İzmir Seferihisar, 3-7 Eylül 2025 tarihleri arasında uluslararası bir bilim ve iletişim buluşmasına ev sahipliği yapacak.
Her yaştan katılımcıya açık olan festival, bilimi toplumla buluşturmayı, bilimsel düşünceyi gündelik yaşamın parçası haline getirmeyi ve hak temelli bir anlayışla bilimsel bilgiye erişimi, demokratikleştirmeyi amaçlayan öncü bir etkinlik olarak yola çıkıyor.
Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nin amacı bilim insanları, iletişimciler, sanatçılar, sivil toplum temsilcileri ve öğrenciler arasında etkileşim alanları yaratarak disiplinler arası diyaloğu teşvik etmek ve Türkiyede bilim iletişim kültürünün güçlenmesini sağlamak olarak duyuruldu. Bilim odaklı etkinliklerin yanı sıra sinema, müzik ve tiyatro etkinlikleri açısından da festival zengin bir içeriğe sahip olacak. Çocuklara yönelik çok sayıda atölye de Hypatia Festivali kapsamında hayata geçirilecek.
Sahte Bilime Karşı Kolektif Mücadele
Onlarca bileşen ve güçlü akademik kuruluyla öne çıkan festival sahte bilim, hurafeler ve dezenformasyonla mücadelede daha güçlü bir toplumsal bilinç oluşturabilmenin temellerini atmaya hazırlanıyor.
Bilim Ekrandan Çıkıyor, Hayata Dokunuyor
Hypatia Bilim Platformu kurucusu ve Festival Organizasyon Komitesi Sözcüsü Nurcan Seven, bilim iletişiminin son yıllarda dijital alanda çok etkili hale geldiğini ve milyonlara erişmeye başladığını ifade ederek Hypatia Bilim ve İletişim Festivalinin, bu dinamizmi ekranlarda takip edilen bir olgu olmaktan çıkarmayı ve güçlü şekilde sosyal yaşamla buluşturmayı hedeflediğini söyledi. Seven, festivalin odak noktasında Hypatia ismine ve misyonuna uygun olarak kız çocukları ve genç kadınların olacağının da altını çiziyor.
Dr.Umut Yıldız: Doğru ve anlaşılır bilginin topluma ulaşması hayati önem taşıyor
Bilim iletişiminin önemini Pandemi sürecinde yaşadığımız aşı karşıtlığı, bugün yaşadığımız iklim krizine kadar pek çok konuda, doğru ve anlaşılır bilimsel bilginin topluma ulaşması hayati önem taşıyor.sözleriyle vurgulayan festivalin organizasyon sürecinin önemli isimlerinden Astrofizikçi Dr. Umut Yıldız Hypatia bilim ve iletişim festivali de bu köprüyü kurmanın en etkili yollarından biri olduğundan dolayı bilimseverleri burada buluşmaya bekliyoruz. diyerek katılım çağrısı yaptı.
Bebar Bilim’den Cengiz Çalışkan: Artık bu potansiyeli hayata geçirme vakti
En etkili bilim iletişim platformlarından birisi olarak YouTube’da 1.35 milyon abonesiyle öne çıkan Bebar Bilim’in kurucusu Cengiz Çalışkan da “Türkiyede bilim iletişimi dijital platformlar aracılığı ile geleceğe dair ümidimizi yeşertecek bir düzeye ulaştı. Bu sayede bilime, akla, mantığa inanan, bilim ve teknoloji gündemini takip eden milyonlarca insan bir araya geldi. Ama artık bu potansiyeli hayata geçirme vakti.Bu noktada Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali çok önemli bir misyon üstleniyorBu festival dijitalde toplanan müthiş enerjiyi dönüştürme fırsatı sunuyor. Siz de sizinle aynı pencereden bakan, insanı, doğayı, evreni merak eden insanlarla bir arada olmak istiyorsanız bu organizasyon tam sizin için. Herkesi bekliyoruz!
Program: Paneller, Atölyeler, Film Gösterimleri ve Söyleşiler, Gökyüzü Gözlemleri ve Bilim Sokağı
Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde 10 ana başlıkta 50den fazla etkinlik planlanıyor. Günde iki defa düzenlenecek ana oturumlar dışında eş zamanlı paneller, söyleşiler, bilimsel atölyeler, film gösterimleri, yarışmalar, gökyüzü gözlemleri ve astrofotoğraf etkinlikleriyle dolu dolu bir program katılımcıları bekliyor. Alanda kurulacak olan “bilim sokağı”nda bilim iletişim platformları, sivil toplum kuruluşları, bilim merkezleri, yayın evleri, bilim odaklı yayın organları, öğrenci kulüpleri olmak üzere onlarca kurum masalar kurarak çalışmalarını tanıtacak, katılımcılarla buluşacak.
Katılımcılar yalnızca izleyici değil; etkinliklerde birlikte üretmenin parçası olacaklar.
de Bilim İletişimi: Toplum İçin Bilim ve Bilim Merkezleri & Eğitimde Bilimsel Yaklaşımlar ve Toplumsal Erişim” başlığı festivalin açılış ana oturumu olacak. Festivalde ana konular olarak etkinlik konusu olacak bazı başlıkları ise şunlar:
Kent Yönetiminde Bilimsel Yaklaşım ve Planlama Ajansları Deneyimleri”, “Evrim Teorisi Özel Oturumu”, “Yerin Altından Uzayın Derinliklerine: Bilim ve Geleceğimiz”, “Yapay Zeka Teknolojileri ve Felsefesi & Bilinçli Toplum / Toplumsal Sorumluluk”,”Kuantum Yılı Özel Oturumu: Kuantum Fiziği ve Toplumsal Etkileri – Bilim, Teknoloji ve İnsanlık”, “Medyanın Dijital Dönüşüm Sürecinde Yapay Zeka: Dezenformasyonla Mücadelede Yeni Dönem ve Yeni Nesil Gazetecilikte Doğrulama ve Bilim Haberciliği
Kimler Katılıyor?
Festival; bilim insanlarından öğrencilere, sanatçılardan gazetecilere, iletişimcilerden üniversite kulüplerine kadar geniş bir katılımcı profiline sahip. Bilim İletişim Platformları ve bilim-sanat-teknoloji alanlarında çalışma yürüten pek çok sivil toplum kuruluşu da festivale aktif destek veriyor.
Organizasyon ekibinde kimler var?
Öncülüğünü Hypatia Bilim Platformu’nun yaptığı festival çalışmalarına katılan bilim iletişim platformları Kozmik Anafor, Tek Çare Uzay, Bebar Bilim, Akademik Link, Bilimin Ucunda, Uzay Çağında Yolculuk, AstraPera, Psibilim, Bilim Virüsü, TardiScope ve CancerDisinfo. Öte yandan Q-Turkey (Kuantum Teknolojileri Türkiye), İnfodemiLab, SistersLAB, SeferiKeçi, dokuz8AKADEMİ, Türkiye Matematik Kulübü gibi platform ve sivil toplum kuruluşları da organizasyonun önemli bileşenleri durumunda.
