20 yıldır AKP hükümetiyle yönetilen Türkiye, gelinen süreçte başta siyasi ve ekonomik olmak üzere, birçok krizle ülkeyi çıkmaza soktu.

Türkiye’nin katmerleşen sorunlarına ilişkin siyasi partiler, yol haritalarını kamuoyuyla paylaşıyor.

Geçtiğimiz günlerde HDP, yayımladığı deklarasyonla kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.

HDP’nin yankı uyandıran deklarasyonu, başta millet ittifakına dahil partiler olmak üzere, birçok partiden olumlu not aldı.

AKP sonrası hükümete ortak olmak isteyen partiler, ilkelerini kamuoyuna sunmaya devam ediyor.

Bu günde, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan ve Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem” önerilerini açıkladı.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerilerini “Demokrasiye Geçiş Eylem Planı” olarak nitelendiren Babacan, önerdikleri sistemin Türkiye’yi çoklu kriz ortamından çıkaracak en önemli araçlardan biri olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkede çok büyük zararlara yol açtığını belirten Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

2017’de halk oylamasında kabul edilip, 3 yıl 3 aydır uygulamada olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ülkemizde çok büyük zararlara yol açtı, açıyor. Türkiye, muhtıra dönemlerinde olduğu gibi gece yarısı alınan kararlarla yönetilen bir girdabın içine sürüklenmiş durumda. Adına sistem bile diyemeyeceğimiz bu sistemsizlik sürecinin bilançosu çok ağır. Bir kişinin iki dudağı arasına sıkışan Türkiye, hak ve özgürlüklerin rafa kalktığı, yalnızlaşan, yoksullaşan bir ülke haline geldi. Türkiye’yi, vatandaşlarımızın yönetimin her aşamasında ve her kademesinde; etkin ve güçlü olduğu yeni bir sisteme davet ediyoruz.

‘ESKİ SİSTEMİ ELİMİZİN TERSİYLE İTİYORUZ' 

Babacan, hazırladıkları önerileri şu şekilde sıraladı:

Amacımız asla geçmişte uygulanan tekçi, merkeziyetçi, çoğunlukçu ve vesayetçi sistemlere geri dönmek değildir. Asla, eski sistemin, eksik demokrasisiyle yetinmeyeceğiz. Bizler, kâğıt üstünde parlamenter sistem olan, ancak uygulamada, hak ve özgürlüklerimizi gasp eden, yönetimde sürekli krizlere yol açan eski sistemi de elimizin tersiyle itiyoruz. İşte bu nedenle güçlendirilmiş parlamenter sistem ile yepyeni bir dönemin temellerini atıyoruz.

‘AİHM KARARLARININ YERİNE GETİRİLMESİNİ GÜVENCE ALTINA ALACAĞIZ' 

Bu temelin sağlam olması, hak ve özgürlüklerin güçlenerek korunmasına bağlıdır. Bu amaçla, temel hak ve özgürlükleri; etnik köken, dil, din, mezhep, cinsiyet, yaşam tarzı, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturacağız. Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalara son vereceğiz. İfade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Basın özgürlüğünü evrensel ölçülerde güvence altına alacağız. Sivil toplumun önündeki yasal ve yapısal engelleri kaldıracak, sivil toplumun etkinliğini ve verimliliğini artıracak düzenlemeler yapacağız. Kadınları, toplumsal ve ekonomik açıdan güçlendirici tedbirler alacak, siyaset ve devlet yönetimindeki temsilini artıracağız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararların derhal yerine getirilmesini güvence altına alacağız.

‘MECLİSTEKİ DEMOKRATİK TEMSİLİ GÜÇLENDİRECEĞİZ' 

Güçlendirilmiş parlamenter sistem ile, sistemin tam merkezinde olan, Gazi Meclisi’mizi ayağa kaldıracağız. Taraflı cumhurbaşkanlığı sisteminin önemsizleştirdiği Meclis’e, itibarını iade edeceğiz. Yürütmenin yasama üzerinde kurduğu tahakkümü kıracağız. Meclis’in yasama ve denetleme fonksiyonlarını etkin bir şekilde yerine getirmesini sağlayacağız. Meclis’te kanun yapım sürecini demokratikleştirecek, Meclis’in yürütmeyi denetleme yetkisini güçlendireceğiz. Meclis’in bütçe hakkını teminat altına alacağız. Meclis’teki demokratik temsili güçlendireceğiz.

‘YEREL YÖNETİMLERİ GÜÇLENDİRECEĞİZ’

Yürütmeyi, nitelikli bir şekilde güçlendirirken, yerel yönetimleri de güçlendireceğiz. Merkezî idarenin, yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkisinin kullanımını, hukuka uygunluk denetimi ile sınırlandıracağız.

‘CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİ SINIRLANDIRACAĞIZ’

Cumhurbaşkanının kanunları veto yetkisine son vereceğiz. Cumhurbaşkanının kanun yapım süreçlerindeki etkisini yalnızca bir uyarı niteliği taşıyan “geri gönderme yetkisi” ile sınırlandıracağız. Kanunların Cumhurbaşkanınca yayınlanmasında yaşanabilecek gecikmeleri önleyecek tedbirleri alacağız.

‘OHAL KARANAMELERİ YARGI DENETİMİNE ALACAĞIZ'  

OHAL Kararnameleriyle temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamaların, hakkın özüne dokunamayacağı esasını benimseyeceğiz. OHAL Kararnamelerinin yargısal denetime açılmasını ve Anayasa Mahkemesi tarafından temel haklar bakımından re’sen incelenmesini sağlayacağız.

‘OHAL YETKİLERİNİ SINIRLANDIRACAĞIZ’

OHAL ilanı yetkisini, sadece Bakanlar Kurulu’na tanıyacağız. OHAL için öngörülen süreleri kısaltacağız. OHAL sona erdiğinde kararnamelerin tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmasını temin edeceğiz.

‘KAYYUM UYGULAMASINA SON VERECEĞİZ'’

Yerel yönetimlere yönelik demokrasinin özüne zarar veren uygulamalara son vereceğiz. Milletin iradesine ve tercihlerine saygı çerçevesinde yerel yönetimlerin denetiminde yargı organını etkili kılacağız. Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının geçici olarak görevden alınmaları kararında yetkinin yargı organında olmasını sağlayacağız. Geçici olarak görevden alınma kararlarında İçişleri Bakanı tarafından yapılacak başvuruların Danıştay tarafından karara bağlandığı bir süreç öngöreceğiz. Danıştay tarafından en kısa zamandan karar verilmesini sağlayacak tedbirler alacağız. Geçici görevden alma kararıyla birlikte, seçilmiş belediye başkanı görevine dönene veya yapılacak ilk seçimlere kadar başkana vekâlet edecek kişinin belediye meclislerince belirlenmesini esas alacağız.

‘SEÇİM BARAJINI DÜŞÜRECEĞİZ' 

Halk iradesinin Meclis’e etkili bir şekilde yansıtılması amacıyla seçim barajını temsilde adalet ilkesine uygun şekilde düşüreceğiz. Seçim Kanunu değişikliği ile kadınların, engellilerin ve gençlerin Meclis’te daha adil biçimde temsil edilebilmesi için kota zorunluluğu getireceğiz. Bu grupların siyasete aktif katılımını teşvik edeceğiz.