HKP, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Marmara Üniversitesi Rektörü Mustafa Kurt ve YÖK üyeleri hakkında “kamuoyuna sahte diploma sureti” sunarak “resmi belgede sahtecilik”, “irtikâp”, “nüfuz ticareti”, “görevi kötüye kullanma” ve “suçu bildirmeme” suçlarını işledikleri gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusunun ardından Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yapan HKP avukatlarından Ayça Okur, şunları söyledi:

“Olmayan diplomanın olmadığını ispatlamak için uğraşıyoruz. Ne ironik değil mi? Diplomasının olduğunu iddia eden aslını bir türlü ileri süremedi. Hepsi de çelişkilerle dolu suretleri dolaştırıyorlar ortalıkta. Halkımızın deyişi ile ‘Bozacının şahidi şıracı’ suç ortaklığı bulmaya çalışıyorlar. Debelendikçe batıyor, battıkça debeleniyorlar.

Ancak bu yapılanların tümünün de hukukumuzda karşılığı var. Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı var: Resmi belgede sahtecilik (TCK m. 204), irtikap (TCK m. 250), nüfuz ticareti (TCK m. 255), görevi kötüye kullanma (TCK m. 257), suçu bildirmeme (TCK m. 278). İşte bu nedenle bugün suç duyurusunda bulunduk. Kim bu suçların failleri? Hemen söyleyelim. Artık ilkokul çocuğunun bile bildiği Recep Tayyip Erdoğan. Onun İletişim Danışmanı Fahrettin Altun ve Marmara Üniversitesi Rektörü Mustafa Kurt ile rektör hakkında Yüksek Disiplin Kurulu’nu toplamayan, buna sessiz kalan YÖK üyeleri.

“BUNU SORACAK, BİLGİYİ İSTEYECEK SAVCI VAR MI? GÖRECEĞİZ”

Savcılara suç duyurusu dilekçemizi verdik. Eğer haklıysanız ki değilsiniz. İşte fırsat. Şimdiye kadar başvurulacak tüm kurumlara başvurduk. Nereler mi bu kurumlar? Eyüp Lisesi, Marmara Üniversitesi, ÖSYM, Milli Savunma Bakanlığı Asker Alma Bürosu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TBMM. Tümü de ‘kişisel veri’ dedi ve cevap vermedi. Savcılıktan da mı gizleyeceksiniz? Tabi bunu soracak, bilgiyi isteyecek savcı var mı? Göreceğiz. Ancak artık kişisel veri olmadığını pekala biliyoruz. Öyle olsa zaten ilgilinin kendisi sahte evrakları kamuoyunda paylaşmazdı. Hem artık bu işi araştıran, bilen tanıklar da daha fazla dayanamayarak birer birer açıklıyorlar diploma olmadığını. En son YÖK eski Başkanı Yusuf Ziya Özcan ardı ardına 2 tweet paylaştı. ‘Yok diploma’ dedi. Çağırın, dinleyin kendisini bir.

‘İnsanın yalnızca gerçeğin ne olduğunu bilmesi yeterli değildir; doğruyu istemesi ve yapması da gereklidir’ diyor Wolfgang Van Goethe. İşte müvekkil bir siyasi parti doğruluklar, dürüstlükler hareketinin temsilcisi olarak hem siyasi hem de hukuki mücadelesini veriyor. Üzerine düşeni gerçek açığa çıkıncaya kadar da vermeye devam edecek.

“BUNLAR, YALANLAR, DÜMENLER, RİYALAR, DOLAPLAR, DÜZENLER DÜNYASINDA YAŞAMAYA MECBUR”

Genel Başkanımız Nurullah Ankut Efe aynen şöyle diyor, Tayyip Erdoğan’ın içinden çıkıp geldiği dünya düzeni için: ‘Bunlar, yalanlar, dümenler, riyalar, dolaplar, düzenler dünyasında yaşamaya mecbur… Ruhları ve zihinleri, o dünyanın kalıplarına göre şekillenmiştir. Onları oradan çıkarmak mümkün olsa, çıkarsanız, alıp dürüstlükler, doğruluklar, mertlikler, içtenlikler dünyasına getirseniz; aynen sudan çıkmış balığa dönerler. Soluk bile alamazlar burada. Yaşayamazlar, yok olup giderler. 6 bin yıldan bu yana Ortadoğu halklarının baş belası, insanlık düşmanı, vurguncu, soyguncu, hain antika tefeci-bezirgân sermaye sınıfının manen ve maddeten bütün kötülüklerini bire bir taşırlar, yansıtırlar ve o kalıplar içinde taşırlar. İşte doğruluklar dürüstlükler hareketinin partisinin temsilcisi olarak doğrunun peşindeyiz. Diploma yok, diploma sahte. Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olamaz.”