Bilim iletişiminin Türkiye'deki kurucu unsurlarından sayılabilecek olan ‘Bilim ve Ütopya’ ile ‘Bilim ve Gelecek’ Dergileri de festival katılımcıları arasında yer alıyor. Türkiye Matematik Kulübü de etkinlik bileşenlerinden birisi olarak liselerden, üniversitelere kadar geniş bir alanda festivalin çalışmalarına destek veriyor. Festivale ruhunu veren en önemli özelliklerden birisi de Türk Tabipler Birliği’nin çok yönlü olarak Festivalin içinde yer alıyor olması. Toplumsal Afet Platformu Derneği de Türkiye’nin gündeminden hiç düşmeyen afetlerle mücadele deneyimleri üzerinden bir atölye çalışması düzenleyecek. Türkiye Barolar Birliği, KESK, Eğitim-Sen gibi emek ve meslek örgütleri ile sendikaların yanı sıra kent konseyleri de festivale katılım sağlayacak.
Festival bilim merkezlerinin Türkiye buluşmasına da ev sahipliği yapacak
Festivalin geleceğe yönelik öne çıkacak en önemli özelliklerinden birisi de Türkiye çapında giderek yaygınlaşan bilim merkezlerinin festivale güçlü katılım sağlayacak olmaları. Festivalde atölyeler, forumlar düzenleyecek olan bilim merkezleri, bilim sokağında kuracakları tanıtım masalarıyla çalışmalarını da katılımcılarla paylaşacaklar. Bilim merkezlerinin Türkiye çapında deneyimlerinin, ihtiyaçlarının, taleplerinin ve görevlerinin tartışılacağı bir forum da düzenlenecek etkinlikler arasında yer alıyor.
Güçlü Akademik Danışma Kurulu
Festivalin içeriklerini belirleyen akademik kurul, Türkiyeden ve dünyadan tanınmış isimlerden oluşuyor. Kurul şu isimlerden oluşuyor:
Prof. Dr. Çiler Dursun, Prof.Dr.Filiz Aydoğan Boschele, Doç.Dr. Suncem Koçer, Dr.İren Dicle Aytaç, Dr.Işıl Şakraker Özmen, Dr. Ayşegül Tümer, Doç.Dr. İlknur Doğu Öztürk, Prof. Dr. Mete Atatüre, Dr. Umut Yıldız, Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, Prof.Dr. Behçet Yalın Özkara, Prof.Dr. Sertaç Öztürk, Prof. Dr. Erkan Saka, Prof.Dr. Özgür Karcıoğlu, Prof.Dr. Barış Çoban, Prof.Dr. Sinan Alçın, Dr. Tufan Kıymaz, Dr. Ömer Kamacı, Dr. Yusuf Karlı gibi bilim insanları bulunuyor. Festival programını titiz bir çalışmayla oluşturan akademik kurul üyeleri organizasyonda da aktif görev alıyor. Akademik kurul ve organizasyon grubu üyeleri çektikleri videolarla festivale katılım çağrısı yapıyor.
Bilim ve Medya Okuryazarlığı Bir Arada
Festivalin ana misyonlarından bir diğeri ise sahte bilim ve dezenformasyonla mücadelede bilim ve medya okuryazarlığını güçlendirmek. Çok sayıda gazeteci de buluşmada yer alarak bilim haberciliğini, özellikle yapay zeka alanındaki gelişmelerin ve dijitalleşmenin gazetecilik ve içerik üretimi açısından sunduğu olanakları kadar yarattığı sorunları çok yönlü olarak ele alacak. Bilim iletişiminde ve bilim haberciliğinde yerel medya da festivalde düzenlenecek olan atölyelerle ele alınacak. Festivalde bilimsel metodolojiye ve eleştirel düşünmeye dayalı içerikler sayesinde, bireylerin sahte bilgiye karşı daha dirençli hale gelmesi hedefleniyor.
ve erişilebilir bir bilim ve iletişim kültürünün temellerini atıyoruz”
Festival organizasyon komitesi sözcüsü ve Hypatia Bilim Platformu kurucusu Nurcan Seven, Gençlerin bilimin ışığıyla özgür ve sorgulayan bireyler olarak yetişmesini, Cumhuriyet değerleriyle bilimsel düşüncenin buluşmasını hedefleyen bu festival, sadece bir etkinlik değil; Türkiyede kolektif, katılımcı ve erişilebilir bir bilim ve iletişim kültürünün temellerini inşa etmenin anahtarı olmaya aday” sözleriyle festivalin kalıcı olacağını vurguladı.
“Yerelden ulusala, ulusaldan uluslararası arenaya uzanan etkin bir bilim iletişimi ağı kurmak için güçlerimizi birleştiriyoruz.” sözleriyle buluşmanın temel amacını ifade eden Seven, başta önümüzdeki yıl uluslararası boyutu ve yerel katılımı çok daha güçlü bir formatta hayata geçirilecek olan ikinci festivalin tarihi olmak üzere yıl boyunca hayata geçirilecek çok sayıda etkinliğin, konferansın, çalışmanın kararlarının bu festivalde alınacağını açıkladı.
Olimpos Gökyüzü ve Bilim Festivali bu yıl gücünü Hypatia Bilim Festivaliyle birleştiriyor
Bu festivalin bir diğer önemli yönü de 9 yıl boyunca başarıyla hayata geçirilen Olimpos Gökyüzü ve Bilim Festivalinin de bu yıl ara verilerek Hypatia Bilim ve İletişim Festivaline güç verecek olması. Bu durumu Bu yıl, 10. festivalimizi 2026da daha büyük bir coşkuyla gerçekleştirmek için bir mola veriyoruz. Ancak gökyüzü yolculuğumuza mola vermiyoruz! Festival ruhumuzu bu kez Seferihisara, Hypatia Uluslararası Bilim ve İletişim Festivaline (3-7 Eylül) taşıyoruz.” sözleriyle vurgulayan Festival organizasyon komitesi yürütmesi üyelerinden Kozmik Anafor kurucusu Hilal Fidan şöyle devam etti:
Hilal Fidan (Kozmik Anafor): Kozmik Anafor olarak, kardeş platformumuz Hypatia Bilimin ev sahipliğini yaptığı bu dopdolu festivalin astronomi başlığında katkı sunmak ve katılımcılarla bir araya gelmek için sabırsızlanıyoruz. 9 yıllık festival deneyimimiz bize şunu gösterdi: Bilim meraklılarının, bilim merkezlerinin ve bilim insanlarının bir araya geldiği fiziksel buluşmalar, dijital platformlarda yakalanması zor bir etkililik, enerji, dayanışma ruhu ve işbirlikleri doğuruyor. Bu buluşmaların etkisi gerçekten çok büyük! İşte bu yüzden bu sene yine teleskoplarımızla, hocalarımızla, astrofotoğraf ve radyo astronomi atölyelerimizle Seferihisardayız.”
