Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Ersin Tek, bugün Ankara’da düzenlenen 4. Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi’ni, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürü Hasan Hüseyin Erdoğan’ın açış konuşması esnasında “Havası kirli, parası kirli, neresi temiz” yazılı dövizle protesto etti. Güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarılan Tek, “Bir an önce, iklim krizinin baş sorumlularından olan kömüre dayalı olan zararlı, eski ve kirli teknolojilerden uzaklaşmamız gerekiyor. Türkiye’de ise bırakın kömürden çıkış için somut adımlar atmayı, bu teknolojilerin aklanmaya çalışıldığını görüyoruz. Bilimsel raporlarla 55 yılda yaklaşık 200 bin erken ölüme sebep olduğu ortaya konan termik santraller mi temiz” dedi.

Greenpeace, bugün Ankara’daki bir otelde Türkiye Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) tarafından düzenlenen 4. Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi’ni protesto etti. Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Ersin Tek, TKİ Genel Müdürü Hasan Hüseyin Erdoğan’ın açış konuşması esnasında, düdük çalarak “Havası kirli, parası kirli, neresi temiz” yazılı döviz açarak, “Kömürün temizi olmaz. Yeşil ve adil dönüşüm istiyoruz. Kirli teknolojileri kâr hırsınız yüzünden pazarlamanıza izin vermeyeceğiz” diye bağırdı. Tek, güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarıldı.

ERSİN TEK: KAYNAKLARIMIZIN KÖMÜRE YATIRILMASINI SAVUNMAK, GEZEGENE KARŞI SUÇ İŞLEMEKLE EŞDEĞER

Greenpeace’in konuya ilişkin yazılı açıklamasında, Ersin Tek’in şu değerlendirmesine yer verildi:

“Dünyamız olağanüstü bir krizle karşı karşıya. İklim krizi hepimizin geleceğini tehdit ediyor. Bir an önce, iklim krizinin baş sorumlularından olan kömüre dayalı olan zararlı, eski ve kirli teknolojilerden uzaklaşmamız gerekiyor. Türkiye’de ise bırakın kömürden çıkış için somut adımlar atmayı, bu teknolojilerin aklanmaya çalışıldığını görüyoruz. Bilimsel raporlarla 55 yılda yaklaşık 200 bin erken ölüme sebep olduğu ortaya konan termik santraller mi temiz? Sıfır karbon ve sıfır kirletici prensibi ile çalışan bir termik santral teknolojisi henüz keşfedilmedi. Bu kirli, eski, ölümcül teknolojilere mahkum değiliz. İklim krizini durdurmak için zaman çok değerli. Kaynaklarımızın hâlâ kömüre yatırılmasını savunmak, gezegene karşı suç işlemekle eşdeğer. Türkiye’nin önünde hem doğaya hem ekonomiye katkı sunabilecek bir dönüşümü gerçekleştirme seçeneği var. Yeşil ve adil bir dönüşümle kaynaklarımızı, kömür gibi eski ve ölümcül teknolojiler yerine yenilenebilir enerjiye ve kapsamlı bir iklim eylemine aktarmak zorundayız. Yeşil Adil Dönüşüm Sözleşmesi’ni vakit kaybetmeden uygulamada görmek zorundayız.”

GÖKHAN ERSOY: SEÇİM ÖNCESİ SÖYLEMLERİNDE ÇOĞU SİYASİ PARTİ PROGRAMI, İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE İÇİN GEREKLİ ADIMLARI ATMA KONUSUNDA ÇEKİMSER GÖZÜKÜYOR

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Gökhan Ersoy ise “Kömüre dayalı enerji üretiminin havası da parası da kirli. Yaklaşan seçimlerin ardından göreve hangi yönetim gelecek olursa olsun, Paris Anlaşması bağlamında verilen sözlere sadık kalmak için kararlı olmalı. Büyüme hedeflerini, mutlaka çevre ve iklim krizi mücadelesi kapsamında dikkatle ele almalı, yeşil ve adil bir dönüşüm hedefi için gerekli adımları acilen yürürlüğe sokmalı. Ancak seçim öncesi söylemlerinde çoğu siyasi parti programı, iklim kriziyle mücadele için gerekli adımları atma konusunda çekimser gözüküyor. İklim krizinden önce son çıkış tabelasına yaklaştığımız bu dönemde ülkeyi yönetmeye talip tüm siyasilerin bu sorumluluğu üstlenmesi ise hayati önem taşıyor” dedi.

