"Devlette devamlılığın esas olduğunu vurgulayan Kuşoğlu, "Aradan yıllar geçse de daha sonra bunlarla ilgili soruşturmalar yapılır. Kimin suçu varsa, kim suçluysa onlarla ilgili gereken işlem de yapılacaktır. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın" diye konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, ANKA Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı. Devlette liyakat olması gerektiğine dikkat çeken Kuşoğlu, organize suç örgütü yöneticiliğinden hüküm giyen, firari Sedat Peker'in rüşver ve yolsuzluk iddialarına karşı, "Bunlar Türkiye'de devletin liyakat esasına göre çalışmadığını gösteriyor. Devletin daha doğrusu çalışmadığını gösteriyor. Devlet kurumları görevlerini yapmaz, yapamaz haldeler. Hem bu kurumlarda çalışan kadrolar liyakatsiz; sadece sadakat ile hizmet eden kadrolar bunlar hem de yolsuzluklara bulaşmış, hukuk dışı kadrolar maalesef bunlar" dedi. 

“TÜM MİLLETİMİZİN ZAFER BAYRAMI'NI CANI GÖNÜLDEN KUTLUYORUM”

Kuşoğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolasıyla, "Büyük Taarruz'un 100'üncü yılı. Bugün bizim için, Türkiye için, Türk milleti için çok önemli bir gün. Hepimizin bunun bilinci, idraki içinde olmamız lazım. Türkiye'nin hangi şartlar altında o kurtuluş mücadelesini yaptığını; sonra kuruluş mücadelesi yaptığını bilmemiz lazım. Tüm milletimizin Zafer Bayramı'nı canı gönülden kutluyorum" dedi. 

“BAKANLIKLARIN KENDİ TEFTİŞ HEYETLERİNİN BU KONUYU İNCELEMESİ LAZIMDI”

Kuşoğlu, Sedat Peker'in iddialarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

"Biz suç duyurusunda bulunduk ama bundan önce idari soruşturmaların açılması lazımdı. Hem SPK içerisinde hem de ilgili bakanlık olarak, mesela Hazine ve Maliye Bakanlığı ya da Cumhurbaşkanlığı tarafından, Devlet Denetleme Kurulu gibi, eskiden Yüksek Denetleme Kurulu vardı. Bakanlıkların kendi teftiş heyetlerinin bu konuyu incelemesi lazımdı."

“HİÇBİR ŞEY DUYMAMASI ANORMAL BİR ŞEY”

İlgili kurum ve bakanlıkların bu soruşturmaları yapmadığını ve sessiz kaldığını ifade eden Kuşoğlu, şu eleştiriyi yaptı:

"Bir devlet sistemi içerisinde yapılması gereken bu. Önce bir idari soruşturma yapılması, ondan sonra idari soruşturma sonuçlarının yargıya intikal ettirilmesi gerekirdi. Türkiye'de ne yazık ki bunlar yok artık. Biz yolsuzluklara karşı reflekslerimizi yitirdik. Medya da neredeyse önemli ölçüde yitirdi. Kontrol altında tutuluyor. Dolayısıyla yolsuzluk iddiaları ile ilgili olarak da medyanın da bir refleksi yok. Sosyal medya var Allah'tan. Birçok konu buraya yansıyor. Buna rağmen hiçbir işlem yapılmıyor. Şimdiye kadar devletin, devlet kurumlarının sağır olması, Cumhurbaşkanlığı'nın, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, SPK'nın şimdiye kadar bu konuda sağır olması, hiçbir şey duymaması anormal bir şey. Devlet, hemen bu konuda şimdiye kadar gereğini yapmış olmalıydı. Ama ne bir açıklama yapıldı ne bir soruşturma izni verildi." 