Bilim Kurgu Galasından Kolektif Müzik Atölyesine festivalde yok yok
Festival zengin bir kültür sanat ve sinema içeriğine de sahip olacak. EkoFilm Platformu, Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali, StoryMagez gibi sinema ve film platformları da festivale etkin şekilde katılım sağlayacak ve tüm program boyunca çok sayıda film gösterimi, söyleşi ve atölye hayata geçirilecek. ‘Bir Zamanlar Gelecek:2121’ film gösterimi ve söyleşisinin yanı sıra ‘Öz / Kuantum’un Öyküsü’ isimli belgeselin galası da festival alanında gerçekleştirilecek. Son dönemde bu alanın önde gelen isimlerinden olan Yönetmen Uğur Yağcıoğlu festivalin en özgün yönlerinden birisi olacak olan bu gelişmeyi "Anlam arayışımızın iki yoldaşı bilim ve sanatı aynı potada buluşturmaya çalıştığımız Öz / Kuantumun Öyküsü belgesel filmimizin galasını Hypatia Bilim ve İletişim Festivalinde yapmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz." sözleriyle duyurdu.
Boğaziçi Caz Korosu kurucusu Koro Şefi Masis Aram Gözbek de festivale katılarak tüm katılımcıların yer alacağı kolektif bir etkinliğe imza atacak. Festival kapsamında 6 Eylül Cumartesi günü İlkay Akkaya bir konser verecek. Çeşitli amatör topluluklar da sanatsal ürünleriyle festivalde yer alacak.
Hypatia Bilim Festivali bilimin yanı sıra kültür sanat, sinema ve müzik alanında da önemli etkinliklere sahne olacak. Boğaziçi Caz Korosu kurucusu şef Masis Aram Gözbek de Hypatia Festivali'ne katılarak tüm katılımcılarla bir atölye çalışması hayata geçirecek. Aram Gözbek festivalle ilgili duygularını ve orada hayata geçireceği çalışmayı şu sözlerle duyurdu:
"Koroda şarkı söyleyen herkesin kalp atışlarının da eş zamanlı hale geldiğini duymuş muydunuz? Ne çok şey ifade ediyor, değil mi? Birlikte şarkı söyleyebilmenin değiştirici ve dönüştürücü gücünü, bu uyumun ne kadar kırılgan ama bir o kadar da güçlü olabileceğini, her şeye rağmen tutkularımızın peşinden koşmayı, yolda olmayı, riskler almayı, hangi engellerle karşılaştığımızı ve bizi daha nelerin beklediğini konuşacağız. Yapay zekâ çağında duygularımızın rolünü, onlarla ne yapmamız gerektiğini ve bunun insan sesiyle olan bağlantısını sorgulayacağız."
Katılım ve Kayıt Bilgileri
Beş tam gün ve dört gece devam edecek olan festivalin taslak programı şekillenmeye başladı ve festival katılımı için de kayıtlar başladı. Ayrıntılı bilgi ve başvuru formuna www.hypatiabilimfestival.com adresinden ulaşılabiliyor ancak festival kaydı için linkteki formu doldurmak gerekiyor. Kayıt yaptıranlara konaklamalı veya günübirlik seçenekler sunuluyor. Ayrıca erken kayıt ve öğrenci indirimleri de mevcut. Festivale ekonomik durumu iyi olmayan gençlerin de katılmasını mümkün kılmak üzere “Askıda Bilet” uygulaması da yapılacak.İlk etapta 50 genç için askıda bilet uygulaması yapılacak.
Kim ne dedi?
Prof.Dr. Çiler Dursun: Bilim, insanlığı özgürleştirmek için vardır. İnsanı ve toplumları daha iyi bir geleceğe götürecek başka bir bilim, olanaklıdır. İste Hypatia bilim festivalinde bu olanağın sınırlarında bir araya geleceğiz. Doğaya ve evrene akıl, etik ve vicdan zemininde bakmak için buluşarak keyifli bir deneyime ortak olacağız . Siz de gelsenize..
"Doğrul anlaşılır bilimsel bilginin topluma ulaşması hayati önem taşıyor, Hypatia Bilim ve İletişim festivali bu köprüyü kurmanın en etkili yollarından biri"
Dr.Umut Yıldız (Astrofizikçi-Tek Çare Uzay): Bilim iletişimi, sadece bilginin aktarımı değil; toplumu bilinçlendirme, merakı tetikleme ve bilime olan güveni artırma sürecidir. Pandemi sürecinde yaşadığımız aşı karşıtlığı, bugün yaşadığımız iklim krizine kadar pek çok konuda, doğru ve anlaşılır bilimsel bilginin topluma ulaşması hayati önem taşıyor. Hypatia bilim iletişimi festivali de bu köprüyü kurmanın en etkili yollarından biri olduğundan dolayı bilimseverleri burada buluşmaya bekliyoruz.
"Hikayemden hikayenize paraleller çizebilmeniz, ışığınızı parlak tutabilmeniz için Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde sizlerle buluşacağım."
Dr.Ayşegül Tümer: Bir Keloğlan masalı gözlerimi gökyüzüne çevirdi küçükken. İstanbul’da bugünkü kadar ışık kirliliği yoktu; gece gökyüzü hâlâ ilham verebiliyordu. Ortaokulda evimiz internet ile buluştu. NASA’da çalışırsam evren ile ilgili istediğim her şeyi öğrenebileceğimi keşfettim. NASA’ya e-posta gönderdim, cevap verdiler. Işık yandı. Hedef temiz ve açıktı. Hedefe giden yolun ise haritası yoktu. 25 sene boyunca bu ışığı güçlüklere rağmen nasıl canlı tuttuğumu ve uluslararası astrofizik camiasında nasıl sağlam bir yer edindiğimi sizlerle paylaşacağım. Hikayemden hikayenize paraleller çizebilmeniz, ışığınızı parlak tutabilmeniz için Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde sizlerle buluşacağım.
