İstanbul’un her köşesi bir hikâye saklar; kimi ihtişamlı zaferlerle, kimi romantik aşklarla, kimi de ayrılıkların hüznüyle anılır. İşte o hüzünlü köşelerden biri de adını bizzat ayrılıklardan alan Ayrılık Çeşmesi’dir. Kadıköy’de bulunan ve bir semte adını veren bu çeşme, sadece bir su kaynağı değil; Osmanlı’dan günümüze taşınan derin bir toplumsal hafızanın sembolüdür. İşte, Ayrılık Çeşmesi’nin hikayesi…
Ayrılık Çeşmesi’nin Hikayesi
Ayrılık Çeşmesi’nin hikâyesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun sosyal ve askeri yaşamıyla iç içe geçmiş bir tarih sunar. Çeşmenin tam inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 17. yüzyılın başlarında Kapı Ağası Gazanfer Ağa tarafından yaptırıldığı düşünülür.
İlk yapıldığında yanına bir namazgâh da eklenmiş, yani hem ibadet hem de su ihtiyacını karşılayan çok işlevli bir yapı olarak tasarlanmıştır.
Mimarisi oldukça sadedir: küfeki taşından yapılmış dikdörtgen formda bir gövde, ön yüzünde kemer, musluklar ve üzerinde dikkat çekici kitabeler bulunur. Bu kitabeler, yapının tarih boyunca önemini ve gördüğü bakımları anlatır.
Mesela, 1741’de Kapı Ağası Ahmet Ağa tarafından tamir ettirildiği, 1921-1922 yıllarında ise Sultan V. Mehmet’in torunu Dürriye Sultan tarafından restore ettirildiği belgelenmiştir.
Ama esas hikâye, çeşmenin bulunduğu konumda gizlidir. Osmanlı döneminde Haydarpaşa Çayırı’nın kenarında yer alan Ayrılık Çeşmesi, İstanbul’dan Anadolu’ya giden yolların başlangıç noktasıydı. Bu yüzden de ordular, surre alayları ve hac kervanları burada toplanırdı.

Düşünün, 1638’de IV. Murat’ın Bağdat Seferi… Binlerce asker sefere çıkmadan önce bu meydanda toplanıyor, aileleriyle göz göze geliyor, son kez sarılıyor. Çeşmenin suyu belki susuzluk gidermek için içiliyor ama asıl olarak gözyaşlarıyla birleşiyor.
Ayrıca burası sadece asker uğurlama noktası değildi. Surre alayları, yani padişahın Mekke ve Medine’ye gönderdiği hediyeleri taşıyan kervanlar da burada dualarla uğurlanırdı. Hac yolculuğu için yola çıkanlar, sevdikleriyle son kez helalleşir ve bu çeşmenin başında ayrılırlardı.
İşte bu yüzden çeşmeye “Ayrılık” adı verildi. Çünkü gidenler burada uğurlanır, kalanlar burada gözyaşı dökerdi.
Tarihçiler bu çeşmeyi “veda noktası” olarak tanımlar. Edebiyatta da yankı bulmuş; ayrılık temalı şiirlerde, şarkılarda ve romanlarda ismine rastlanır.

Ayrılık Çeşmesinin Kaderi
Çeşmenin kaderi de en az hikâyesi kadar dramatiktir. 1930’larda suyu kesilmiş, 1940’larda yol çalışmaları sırasında toprağa gömülmüş. 1980’lerde yol seviyesinin düşürülmesiyle tekrar gün yüzüne çıkarılmış.
2000’li yıllarda Kadıköy Belediyesi restorasyon projeleri hazırlamış, hatta çevresinde arkeolojik kazılar yapılmış. Bu çalışmalarda namazgâhın taş kalıntıları ve üç yalak ortaya çıkarılmıştır. Marmaray ve metro çalışmaları sırasında yeniden bakım görmüş, bugün de Ayrılık Çeşmesi Metro İstasyonu’nun hemen yanında yer almaktadır.
Bu durum, geçmişle bugünün iç içe geçtiğini gösteriyor. Her gün binlerce kişi metroya girip çıkarken, belki farkında olmadan bu hüzünlü tarihin tam kalbinden geçiyor.

Ayrılık Çeşmesi Hangi Semte Bağlıdır?
Ayrılık Çeşmesi, Kadıköy ilçesinin Rasimpaşa Mahallesi’nde bulunur. Semtin adı da doğrudan buradan gelmiştir: Ayrılıkçeşme. Üsküdar’a yakınlığı sebebiyle sık sık karıştırılsa da resmi olarak Kadıköy sınırları içerisindedir. Büyük Karacaahmet Mezarlığı’nın ucunda, İbrahim Ağa Camii’nin yakınındadır.
Semtin atmosferi de çeşmenin adını taşır. Mezarlık, eski camiler ve dar sokaklar Osmanlı mirasını hatırlatır. Karacaahmet Mezarlığı’nın sessizliğiyle çeşmenin vedaları birleşince, burası İstanbul’un “en hüzünlü semti” olarak anılmaya başlamıştır.
Modern dönemde semt, Marmaray ve M4 metro hattı sayesinde İstanbul’un en önemli ulaşım noktalarından biridir. Yani hem tarihi bir uğurlama noktası hem de günümüzün hareketli ulaşım merkezlerinden biri olmayı sürdürmektedir.

İstanbul’un Duygusal Haritasında Ayrılık Çeşmesi
Bugün Ayrılık Çeşmesi’ne uğradığınızda, sadece tarihi bir çeşmeye bakmazsınız; aslında yüzlerce yıllık ayrılıkların yankısını hissedersiniz. Semt, modern hayatın kalabalığıyla canlıdır, etrafında kafeler ve parklar bulunur. Ama çeşmenin önünde durup Karacaahmet’in sessizliğini dinlerseniz, o eski uğurlamaları hayal edebilirsiniz.
Ayrılık Çeşmesi, İstanbul’un sadece taş yapılarından biri değil; aynı zamanda şehrin duygusal atlasında özel bir işaret. Askerler, hacılar, yolcular… Hepsi bu noktadan geçip gitmiş, geride kalanlar ise ayrılık acısıyla burada kalmıştır. Bugün de ismini, hüznünü ve hatırasını yaşatmaya devam ediyor.