“BÜYÜK YOLSUZLUKLAR, HIRSIZLIKLAR VAR; BUNLAR İLK DEĞİL, SON DA OLMAYACAK”

Siyasi partiler olarak konuyu kendilerinin yargıya taşıyarak suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatan Kuşoğlu; "Muhtemelen bizim Cumhuriyet savcılıklarına yaptığımız suç duyuruları, taraf olmadığımız, zarar görmediğimiz gerekçesiyle reddedilecek. Ancak bu milletin kafasında bunlar yer etmeli. Büyük yolsuzluklar, hırsızlıklar var. Bunlar ilk değil, son da olmayacak. Ama bir kurumda, SPK gibi çok önemli bir yerde, böyle bir organizasyon içerisinde bu kadar rüşvet yenmesi, bunun şimdiye kadar ayyuka çıkmaması, soruşturma konusu yapılmamasında bir anormallik var. Devlet de refleksini yitirmiş, görevini yapmamış demek ki. Böyle bir anormallik var" dedi. 

“KİM SUÇLUYSA ONLARLA İLGİLİ GEREKEN İŞLEM DE YAPILACAKTIR”

Devletin devamlılığının "esas" olduğunu vurgulayan Kuşoğlu, "Aradan yıllar geçse de daha sonra bunlarla ilgili soruşturmalar yapılır. Kimin suçu varsa, kim suçluysa onlarla ilgili gereken işlem de yapılacaktır. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın" diye konuştu. 

“BUGÜN MALİYE BAKANLIĞI'NDAKİ KURULLAR, DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI GİBİ LAĞVEDİLDİ”

Kuşoğlu, şöyle devam etti:

“Bunlar Türkiye'de devletin liyakat esasına göre çalışmadığını gösteriyor. Devletin daha doğrusu çalışmadığını gösteriyor. Devlet kurumları görevlerini yapmaz, yapamaz haldeler. Hem bu kurumlarda çalışan kadrolar liyakatsiz; sadece sadakat ile hizmet eden kadrolar bunlar hem de yolsuzluklara bulaşmış, hukuk dışı kadrolar maalesef bunlar. Halbuki bizim devlet geleneğimiz içerisinde çok çok önemliydi. Müfettişler doğrudan devreye girerdi, resen de girerdi. Bugün Maliye Bakanlığı'ndaki kurullar, Devlet Planlama Teşkilatı gibi lağvedildi. Onun için görevlerini yapmayan, yolsuzluklara karşı duyarlılığı olmayan bir devlet mekanizması var maalesef. Görev yapılamıyor. Ne idari ne yargı soruşturması yapılabiliyor. Halbuki bunlar bir ülkede adaletin olmaması, yolsuzlukların, yolsuzluk dedikodularının, iddialarının, ki iddialar çok sağlam delillerle de videolarla görüntülerle belgelerle destekleniyor. Devletin bu konularda sağır olması, sağırı oynaması maalesef çok kötü bir durumda olduğumuzu, devletin çok kötü yönetildiğini gösteriyor ya da yönetilmediğini gösteriyor.”

“BU TÜRKİYE'YE YAPILAN EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR; DEVLETİ YOK EDİYORLAR”

Yolsuzluğun dünyanın her yerinde olduğunu belirten Kuşoğlu, "Gelişmiş ülkelerde de var. Yalnız sistem buna müsaade etmez. Mümkün olduğunca önünü keser. Mümkün olduğunca adalet mekanizması sayesinde sistem içerisindeki çeşitli barajlar sayesinde bunun önüne geçilir. Bu konuyla ilgili SPK'nın kendi içinde bir denetimi var, denetim yapması lazım. İlgili Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın denetim yapabilmesi lazım. Cumhurbaşkanlığı'nın ayrıca bir denetim yapabilmesi lazım. Bunlar mümkün. Sistemde var. Ondan sonra yargı denetiminin yapılabilir olması lazım. Bunların hiçbirisi şu anda yapılmadı, yapılmıyor. Devlet tümüyle yargıdan idareye kadar sağırı oynuyor. Bu sistemin olmadığını gösteriyor. Devlet sistemimiz de bir taraftan çöküyor. Bu Türkiye'ye yapılan en büyük kötülüktür. Devleti yok ediyorlar. Devleti yok etmek bu ülkeye yapılan en büyük kötülüktür. Ondan sonrası yok" dedi.