"Festival Bilim ve Kültür dünyasında var olan kadınların bir araya gelmesi için çok kıymetli bir alan açıyor"
Dr. İren Dicle Aytaç (Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi) : Kadının emeğinin evde de atölyede de üniversitede de değersizleştirilmeye çalışıldığı bir düzende yaşıyoruz. Bu görünmezlik, kültürden sanata, bilim dünyasından medyaya kadar her alanda farklı biçimlerde ama aynı yapısal eşitsizlikle sürüyor. Hypatia Bilim ve İletişim Festivali, bu eşitsizliklere rağmen ve tam da onları dönüştürme amacıyla bilim ve kültür dünyasında var olan kadınların bir araya gelerek sözlerini, deneyimlerini ve üretimlerini paylaşabilecekleri çok kıymetli bir alan açıyor. Bilimkurgu sinemasından bilim haberciliğine, akademiden sivil topluma uzanan bir çeşitlilikle, daha eşitlikçi bir bilinci birlikte kurmak için orada olacağız!
"Bilim sadece bilim değildir, güç ve söz sahibi olmaktır. Mazlumun yanında olma cesareti ve imkanıdır"
Dr. Ömer Kamacı: (İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü-Bilimin Ucunda kurucusu) Arada kalmış toplumların yeni dünyaya uyum sağlamasında tek yol akıl ve aklın en sistematik sorun çözme yöntemi olan bilimdir. Bilimle ve teknikle değer üreten bir toplum, kendi ahlak yapısını bir seçenek olarak sunabilir Dünya'ya. Yani bilim sadece bilim değildir; güçtür, söz sahibi olmaktır. Mazlumun yanında olma cesareti ve imkanıdır. Bu yolun en kritik virajı Bilim iletişimi, bilimin bol jargonlu yapısının basitleştirerek geniş kitlelerin ilgisine sunulması, toplumun bilimi sahiplenmesine teşvik edilmesidir. Hypatia Bilim ve İletişim Festivali bu amaçla önemli bir görev üstlenmekte, bilimi ayağınıza getirmektedir. Bu güzel organizasyona herkesi bekliyoruz.
"Bilimsel, özgün ve doğru bilginin toplum ile buluşması ise ancak bilim iletişimi ile mümkün."
Doç.Dr.İlknur Doğu Öztürk: Evreni ve yaşamı anlamaya yönelik sistemli bilgi üretmeyi sağlayan bilim, insanın düşünce dünyasına ve fiziksel yaşamına yön veriyor. Çağımızda bilgi güç ve en önemli niteliği doğruluğu. Bilimsel, özgün ve doğru bilginin toplum ile buluşması ise ancak bilim iletişimi ile mümkün. İletişim, bilimsel bilginin toplum tarafından daha kolay anlaşılmasını ve benimsenmesi sağlıyor. Bilim iletişimi ile zor ve karmaşık konular daha kolay algılanır, anlaşılır ve aynı zamanda eleştirel düşünme beslenmiş olur. Hypatia Bilim ve İletişim Festivali de bilimsel bilgiyi ve bilgi üretenleri biraraya getiriyor. Bilimsel bilgiyi herkes için erişilebilir hale getirerek bir dönüşüm yaratmayı amaçlıyor.
Safsata ve komplo teorilerine karşı entelektüel direnç oluşturmak için...
Dr.Tufan Kıymaz (Bilkent Üniversitesi): Sahte bilimle mücadelede en ön safta yer alan bilim iletişimi, toplumun bilimle sağlıklı bir bağ kurabilmesi ve bireylerin epistemik erdemlerini geliştirip eleştirel düşünme alışkanlıklarını pekiştirerek safsata ve komplo teorilerine karşı entelektüel direnç oluşturmaları açısından çok önemli bir alan. Bilim iletişimcileri, bilim insanları ve toplumun diğer kesimlerini buluşturan böyle bir festivalin ülkemiz için büyük bir kazanım olduğunu düşünüyorum.
"Sahte bilimle mücadelenin en etkili yolu, güçlü, sürekli ve anlaşılır bir bilim iletişimi kurmaktır."
Prof.Dr. Sertaç Öztürk - İstinye Üniversitesi - CERN Bilime büyük bir güven duyarız. Aşılar geliştirir, hava durumunu tahmin eder, depreme dayanıklı binalar inşa ederiz. Bilim sayesinde hayatlar kurtarılır. Ancak bu denli güçlü bir aracın, kimi zaman belirli çıkarlar uğruna manipüle edilmesi de kaçınılmazdır. Kuantum üfürükçüler, yıldızlardan ya da kartlardan medet umanlar, mistik paranoyaklar... Hepsi, sahte bilimin günümüzdeki öncüleridir. Sahte bilimle mücadelenin en etkili yolu, güçlü, sürekli ve anlaşılır bir bilim iletişimi kurmaktır. İşte bu nedenle, Hypatia Bilim ve İletişim Festivali'ni çok değerli buluyor ve bu etkinliğe katkı sunacak olmaktan mutluluk duyuyorum.
"Bu festival dijitalde toplanan müthiş enerjiyi dönüştürme fırsatı sunuyor. Siz de sizinle aynı pencereden bakan, insanı, doğayı, evreni merak eden insanlarla bir arada olmak istiyorsanız bu organizasyon tam sizin için."
Cengiz Çalışkan - Bebar Bilim Türkiye’de bilim iletişimi dijital platformlar aracılığı ile geleceğe dair ümidimizi yeşertecek bir düzeye ulaştı. Bu sayede bilime, akla, mantığa inanan, bilim ve teknoloji gündemini takip eden milyonlarca insan bir araya geldi. Ama artık bu potansiyeli hayata geçirme vakti. Bu noktada Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali çok önemli bir misyon üstleniyor.
Bu festival dijitalde toplanan müthiş enerjiyi dönüştürme fırsatı sunuyor. Siz de sizinle aynı pencereden bakan, insanı, doğayı, evreni merak eden insanlarla bir arada olmak istiyorsanız bu organizasyon tam sizin için. Herkesi bekliyoruz!
"Bilim Virüsü olarak Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali'nde biz de varız!"
Şule Yücebıyık - Bilim Virüsü: Bilim Virüsü olarak Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali'nde biz de varız!
Bilimsel bilgi, toplumla buluştuğunda gerçek dönüşüm başlar. Bilim Virüsü’nün kurucusu olarak, bilimin yalnızca uzmanlara değil herkese ait olduğuna inanıyor; bilim iletişimiyle bilgiyi herkese bulaştırmayı hedefliyoruz. Festival kapsamında, hem bilim iletişimi hem de toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine konuşmalar yapacak, çocuklar için özel olarak hazırladığımız “Benim Bruno’m Atölyesi” ile bilimi eğlenceyle buluşturacağız. 3-7 Eylül’de Seferihisar’da gerçekleşecek bu ilham dolu festivalde, hep birlikte bilimi konuşmaya, paylaşmaya ve çoğaltmaya bekliyoruz!
"Hypatia Bilim İletişimi Festivali çok kritik bir zamanda, çok kritik bir rol oynayacak."
