Anayasa Mahkemesi, Halkların Demokratik Partisi Milletvekili Leyla Güven kararını açıkladı.

Yüksek Mahkeme “hendek” operasyonları sürecinde tutuklanan, milletvekili seçildikten sonra tahliye edilmesinin ardından yeniden tutuklanan HDP eski Milletvekili Leyla Güven'in “haksız tutuklama” iddiasına dayanan bireysel başvurusunu kısmen kabul etti. Anayasa Mahkemesi haksız tutuklama için 67 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdiği Güven için artık “hükmen tutuklu” olduğu gerekçesiyle tahliye kararı vermedi.

Karar metninde Leyla Güven’in iddiaları şu şekilde özetlendi:

“Başvurucu; tutuklama kararını gerektirecek somut bir delil ya da kaçma şüphesi olmadığı hâlde Anayasa’ya aykırı olarak tutuklandığını, 24/6/2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanı Seçimi ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili seçildiğini, bu durumun dikkate alınarak tahliyesine karar verilmesi talebi üzerine verilen tahliye kararının itiraz sonucunda kaldırıldığını ve yeniden tutuklandığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

60. Başvurucu; tutuklama ve tutukluluğa itirazın reddi kararlarının gerekçeden yoksun olduğunu, bu bağlamda milletvekili olması nedeniyle dokunulmazlık hükümlerinden yararlandırılması gerektiğini, suça konu eylemlerin ifade, toplantı ve gösteri özgürlüğü çerçevesinde siyasi faaliyetleri olduğu yönündeki iddialarının karşılanmadığını, adli kontrol tedbirlerinin neden yetersiz kaldığı açıklanmadan ve tutuklama nedenlerine ilişkin bir gerekçeye yer verilmeden özgürlüğünden yoksun bırakıldığını iddia etmiştir.

61. Tutuklama dolayısıyla milletvekili olarak siyasi faaliyetlerini yerine getiremediğine değinen başvurucu, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkıyla bağlantılı olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesinin de ihlal edildiğini ileri sürmüştür.”

Yüksek Mahkeme yaptığı inceleme sonunda şu hükmü kurdu: 

Açıklanan gerekçelerle;

Yakalama ve gözaltının hukuka aykırı olması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın ilk tutuklama kararı yönünden KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın milletvekili seçilmesi sonrasında verilen ikinci tutuklama kararı yönünden KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ilk tutuklama kararı yönünden İHLAL EDİLMEDİĞİNE OYBİRLİĞİYLE,

Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının milletvekili seçilmesi sonrasında verilen ikinci tutuklama kararı yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE Rıdvan GÜLEÇ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Basri BAĞCI ve İrfan FİDAN’ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

Başvurucuya net 67.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

Kararın bir örneğinin bilgi için Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2018/149) GÖNDERİLMESİNE,

Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE karar verildi.