İstanbul’un kalbine adım attığınızda sizi tarihin sessiz tanıkları karşılar. Bu tanıklardan biri de hiç şüphesiz Beyazıt Kulesi’dir. Yüzyıllardır şehre hem gözcülük eden hem de sembolik bir anlam taşıyan bu tarihi yapı, bugün hâlâ İstanbul’un simgelerinden biri olmayı sürdürüyor. Peki Beyazıt Kulesi nerede? İşte yanıtlar…
Beyazıt Kulesi Nerede?
Beyazıt Kulesi İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunmaktadır. Beyazıt Meydanı'na ve Kapalıçarşı'ya çok yakın bir konumda, İstanbul Üniversitesi'nin tarihi merkez kampüsünün içinde bulunur. Bu merkezi konumu sayesinde hem toplu taşıma (tramvay, otobüs) ile hem de yürüyerek kolayca ulaşılabilir. Kule hem şehrin tarihi dokusunu keşfetmek isteyen turistler hem de İstanbul’un simgelerini görmek isteyen yerli halk için ulaşımı oldukça kolay bir noktadadır.
Tarihi yarımadada yer alan kule, hem görsel olarak meydanı süsler hem de ziyaretçilerine İstanbul’un panoramik manzarasını sunar. Yakın çevresinde kafeler restoranlar ve hediyelik eşya dükkanları da bulunmaktadır. Bu sayede ziyaretinizi sadece tarihî bir gezi değil aynı zamanda keyifli bir deneyime dönüştürebilirsiniz.

Beyazıt Kulesi Ziyarete Açık Mı?
Beyazıt Kulesi ziyarete açıktır. Ziyaretçiler kulenin tepesine çıkarak İstanbul’un tarihi yarımadasını panoramik olarak görebilirler.
Kulenin tepesine çıkan ziyaretçiler, İstanbul Üniversitesi’nin tarihi binalarını Kapalıçarşı’yı ve Fatih’in tarihi dokusunu yüksekten gözlemleme fırsatı bulabilirler. Ayrıca fotoğraf meraklıları için kule eşsiz İstanbul manzaraları sunar. Ziyaret sırasında kulenin tarihi taş işçiliği ve mimari detayları da yakından incelemenizi tavsiye ederiz.

Beyazıt Kulesi Kim Tarafından Yapılmıştır?
Beyazıt Kulesi İstanbul’un yangınlarla mücadele ve şehir gözetleme amacı ile inşa edilmiştir. 1720 yılında Damat İbrahim Paşa, İstanbul’u yangınlara karşı korumak amacıyla Tulumbacılar Ocağını kurmuştur. 1749’da Küçükpazar Yangını sonrası Ağakapısı Sarayı bahçesine ahşaptan Yangın Köşkü inşa edilmiş, ancak zamanla bu kuleler birçok kez yanmıştır.
1828 yılında II. Mahmut döneminde, Balyan ailesinden Senekerim Balyan tarafından bugünkü Beyazıt Kulesi kâgir olarak inşa edilmiştir. Kule, hem yangın gözetleme hem de şehir için bir simge yapı olarak kullanılmıştır. 1849 ve 1889 yıllarında onarımlar görmüş, 2010’daki tadilatla modern hâle getirilmiştir. 2013 yılında ise İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kulesi Anıt Müzesi olarak müze statüsü kazanmıştır. Böylece Beyazıt Kulesi, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tarihi boyunca hem şehrin güvenliği hem de kültürel miras açısından önemli bir yapı olmuştur.
Beyazıt Kulesi, sadece bir yangın gözetleme noktası olmanın ötesinde İstanbul’un kültürel mirasının bir parçasıdır. Kule tarih boyunca şehrin güvenliği ve yönetimi açısından kritik bir rol oynamıştır. Ayrıca kule İstanbul’un panoramik fotoğraflarında sıkça yer almasıyla da şehir simgeleri arasında ön plana çıkmıştır.

Kulenin mimarisi dönemin estetik anlayışını yansıtan taş ve ahşap karışımı bir yapıdır. Gözetleme amacıyla yapılan bu kuleler yalnızca işlevsel değil aynı zamanda şehrin siluetini zenginleştiren estetik unsurlar taşımaktadır. Beyazıt Kulesi Osmanlı’nın şehir planlaması ve güvenlik anlayışını gösteren nadir örneklerden biridir.
Beyazıt Kulesi, pahlı kare kaide üzerinde dört katlı olarak yükselir. Kule, yukarıdan aşağıya doğru Sancak Katı (bayrak direği), Sepet Katı (yangın için sepet sarkıtılırdı), İşaret Katı (memurlar işaret verir) ve Nöbet Katı (yangın gözetleme memurları) olmak üzere dört bölümden oluşur.
Kulenin yüksekliği 118 metre olup, toplamda 256 ahşap basamak içerir. Tek giriş kapısı kuzeydedir. Nöbet katı, günümüzde Seyir Katı olarak kullanılır ve 12 pencere ile aydınlanır. Pencereler arasında geometrik ve bitkisel süslemeler, tavanda ise doğa manzaraları resmedilmiştir.
1997 restorasyonunda ortaya çıkan bu kalem işi resimler, kuleyi çevreleyen köşkler, köprüler ve çeşmelerle birlikte kulenin kendisini de tepeye çekilmiş kırmızı sancaklı şekilde tasvir eder. Ahşap basamakları çevreleyen daire kısmı ise sekiz yuvarlak kemerli nişlerle hareketlendirilmiştir Kulenin yapımında kullanılan dayanıklı ve özel taşlar kulenin yüzyıllardır ayakta kalmasını sağlamıştır.

Beyazıt Kulesi’nin Işıkları Ne Anlama Gelir?
Beyazıt Kulesi'nin en bilinen özelliklerinden biri de özellikle geceleri yanan renkli ışıklarıdır. Bu ışıklar sadece estetik bir unsur olmakla kalmaz, aynı zamanda İstanbullular için önemli bir hava durumu göstergesi işlevi görür.
- Mavi Işıklar: Hava açık ve güneşli geçecek.
- Yeşil Işıklar: Hava yağmurlu olacak.
- Sarı Işıklar: Sisli bir hava bekleniyor.
- Kırmızı Işıklar: Kar yağışı yolda.
Bu basit ama etkili sistem eski zamanlarda teknolojinin kısıtlı olduğu dönemlerde halka hava durumu hakkında önemli bilgiler sunuyordu. Günümüzde modern hava durumu tahmin sistemleri olsa da, Beyazıt Kulesi'nin renkli ışıkları, şehrin tarihi ve kültürel mirasının yaşayan bir parçası olarak bu geleneği sürdürmeye devam ediyor. Kule, gündüzleri tarihi bir anıt, geceleri ise şehrin yol gösterici bir feneri gibi İstanbul'a ışık saçmaya devam ediyor.
Beyazıt Kulesi, İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliğini keşfetmek isteyen herkes için eşsiz bir deneyim sunar. İstanbul’u ziyaret edenler, Beyazıt Kulesi’ni görmeden şehirden ayrılmamalıdır. Hem tarihî bilgileri öğrenmek hem de şehrin panoramik manzarasının keyfini çıkarmak için ideal bir noktadır.
Beyazıt Meydanı’na geldiğinizde kulenin etrafındaki diğer tarihî yapıları da keşfetmeyi unutmayın; böylece İstanbul’un tarihi dokusunu daha iyi anlayabilirsiniz.