Doç.Dr.Suncem Koçer (Koç Üniversitesi-İnfodemiLAB ): Bilim iletişimi başlıklı pek çok tartışmaya ve uygulamaya tanık oluyoruz. Ancak bu tamlamadaki iletişimgenellikle göz ardı ediliyor veya yanlış tanımlanıyor. İletişim, çok boyutlu, karmaşık ve sosyal bir süreçler bütünü. Bilimsel bilginin görünürlüğü ve erişilebilirliği, onun toplum tarafından benimsenmesinde kritik bir rol oynar; bunu hepimiz kabul ediyoruz. Nasıl anlattığın, ne anlattığın kadar önemlisözüne itirazımız olmaz sanırım. Ama nasılsorusunun cevabını vermek hiç kolay değil. İletişim, toplumsal bir olaydır ve en az toplum kadar karmaşık bir konu. Bilim, bir eforlar bütünüyle ortaya çıkıyorsa, bilimsel bilginin erişilebilir kılınması, aktarımı ve kullanımının sağlanması da en az bu kadar büyük ve kolektif bir eforun sonucunda ortaya çıkabilir. Bu nedenle, Hypatia Bilim İletişimi Festivali çok kritik bir zamanda, çok kritik bir rol oynayacak.
Bilim iletişimini, bilim üreticilerinden halka tek taraflı bir aktarılmış gibi, son derece muhafazakâr bir şekilde tanımlarken ve bu tanım bu alandaki sorunların başında gelirken, Hypatia Bilim İletişimi Festivali'nin bu tanıma da müdahale edeceğini düşünüyorum. Zira bilim iletişiminin paydaşları, tüm iletişim anlarında çoğul ve karmaşık yapıda. Yani, politika yapıcılardan sahtebilimcilere, disiplinlerarası köprülerden, hakikati anlamsızlaştıran siyasi retoriğe ve kimlikler arasındaki hiyerarşilere kadar bu çoğulluğu ve karmaşıklığı görerek, hesaba katarak bir iletişim modeli kurmak zorundayız. Böylece, bilim iletişimini birbirinden kopuk alanlarda dolaşan anlaşılmaz teknik terimlerin tercümesi olmak yerine, anlamın ortaklaşa üretildiği, insanlık tarihinde olduğu gibi yaratıcılığın ön planda olduğu bir alan hâline getirebiliriz. Hypatia Bilim İletişimi Festivali, bu yolda neşenin de merkezde olduğu çok güzel bir durak olacak.
"Bilim İletişimi'nin yaygınlaşmasının dinamikleriyle yurttaş haberciliğinin doğuş ve güçlenme dinamikleri benzer.."
Gökhan Biçici (dokuz8HABER Genel Yayın Yönetmeni) Bilim İletişimi'nin yaygınlaşmasının dinamiklerine baktığımızda yurttaş haberciliğinin doğuşuna ve güçlenmesine neden olan koşullara benzer bir süreç görüyoruz. Yurttaş haberciliği medyada tekelleşmeye, sansüre ve baskılara karşı bir yurttaş reaksiyonuydu, 'Bilim İletişimi' de dünyada ve Türkiye'de bilime yönelik çok yönlü saldırının artmasına ve bilimsel temelli yaklaşımların başta eğitim olmak üzere kamusal yaşamdan uzaklaştırılmak istenmesine karşı bir yurttaş reaksiyonu olarak öne çıkmaya başladı.
Böylesi festivallerin ve benzeri etkinliklerin dijital alanda milyonlara ulaşan bilim iletişimi dinamiklerinin sosyal bir güce dönüşmesinde tarihi bir rol oynayabileceğini düşünüyorum. Hypatia Bilim Platformu, hem tarihsel olarak temsil ettiği karakterin misyonuyla, hem de bugün bilim iletişim plaftormları içinde temsil ettiği yaklaşımla kendisine yakışanı yapıyor. "Hypatia'nın yürüyüşü" tarihsel ve güncel olarak devam ediyor ve bize de bu yürüyüşe güç vermek, eşlik etmek düşüyor.
"Bilim iletişiminin pandemiyle birlikte daha da kritik bir rol üstlendiği çağımızda bilim haberciliği üzerine konuşmayı sorumluluk sayıyorum."
Çağla Üren (Gazeteci - Bilim ve Teknoloji Editörü): New York Times'ın o dönemki tıp yazarı Lawrence K. Altman, 1981'de "41 homoseksüelde görülen nadir kanser" başlıklı makalesini yazana dek bilim dünyası AIDS'i büyük ölçüde göz ardı ediyordu. HIV virüsü bu makalenin uyandırdığı yankının ardından iki yıl sonra tanımlanabildi. Bilim iletişiminin pandemiyle birlikte daha da kritik bir rol üstlendiği çağımızda bilim haberciliği üzerine konuşmayı sorumluluk sayıyorum. Hypatia Bilim'in Seferihisar'daki bilim kampında bu konuyu birlikte tartışmayı dört gözle bekliyorum.
"Dijital alanlarda sadece bilgi vermek ne yazık ki yetmiyor. Güvenli, kapsayıcı, empatiyle çerçevelenmiş bir bilim iletişimi hayal etmek gerekli."
Gülin Çavuş (CancerDisinfo) Dijital alanlar, bizi birbirimize yakınlaştırma ihtimali sunduğu gibi tam tersini de yapabiliyor. Dünyayı değiştireceğine inanılan bilimsel bir gelişme, heyecanlı bir uzay yolculuğu, başka bir grup için güvensizliğin beslendiği yeni bir durum yaratıyor.
Hal böyleyken, dijital alanlarda sadece bilgi vermek ne yazık ki yetmiyor. Güvenli, kapsayıcı, empatiyle çerçevelenmiş bir bilim iletişimi hayal etmek gerekli. Topluluğu merkeze koyarak bilimi daha yakın bir hale getirirken birbirimize de yakınlaşacağımıza inanıyorum. Hypatia Bilim Festivali’nin en önemli katkısı bu nedenle “gerçek” insanlardan oluşan bir topluluğu bir araya getirecek olması. Heyecanlıyım!
"Mikroplastik Araştırma Grubu olarak yerimizi alacağız"
Prof. Dr. Sedat Gündoğdu (Çukurova Üniversitesi): Plastik kirliliği artık tüm canlılığı derinden etkileyen bir fenomen. Bugün plastik kirliliğinden nasibini alamamış ne bir kara parçası ne de bir su kütlesi yok denilebilir. Tüm dünya bu kirlilikten eşit derecede olmasa da etkileniyor. Türkiye ise daha derinden etkileniyor. Türkiye hem Akdeniz'in en kirli sahillerine sahip hem de en fazla plastik çöp ithal eden ülke. Hal böyleyken bu duruma dair doğru bilgiye ulaşmak da imkansızla eş değer. Biz de Mikroplastik Araştırma Grubu olarak doğru bilginin izinde 3-7 Eylülde düzenlenecek Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivalindeki yerimizi alacağız.
