Elbistan'da daha önce ruhsat izni en fazla zemin artı 4 kat iken, 2009 yılında seçimleri kazanan AKP’li Belediye Başkanı Durmuş Küçük’ün başa gelmesi ile birlikte ilçe adeta rant ve yolsuzluğun merkezi haline getirildi.

İddialara göre; Küçük’ün belediye başkanlığı yaptığı iki dönem ilçenin neredeyse tüm imar planları değişti; kat sayısı 5’ten, zemin artı 10, 11 hatta 15 kata kadar çıkarken, Küçük hakkında belediye başkanlığı döneminde imar rantları nedeniyle 200’den fazla suç duyurusu yapıldı, onlarca dava açıldı. Küçük’ün son döneminin bitmesine yakın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınması ise suçun cezasız kalmasını sağlarken, belediye başkanı hakkında açılan 200 dava da mahkeme raflarında kaldı. 

Mezopotamya Ajansı'ndan Adnan Bilen'in Elbistan'dan yazdığı habere göre; Belediye Başkanı Küçük’ün işlerini ise ilçede yeşil alanları imara açarak bina diken ve “Yeşil Osman” olarak tanınan kardeşi Osman Küçük yaptığı tüm ilçe tarafından biliniyor. Hangi müteahhit, mühendis ve yurttaşla görüşsek namı değer “Yeşil Osman’ı” adres olarak gösterdi.

Adnan Bilen, Elbistanlılarla yaptığı görüşmelere haberinde şu ifadelerle yer verdi:

"Tamamen imar planı dışına çıkan belediyenin, bu keyfi ve ranta dayalı kararları 2018 yılına, yani Küçük’ün görevde alınmasına kadar devam etti.  2009 yılında devreye konulan bu rant düzenine karşı ilçedeki meslek örgütleri ve özellikle İnşaat Mühendisleri Odası karşı çıktı. Bu yapıların olası bir depremde yıkılacağı, zemin etütlerinin yapılmadığı, yüksek kat verilmesinin imar planına uygun olmaması gibi bir çok konuda itirazlarını yaptı, dilekçeler verdi, suç duyurularında bulundu, hatta imza kampanyaları bile düzenlendi. Mühendisler, o dönem bağıra bağıra yüksek kat imar izni verilen alanların büyük bir bölümünün alüvyon tabaka olduğu ve yine dere kenarlarına yapılması planlanan yüksek katlı binaların büyük tehlikeye yol açacağını ifade etmesine rağmen, belediye hiçbir itirazı kabul etmedi. Özellikle Ceyhan ve Söğütlü nehirlerinin imara açılmasına dair yapılan tüm şikayet ve suç duyuruları da sonuçsuz kalınca, ilçede ranta dair yapılaşma tüm hızıyla devam etti."

Adnan Bilen haberinde şahsa özel imarın (parçalı imar) devreye girdiği ilçede, yapı yapılan bölgelerde ne jeolojik etütler ne de alanlarla ilgili afet araştırmaları yapıldığını belirterek şu bilgileri veriyor:

"En fazla üç katın yapıldığı yerde binalar 15 kata kadar çıktı. Yine ilçedeki molozların döküldüğü alanlar ile tarım ve yeşil alanlar da bu ranttan nasibini fazlasıyla aldı. Tam bu sırada ilçedeki yeşil alanların betonlara boğdurulması beraberinde bu işle ünlü bir isim ortaya çıkardı. İlçede kime sorulursa sorulsun imar rantı ile ilgili bir isim söylenir: “Yeşil Osman.” Yeşil Osman’ın bu işlere girmesinin elbette bir nedeni var: Çünkü belediye başkanının kardeşi. Küçük’ün belediye başkanlığı yaptığı dönemde ilçede en fazla ismi anılan kişilerin başında Yeşil Osman yani diğer adıyla Osman Küçük geliyor. Halkın, Osman’a “Yeşil” lakabı takması ise elbette yeşili çok sevdiğinden değil; ilçedeki tüm yeşil alanları betona boğduğu, park ve tarlaları yapılaşmaya açmasından kaynaklanıyor."

Gazeteci görüştüğü bir müteahhidin sistemin nasıl işlediğini ise şöyle anlattığını yazıyor:

"Sistem çok basit ilerliyor. Örnek olarak sizin bir tarlanız var. Bu çevre size gelip tarlayı belediyeye bağışlamanızı istiyor. Siz de bunun karşılığında yüksek kat istiyorsunuz. Belediye bunu kabul edip, kılıfına uyduruyor ve siz inşaat yaptığınız alanda yüksek kat çıkıyorsunuz. Tabi bu imar planına aykırı olsa bile, bu resmi bir duruma sokuluyor. Daha sonra sattığınız tarla kanunsuz olarak imara açılıyor ve orada yüksek katlı binalar yapılıyor. Bundan da hem satıştan hem de dairelerden bir rant sağlanıyor. Tabi siz tarlanızı belediyeye verdiğiniz de size bunun karşılığında her alanda ruhsat veriliyor. Yani ruhsatsız iş dönmüyor, çünkü hepsi yasal bir mevzuata bağlanıyor.”

Neredeyse 10 yıl boyunca AKP’nin belediye başkanlığını yapan ve tüm bu suç duyurularına rağmen görevde kalan Küçük’ün görevden alınması ise elbette bunlarla ilgili değil. Küçük’ün 2016 yılında AKP’den ihraç edilmesinin nedeni ise “kasıtlı olarak partinin programlarına katılmama ve partisi aleyhinde sözlü ve fiili davranışlarda bulunma.”