onaylanmıştı. Ardından tam üyelik müzakerelerine başlanması kararı alınmıştı. 13 fasıl Türkiye’ye açılmış, Türkiye’ye olan güven sonucu 71,5 milyar dolar yatırım gelmişti. Ciddi ve olumlu ekonomik gelişmeler yaşanmıştı. Parlamenter sistemde, hem de acemilik döneminizde öyle ya da böyle bir başarılı hikayesi yazılmıştı. 16 Nisan 2017 referandumundan sonra ise taraflı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yaşıyoruz, söylenenlerin aksine bize özgü değildir. Çünkü ülkemizde neredeyse 150 yıllık parlamenter sistem deneyimi yaşanmıştı. Aksayan yerleri revize edilebilecekken tamamen bize yabancı bir rejimin dayatılması faciasını yaşamaktayız.  

“HALKINI SORGULAR HALE GELMİŞ”

Artık sorgulamak bir yana iktidar halkını sorgular hale gelmiştir. Anayasa’da mevcut olan temel hak ve özgürlükler kullanılamaz durumdadır. Basına sansür yasası diye anılan yasa ile düşüncenin açıklanması, bilginin paylaşımı, sosyal medyanın bile kullanımına hapis cezaları ile set çekilmiştir. Baroların, öğretmenlerin, sağlık çalışanlarının ve son olarak cemevleri konusunda Alevilerin gösteri ve yürüyüş hakları engellenmiş, düşünce ve görüş açıklamaları yasaklanmıştır. Kadına şiddete sıfır tolerans denirken, Cumhurbaşkanı’nca tek başına iradesi ile Meclis iradesi yok sayılarak, İstanbul Sözleşmesi sona erdirilmiştir. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımayan hakim ve savcılar Cumhurbaşkanı’nca terfi ettirilmiştir. Liyakatsiz, bilime dayanmayan politikalar yüzünden dünyanın en yüksek enflasyonu ülkemizde yaşanır hale gelmiştir. 156 ülke arasında sefalet endeksi olarak bilinen derin yoksullukta ilk sıraya gelmiş bulunuyoruz.

“SORGULAYICI VE CEZALANDIRICI OLDUNUZ”

Dış politikadaki liyakatsizlik ve bilgisizlik, yetişmiş diplomatları monşer diyerek dışlamak iç siyasete malzeme yapmak adına düşmanlıklar yaratıp, beka sorununu köpürtmek, çevremizdeki ülkeler ve dış dünya ile ilişkilerin bozulmasına neden olmuştur. Cumhurbaşkanı’nın ‘Siyasette küslük olmaz’ diyerek kıvrak U dönüşü hamleleri de yarar sağlamaktan uzaktır. Dış dünya ve komşularımız ile yaşadığımız gerilim ve husumetin maliyeti nasıl ödenecektir. Milyonlarca göçmenin maliyeti nasıl karşılanacaktır? Cumhurbaşkanı belli ki üzerine almayacak ama halk ve gelecek nesiller bu faturayı ödemek zorunda kalacak. Siz sorgulanmadınız, denetlenmediniz ama sorgulayıcı ve cezalandırıcı oldunuz.”