"Yapay zekâ, insanla etkileşerek kendi zekâsını katlayıp ortak zekamızı aşma yolunda ilerliyor. Rönesanstan bile derin bir dönüşümün eşiğindeyiz."
Dr. Zuhal Hazar: Yapay zekâ, insanla etkileşerek kendi zekâsını katlayıp ortak zekamızı aşma yolunda ilerliyor. Bu durum, Rönesanstan bile derin bir dönüşümün eşiğinde olduğumuz anlamına geliyor. 3-7 Eylülde düzenlenecek Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivalinde bu kırılmayı bilimsel ve felsefî açıdan tartışacağımız bir panel gerçekleştiriyoruz. Merak ediyorsan, sen de katıl aramıza!
"İkinci kuantum devrimini, toplumsal etkileriyle birlikte tartışacağımız etkinliklerle Festivaldeyiz"
Dr. Yusuf Karlı (Cambridge Üniversitesi - QTurkey): Kuantum fiziği, doğayı algılama biçimimizi kökten değiştirerek bilgiyle kurduğumuz ilişkiyi de yeniden tanımladı. Bu yeniden tanımlama, sadece fizik değil, aynı zamanda iletişim, iletişim güvenliği ve ekonomiye kadar birçok alanı dönüştürme potansiyeline sahip. 3-7 Eylülde düzenlenecek Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivalinde ikinci kuantum devrimini, toplumsal etkileriyle birlikte tartışacağımız etkinliklerle QTurkey olarak biz de yer alıyoruz.
"QTurkey ekibiyle birlikte Kuantum cihazlarının nasıl yapıldığını, “neden hâlâ çalışmıyor bu?” dediğimiz anları ve Hollanda’daki kuantum ortamını tüm samimiyetimle paylaşacağım. Ayrıca yanımda gerçek bir kuantum cihazı da getiriyorum"
Figen Yılmaz (QuTech, TU Delft -QTurkey) Kuantum fiziği kulağa karmaşık geliyor olabilir ama aslında işin içinde bolca sabır ve bolca kahve var. Ben QuTech’te süperiletken kuantum devreleriyle uğraşıyorum—yani minik ama inatçı kubitleri tasarlıyor, üretiyor ve mutlak sıfıra yakın sıcaklıklarda donduruyorum (evet, gerçekten donduruyorum). 3-7 Eylül tarihlerinde İzmir’de düzenlenecek Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde, QTurkey ekibiyle birlikte ben de bu muhteşem etkinlikte olacağım. Kuantum cihazlarının nasıl yapıldığını, “neden hâlâ çalışmıyor bu?” dediğimiz anları ve Hollanda’daki kuantum ortamını tüm samimiyetimle paylaşacağım. Ayrıca yanımda gerçek bir kuantum cihazı da getiriyorum—dokunmak yok ama yakından bakmak serbest. Görüşürüz İzmir!
"Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivalinin, dünya ve Türkiye ölçeğindeki bu saldırılar karşısında, bilimi ve nesnel gerçekliği temel alarak, ülkemizin ihtiyacı olan “safsataya karşı bilim hareketine” dönüşmesini umuyorum."
Cemil Gözel (Bilim ve Ütopya Dergisi Genel Yayın Yönetmeni) Dünyada ve ülkemizde bilim, emperyalizmden ve Ortaçağ düşüncesinden kaynaklanan bir saldırı altındadır.
Astroloji, enerji şifacılığı, sahte psikoloji, alternatif tıp gibi şarlatanlıklardan sosyal bilimlerde Batımerkezci safsatalara, kavram sahteciliğinden postmodern hurafelere, iklim krizi tartışmalarından aşı karşıtlığı propagandalarına, evrim karşıtlığından kaderciliğe kadar bu saldırıların amacı, bilimin hayatın merkezinden uzaklaştırılarak etkisizleştirilmesi ve genel düzlemde güvenilirliğinin sorgulanmasıdır.
Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivalinin, dünya ve Türkiye ölçeğindeki bu saldırılar karşısında, bilimi ve nesnel gerçekliği temel alarak, ülkemizin ihtiyacı olan “safsataya karşı bilim hareketine” dönüşmesini umuyorum. Bilimin hayatta en hakiki yol gösterici olduğunu benimseyen herkesi, bu festivale dikkat kesilmeye çağırıyorum.
"Gençlere yönelik bu tür etkinlikler her zaman önemlidir ama bugün çok daha değerli."
Ender Helvacıoğlu - Bilim ve Gelecek: Hypatia Bilim ve İletişim Festivalini düzenleyen arkadaşları gönülden kutluyorum. Özellikle gençlere yönelik bu tür etkinlikler her zaman önemlidir ama bugün çok daha değerli. Çünkü ülkemiz bilime, bilimsel düşünceye, bilimsel çalışmaya değer verilmeyen bir dönemden geçiyor. Genç arkadaşlara bilimsel düşünce ve yöntemi kavratmak, doğru bilgiye nasıl ulaşabileceklerini öğretmek -moda deyimle- bir beka sorunu Türkiye için. Bol tartışmalı, verimli bir festival diliyorum. Bilime meraklı tüm gençleri bu etkinliğe davet ediyorum. Ben de bir abileri olarak orada yerimi alacağım elbette.
"Dijital araçları sadece tüketen değil, aynı zamanda tasarlayan ve dönüştüren bireyler olmalarını önemsediğimiz katılımcılarla bir araya gelmek bizim için çok değerli."
Nihal Güngör - SistersLab Medya sadece bir aktarım aracı değil, aynı zamanda bir güç alanıysa bu alanın cinsiyet eşitliği perspektifiyle dönüştürülmesi elzemdir. SistersLab olarak 4 Eylül’de Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde “Bilim ve Medyada Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” başlığında bir konuşma gerçekleştireceğiz. Bu konuşmada, bilimsel bilgiye erişimden temsil biçimlerine kadar pek çok başlığı, toplumsal cinsiyet eşitliği odağında birlikte tartışacağız. Ayrıca festival kapsamında kadınların teknoloji üretiminde aktif rol almalarını desteklemek amacıyla temel düzeyde bir Web Tasarımı atölyesi de düzenleyeceğiz. Dijital araçları sadece tüketen değil, aynı zamanda tasarlayan ve dönüştüren bireyler olmalarını önemsediğimiz katılımcılarla bir araya gelmek bizim için çok değerli. 3-7 Eylül tarihleri arasında Seferihisar’da düzenlenecek Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali, disiplinlerarası bir bakışla bilimin toplumsal yüzünü tartışmak için önemli bir alan açıyor. Bilgiyle, bilimle ve eşitlikle ilgilenen herkesi bu festivale davet ediyorum.