“COĞRAFYA, KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRALLER YÜZÜNDEN BÜYÜK BEDELLER ÖDÜYOR”

Greenpeace’ten yapılan açıklamasının devamında ise şunlar kaydedildi:

“Paris Anlaşması, yürürlüğe girdikten 5 sene sonra, 2021’de Türkiye tarafından onaylandı ve 2053 karbon nötr hedefi açıklandı. Ancak bu açıklamayı takip eden eylemler, Türkiye’nin yanlış bir politika izlediğini gösteriyor. İklim kriziyle mücadele için 2030 yılına kadar yeni fosil yakıt yatırımlarının durdurulması ve mevcut olanların hızlı bir şekilde kademeli olarak ortadan kaldırılması gerektiği halde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2023 Ocak ayında yayınladığı Türkiye Ulusal Enerji Planı’na göre, kömürün enerji üretimindeki toplam payının yükseltilmesi öngörülüyor. Global Energy Monitor’un ‘Yükseliş ve Çöküş’ raporu, Türkiye'nin, planlanan kömürlü santral kapasitesinde dünya üçüncüsü olduğunu belirtiyor. 

Türkiye’nin verdiği taahhüde rağmen atması gereken adımların aksine Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi gibi etkinlikler, finansal ve sosyal yatırımlarla devlet eliyle desteklenirken içinde yaşadığımız coğrafya, kömürlü termik santraller yüzünden büyük bedeller ödüyor.

Sağlık ve Çevre Birliği’nin (HEAL) raporuna göre; 1965-2020 yılları arasında açılan ve halen 16 ilde faaliyette olan 50 MW’ın üzerindeki kömürlü termik santraller, 55 yılda toplamda 4,8 trilyon TL sağlık masrafına ve yaklaşık 200 bin erken ölüme neden oldu.

Yatırım garantileri, arazi tahsisi, piyasa faiz oranlarının altında faiz oranları, kapasite mekanizması teşvikleri gibi maddi ve manevi varlıklar aracılığıyla aktarılan devasa destekler, tüm bu yıkıcı etkilerin, kömür yatırımına verilen kamu teşvikleri ve bankaların finansmanıyla büyüdüğünü gösteriyor. İklim Kaosunun Bankacılığı 2023 Raporu’na göre; Paris’te atılan imzaların üstünden geçen 7 yılda 5,5 trilyon dolar kaynak, fosil yakıt yatırımlarına aktarıldı. 2022 yılında kömür sektörünün bankalar aracılığıyla ulaştığı finansman miktarı 42 milyar dolardı. Ülkemizde ise ‘350.org Türkiye’nin çalışmasına göre, kömür finansmanına son vereceğini söyleyen sadece 9 banka var.

“GREENPEACE AKDENİZ, YEŞİL VE ADİL BİR GEZEGENİ KURMAK İÇİN ATILACAK İLK ADIMIN KÖMÜRDEN ÇIKMAK OLDUĞUNU SAVUNUYOR”

Greenpeace Akdeniz, yeşil ve adil bir gezegeni kurmak için atılacak ilk adımın kömürden çıkmak olduğunu savunuyor. Türkiye kömürden çıktığı zaman, yalnızca 22 tane kömür sahasına kurulacak güneş panelleri sayesinde ülkenin yenilenebilir enerji kapasitesinde güneş enerjisinin payı yüzde 170 artacak ve böylece 6,9 milyon hanenin yıllık enerji ihtiyacı güneşten karşılanabilecek. 

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) 2022 yenilenebilir enerji sektöründeki istihdam analizine göre; Türkiye’de rüzgar enerji sektöründe 25 bin ve güneş enerjisi sektöründe 21 bin işgücü kapasitesine ulaşılabileceği tahmin ediliyor. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, yeşil ve adil bir dönüşüm ile kömürden çıkışın olduğu senaryoda istihdam kaybının olmayacağına işaret ediyor.”

“ELEKTRİK ÜRETİMİNDE KÖMÜRDEN VAZGEÇİLMELİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ PAYI YÜZDE 75’E ÇIKARILMALI”

Açıklamada, Greenpeace Akdeniz’in yayınladığı “Yeşil Adil Dönüşüm Sözleşmesi” hatırlatılarak örgütün talepleri şöyle sıralandı:

“İklim kriziyle etkin mücadele için elektrik üretiminde kömürden vazgeçilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 75’e çıkarılmasını;

Toplumsal faydayı önceliklendiren, sosyal refah odaklı, ekolojik bütünlük ve iklim üzerindeki etkinin azaltılmasını hedefleyen yeşil ekonomi modeline geçilmesini;

Kömür bölgelerinde, katılımcı ve şeffaf mekanizmalarla doğal alanların restorasyonunu da kapsayan adil geçiş planlamalarının geliştirilmesi ve uygulanmasını talep ediyoruz.”