Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, "Arzu ettikleri şey, insanların dini duygularını istismar ederek galeyana getirmek, belki de büyük bir katliama neden olmaktı. Ancak bu provokasyon girişimi yurttaşlarımızın sağduyusu sayesinde boşa çıkartılmıştır. Milyonlarca insanın yaşadığı İstanbul’da bir avuç yobaz, orayı bir gösteri merkezi haline çevirdiler. Devletin koruması altında, polisin koruması altında; insanların hayatlarını tehdit eden, laikliğe, cumhuriyete, bu ülkedeki milyonlarca insanın değerlerine hakaretler, küfürler yağdıran bir gösteri gerçekleşmiştir" dedi.
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında şunları kaydetti:
"Aynı provokasyonlara devam ediyorlar"
"Bilinçli, sistematik ve planlanmış bir katliamı bu memleketin utanç tarihine yazdılar. Memleketin aydınlarını, memleketin aydınlığını temsil edenleri kendi karanlıklarının ateşiyle yaktılar. ‘Sivas laiklere mezar olacak’, ‘Cumhuriyet Sivas'ta kuruldu, Sivas'ta yıkılacak’, ‘Bu ateş cehennem ateşi’ diye haykırarak Madımak Oteli'ni ateşe verdiklerinde emniyet güçleri maalesef seyrediyordu. Bu katliamın önüne geçmediler.
Madımak’ta bu ülkenin geleceğini ateşe atanlar, onların yakınları, onların dava arkadaşları bu kör karanlığı memleketin tümüne yaymak için yıllardır bu ülkeyi yönetiyorlar. Yönetmeye maalesef devam ediyorlar. Biz ne bu katliamı, ne bu katliamı bize yaşatanları, ne bu katliamın yaşanmasında en küçük bir payı olanları, bu katliamcılara yol verenleri asla unutmamalıyız. Unutamayız. Görüyoruz ki Madımak’ta yaşananlar, aynı emel doğrultusunda, aynı amaçla bu ülkeyi karanlığa mahkûm etmek isteyenler tarafından unutulmamış ve aynı provokasyonlara devam ediyorlar.
“Karikatür İsrail’in Filistin’deki saldırganlığının ve katliamlarının hem Müslüman hem Yahudileri nasıl etkilediğini gösteriyor”
Bu provokasyonlara nasıl alan açıldığının, bu lince nasıl yol verildiğinin birebir aynısını İstiklal Caddesi'nin göbeğinde cam çerçeve indirenlere nasıl müsamaha gösterildiğini izlerken maalesef yeniden hatırladık. Leman Dergisi, bu ülkede yıllardır yayınlanan bir karikatür dergisi. Yine bir karikatür yayınlamış. İsrail’in Filistin’deki saldırganlığının ve katliamlarının hem Müslüman hem Yahudileri nasıl etkilediğini gösteren bir karikatür. Savaşta masum insanların acı çektiğini, hayatını kaybettiğini anlatmaya çalışan bir karikatür.
Ama işte bu zihniyet, karikatürden, kültürden, sanattan, bilimden en küçük düzeyde nasibini almamış unsurlar içerdiği için; onların kendi sözde karikatür dergilerinde yalnızca küfür, hakaret ve düşmanlık içeren çizimler bulunduğu için, sırf karikatürdeki isimlerden birinin adı Muhammed, diğerinin adı Musa diye ‘Vay efendim Hz. Muhammed’i resmetmişler’ diyerek provokasyonun fitilini ateşlediler. Bunlara sorsanız her Müslüman’ın bir adının da Muhammed olması gerektiğini söylerler, bunu savunurlar. Müslüman bir karakterin adının verilmesini ise İslam peygamberi ile eşitlemek için yeterli gördüler. Bakın karikatürün içeriği belli, maksadı belli. Derginin karikatürün bağlamına dair yaptığı açıklama ortada. Ama işte herkesin kendileri gibi yalancı, takiyeci zannettikleri için derginin açıklamasından tatmin olmayıp derginin İstiklal Caddesi’ndeki ofisine taşlı, sopalı fiili saldırıda bulundular. Ondan sonra derginin bulunduğu sokağı kuşatıp, oranın yakılması gerektiğini, onların öldürülmesi gerektiğini, laikliğin yıkılması gerektiğini ‘Kahrolsun laiklik, yaşasın şeriat’ sloganları altında saatlerce süren bir gösteriyle provoke etmeye çalıştılar.
“Bir avuç, kendisini provokasyona adayan insan dışında milyonlarca yurttaşımız bu provokasyona alet olmadılar”
Bir avuç, kendisini provokasyona adayan insan dışında milyonlarca yurttaşımız bu provokasyona alet olmadılar. Küçük, çok büyük ihtimalle organize edilmiş ve saatlerce provokasyona devam etmelerine rağmen bir türlü istedikleri kalabalığa ulaşamamış, yurttaşın sağduyusu sayesinde küçük bir azınlık olarak orada kalmış topluluktan bahsediyoruz. Arzu ettikleri şey, insanların dini duygularını istismar ederek galeyana getirmek, belki de büyük bir katliama neden olmaktı. Ancak bu provokasyon girişimi yurttaşlarımızın sağduyusu sayesinde boşa çıkartılmıştır. Milyonlarca insanın yaşadığı İstanbul’da bir avuç yobaz, orayı bir gösteri merkezi haline çevirdiler. Devletin koruması altında, polisin koruması altında; insanların hayatlarını tehdit eden, laikliğe, cumhuriyete, bu ülkedeki milyonlarca insanın değerlerine hakaretler, küfürler yağdıran bir gösteri gerçekleşmiştir.”