"teknolojik devrimin toplumsal ve küresel etkilerini birlikte tartışacağız"
Anıl Anayurt - Uzay Çağında Yolculuk: Uzay ve roket teknolojileri, insanlığın sınırlarını gökyüzünün ötesine taşıyarak geleceği şekillendiriyor. Artık yalnızca gözlem yapan değil, uzaya erişim sağlayan ve orada varlık gösteren bir uygarlık haline geliyoruz. Bu dönüşüm, sadece bilimsel değil; savunmadan iletişime, enerjiden lojistiğe kadar pek çok alanı derinden etkiliyor. 3–7 Eylül’de düzenlenecek Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde, bu teknolojik devrimin toplumsal ve küresel etkilerini birlikte tartışacağımız etkinliklerle biz de yer alıyoruz.
"Bilimi yalnızca laboratuvarların sınırları içinde tutmak, potansiyelini yarım bırakmaktır."
Akın Karahan - Tardi Scope: Bilim, paylaşıldıkça anlam kazanan ve toplumların ortak geleceğini şekillendiren en güçlü araçlardan biridir. Onu yalnızca laboratuvarların sınırları içinde tutmak, potansiyelini yarım bırakmaktır. Bilim iletişimi, bu potansiyeli tamamlamak için bilginin hayatın her alanına taşınmasını ve herkes için erişilebilir olmasını sağlar. Kriz anlarında bu iletişim hayati bir rol üstlenir; deprem, salgın dönemlerinde doğru bilginin yayılması, bilimin hayat kurtaran yanını görünür kılar.Ortak heyecanlarımızda da bilimin sesi bizi bir araya getirir; Türkiye’nin ilk astronotunu izlerken aynı anda gözyaşlarını tutamayan binlerce insan, teleskopla gökyüzüne bakan bir çocuğun gülümsemesiyle aynı coşkuyu paylaşır. Ve tüm bu örnekler, laboratuvarlardan sokaklara, sokaklardan hayallerimize uzanan o güçlü bilim yolculuğunun parçasıdır; işte bu yolculuğun en canlı ve kapsayıcı sahnelerinden biri de Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde hayat bulacak.
Bilim Kurgu sinemasının nabzı da Hypatia Bilim Festivali'nde atacak
Bilim denilince akla gelen başlıklardan birisi olan "Bilim Kurgu" sineması festivalde öne çıkan konu başlıklarından birisi olacak ve bir de galaya ev sahipliği yapacak. Son dönemde bu alanın önde gelen isimlerinden olan Yönetmen Uğur Yağcıoğlu festivalin en özgün yönlerinden birisi olacak olan bu gelişmeyi "Anlam arayışımızın iki yoldaşı bilim ve sanatı aynı potada buluşturmaya çalıştığımız Öz / Kuantum’un Öyküsü belgesel filmimizin galasını Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde yapmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz." sözleriyle duyurdu.
"Anlam arayışımızın iki yoldaşı bilim ve sanatı aynı potada buluşturmaya çalışıyoruz"
M. Uğur Yağcıoğlu - Yönetmen: Anlam arayışımızın iki yoldaşı bilim ve sanatı aynı potada buluşturmaya çalıştığımız Öz / Kuantum’un Öyküsü belgesel filmimizin galasını Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde yapmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Çalıştığımız her filmde araştırma kısmı bizim için ayrı bir tutku. 2024’te seyirciyle buluşan AN filmimizin ön çalışmaları sırasında yolumuz kuantum fiziğiyle kesişti. Bu alanın kapılarını araladıkça, Kuantumla ilgili okudukça, izledikçe, konuştukça ve en değerlisi harika bilim insanlarıyla tanıştıkça Öz’ün bitirilmesi gereken bir film değil, hayatımıza katılması gereken bir süreç olduğunu fark ettik.
Sanatı derinleştirmek için çıktığımız bu yol, bizi tahmin ettiğimizden çok daha derin ve katmanlı bir sürecin parçası yaptı. Zamanla elimizde biriken bilgi, soru, sezgi ve ilhamı tek bir yerde toplamak istedik. İşte Öz / Kuantum’un Öyküsü bu arayışın, bu birikimin ve bu karşılaşmaların bir ürünü oldu. Festivalin yalnızca sunum tarafındaki bir parçası olmak değil, tüm etkinliklerin izleyicisi ve katılımcısı olmak da bizim için çok kıymetli. Yeni sorular, yeni ilhamlar ve yeni dostluklar için heyecanlıyız. Seferihisar’da görüşmek üzere!
"Bilim, evrenin sırlarını aydınlatırken; sanat, bu sırları duygularımıza tercüme ediyor. Her iki alan da insanlığın sınırlarını genişletirken birbirini tamamlayan birer güç oluyor."
Pınar Yağcıoğlu - Genel Koordinatör - Yapımcı Bilim, evrenin sırlarını aydınlatırken; sanat, bu sırları duygularımıza tercüme ediyor. Her iki alan da insanlığın sınırlarını genişletirken birbirini tamamlayan birer güç oluyor. Bu yıl ilki düzenlenen ve güçlü bir başlangıç yapan Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde *Öz / Kuantum’un Öyküsü* belgesel film gösterimimizle biz de orada olacağız. Bilim ve sanatın kesişiminde buluşacak olmamız oldukça heyecan verici. Birbirinden değerli katılımcılar, sanatçılar, bilim insanları ve meraklılarıyla birlikte, bu eşsiz festivalde buluşmamıza çok az kaldı.
Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nin sunduğu bu eşsiz atmosfer geleceğe dair umutlarımızı da yeşertiyor. Bize bu ilham verici ortamı sağladığı için gönülden teşekkür ediyor; birlikte yarattığımız bu deneyimin, daha pek çok yeni keşif ve iş birliğine vesile olmasını diliyoruz.
Festivale güç verecek önemli isimlerden birisi de Türkiye'de bir ilk olarak bir süredir hayata geçirilen "Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali'nin direktörü Filiz Dağ.
"Bilim sadece anlaşılmak için değil, paylaşılmak için vardır. Bilim ve Sanata! diyoruz hep birlikte"
Filiz Dağ - Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali Direktörü:
Bilim sadece laboratuvarlarda değil; sokakta, sanatta, doğada, robotik kodlarda, dijital platformlarda ve uzayın derinliklerinde. İşte bu yüzden Hypatia Bilim ve İletişim Festivali, insanlıkla bilimin bilinçli bir şekilde buluşması için değerli girişimlerden biri daha. Adını tarihin ilk kadın bilim insanlarından Hypatia’dan alan bu festivale katılım sağlayan bizler, bilim yanında; eşitliği, eleştirel düşünceyi anlatmayı hedefliyoruz. Çünkü bugün, yapay zekâdan iklim krizine, dijital dönüşümden toplumsal cinsiyet eşitliğine kadar her konuda ortak bir bilince ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Robotların yalnızca makineler değil, yeni bir diyalog biçimi olduğu bu çağda; uzayın sadece keşif değil, insanlığın kolektif hayali olduğu bir evrende; ve Dijital Rönesans’ın artık bir ütopya değil, güncel bir sorumluluk haline geldiği bu dönemde, Hypatia Festivali bize şunu hatırlatıyor: Bilim sadece anlaşılmak için değil, paylaşılmak için vardır. Bilim ve Sanata! diyoruz hep birlikte
"Bilim kurgu sinemasının, geleceği düşünmek kadar bugünü anlamak için de güçlü bir araç olduğuna inanıyorum."
Serpil Altın (Yönetmen, Senarist, Yapımcı) Bilimle iletişimin yolculuğunu sosyal yaşamın her alanına taşımayı hedefleyen Uluslararası Hypatia Bilim ve İletişim Festivali’nde Bir Zamanlar Gelecek: 2121 filminin gösterilecek olması benim için büyük bir heyecan ve onur. 3 Eylül’de yapılacak gösterimin ardından izleyicilerle bir araya gelerek hem film üzerine sohbet etmek hem de geleceğe dair kurduğumuz ortak hayalleri ve kaygıları paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Bilim kurgu sinemasının, geleceği düşünmek kadar bugünü anlamak için de güçlü bir araç olduğuna inanıyorum. Bu festivalin, bilimi toplumla buluşturma çabası içinde Bir Zamanlar Gelecek: 2121’e yer vermesi, tür sinemasının düşünsel gücüne verilen değeri gösteriyor. Tüm izleyicileri bu buluşmaya davet ediyorum.
Eko Eko Eko belgesel serisi de Hypatia Festival'de
Festival'de öne çıkan konu başlıklarından iklim ve ekoloji alanı olacak. Bu çerçevede Eko Eko Eko Belgesel serisi de Hypatia Bilim katılımcılarıyla buluşacak. Serinin yapımcıları, yönetmeni de festivale katılarak birlikte filmi izleyecek ve ardından da bir söyleşi gerçekleştirecek.
"Eko Eko Eko belgesel serisi tıpkı Hypatia Bilim platformunun yaptığı gibi bilim iletişimini ekonomi-ekoloji ilişkisi çerçevesinde ele alan bir sanat yapıt"
İlkay Nişancı - Yönetmen Eko Eko Eko belgesel serisi tıpkı Hypatia Bilim platformunun yaptığı gibi bilim iletişimini ekonomi-ekoloji ilişkisi çerçevesinde ele alan bir sanat yapıtı. Festivalde göstereceğimiz bölüm ise yıkanmak istemeyen çocukları anlatıyor. Ekoloji mücadelesini akıntıya kapılmadan yürüten çevre aktivistleri ve akademisyenlerin izinde mevcut akademinin de sorgulandığı bölümü birlikte izlemek ve sonrasında bu konu üzerine söyleşi yapmak için biz de orada olacağız.Günümüz akademisinde araştırmalar ne için yapılıyor? Toplum yararına araştırma yapmak için fon bulmak mümkün mü? A sınıfı dergiler neye hizmet ediyor? Belgeselin üstüne bu konuları tartışacağımız söyleşimize ilgilenen herkesi bekleriz.
"Gelin, çevrecilik, aktivizm ve bilimin nasıl buluşması gerektiğini birlikte tartışalım."
Hakan Fıçıcı - Yapımcı Eko Eko Eko gibi bir belgesel yapmak Türkiye'de ekoloji mücadelesinin külliyatını 14 bölümlük bir belgeselde anlatmak, havanın, suyun, toprağın nasıl kirletildiğini Anadolu'yu gezerek göstermek bizim için bilim iletişimi adına çok kıymetliydi. Hypatia Bilim ve İletişim Festivali de içerikten bir bölümü izleyiciyle buluşturup tartışılmasına imkan vereceğinden bizi çok heyecanlandırıyor. Gelin, çarpık bir düzene karşı nasıl mücadele edileceğini bize dört farklı örnekle gösteren bölümümüzü beraber izleyip, çevrecilik, aktivizm ve bilimin nasıl buluşması gerektiğini birlikte tartışalım.
Masis Aram Gözbek de eşsiz bir kolektif müzik deneyimi için festivalde olacak
"Tüm farklılıklarımızla bir araya gelip tek bir ses çıkarmaya, yapay zekânın yapabildikleri kadar biraz da neleri yapamadığını konuşmaya, hep birlikte deneyimlemeye hazır mıyız?"
Masis Aram Gözbek (MAGMA & Boğaziçi Caz Korosu Kurucu Şefi ve Sanat Yönetmeni) Koroda şarkı söyleyen herkesin kalp atışlarının da eş zamanlı hale geldiğini duymuş muydunuz? Ne çok şey ifade ediyor, değil mi? Birlikte şarkı söyleyebilmenin değiştirici ve dönüştürücü gücünü, bu uyumun ne kadar kırılgan ama bir o kadar da güçlü olabileceğini, her şeye rağmen tutkularımızın peşinden koşmayı, yolda olmayı, riskler almayı, hangi engellerle karşılaştığımızı ve bizi daha nelerin beklediğini konuşacağız. Yapay zekâ çağında duygularımızın rolünü, onlarla ne yapmamız gerektiğini ve bunun insan sesiyle olan bağlantısını sorgulayacağız.
Biz koroda aslında hep o hayalini kurduğumuz, hep birlikte huzur ve barış içinde yaşayabilme idealini kendiliğinden deneyimliyoruz. Nasıl mı? Çünkü koroda birbirimizi daha iyi dinlemeyi ve dolayısıyla daha iyi anlayabilmeyi, yardımlaşmayı, paylaşmayı, aynı anda nefes almayı, ortak bir amaç uğruna tek ses çıkarabilmeyi, bir olabilmeyi öğreniyoruz. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeyi ve bir araya gelerek oluşturduğumuz harmandan keyif almayı deneyimliyoruz.
Peki ya bizler, tüm farklılıklarımızla bir araya gelip tek bir ses çıkarmaya, yapay zekânın yapabildikleri kadar biraz da neleri yapamadığını konuşmaya, "80 Milyonluk Bir Koro Olabilmeyi" hep birlikte deneyimlemeye hazır mıyız? O hâlde 3-7 Eylül’de Hypatia’da görüşmek üzere!