CHP'li Akın ayrıca "Avrupa Yeşil Mutabakatı başta olmak üzere uluslararası düzeyde ‘yeşil yeni düzen’ paradigmasının açığa çıkardığı fırsatlar, Türkiye için hızlı ve kapsamlı bir sıçrama yapmak için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Türkiye’nin yeşil yeni düzen ve yeşil dönüşüm bağlamında bir açılıma ihtiyacı vardır” diye konuştu.

Ahmet Akın, "Enerjide Yeşil Dönüşüm" raporunu bugün yayınladı. Akın’ın hazırladığı raporda özetle şunlar yer aldı:

“ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ, YEŞİL EKONOMİ DÖNÜŞÜMÜNÜN EN ÖNEMLİ BAŞLIKLARINDAN BİRİNİ OLUŞTURMAKTADIR”

“Covid-19 pandemisiyle birlikte iklim değişikliğine karşı başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada daha somut eylem planları hayata geçirilmeye başlanmıştır. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile kısaca iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın önüne geçerek modern, kaynak verimli ve rekabetçi sürdürülebilir ekonomiye dönüşüm hedeflenmektedir. Bu kapsamda enerji dönüşümü, yeşil ekonomi dönüşümünün en önemli başlıklarından birini oluşturmaktadır.

“FİNANS SİSTEMİNDE YEŞİL DÖNÜŞÜMÜN SAĞLANMASI İÇİN GEREKLİ ÇALIŞMALAR YAPILACAK”

Türkiye enerji sektörünün ve sanayisinin karbon emisyonu yoğundur ve dış enerji kaynaklarına bağlı bir yapıdadır. Avrupa’daki yasal düzenlemelere göre 2023 yılından itibaren çimento, demir-çelik, 2026 yılından itibaren de AB üyesi ülkelere satılan her ürün için sınırda karbon vergisi uygulaması hayata geçirilecektir. Türkiye ihracatının yüzde 40’tan fazlası AB üyesi ülkelerle yapılmaktadır. Ekonomideki yeşil ve iklim değişikliği odaklı dönüşüm finans dünyasında da yaşanmaktadır. Devletler, kurumsal yatırımcılar, çok uluslu kalkınma bankaları ve merkez bankaları, politikalarını ve kredi temalarını yeşil odaklı yapılandırmaya başlamaktadır. Bu kapsamda Türkiye’nin finans sisteminde yeşil dönüşümün sağlanması için gerekli çalışmalar yapılacak.

“YEŞİL YENİ DÜZEN AÇILIMINA İHTİYAÇ VAR”

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından 2021 yılında ilk kez yayınlanan ‘Yeşil Gelecek İndeksi’ verilerine göre 76 ülkenin uyguladığı yeşil, iklim odaklı politikalarda Türkiye, 68. sıradayken 2022 yılında 69. sıraya gerilemiştir. Dolayısıyla Türkiye’de yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği konusunda nitelikli politikalara, yeni kurullara ihtiyaç duyulmaktadır. Avrupa Yeşil Mutabakatı başta olmak üzere uluslararası düzeyde ‘yeşil yeni düzen’ paradigmasının açığa çıkardığı fırsatlar, Türkiye için hızlı ve kapsamlı bir sıçrama yapmak için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Türkiye’nin yeşil yeni düzen ve yeşil dönüşüm bağlamında bir açılıma ihtiyacı vardır.

“YENİ KURAL VE KURULLAR OLUŞTURULACAK”

Yeşil dönüşüm ekseninde odaklanma, birbiriyle tutarlı sanayi, enerji, ticaret ve finansman stratejilerinin geliştirilmesi, dünyadaki yeni finansman olanaklarından yararlanmayı da mümkün kılacaktır. Yeşil dönüşümde ve yeşil dönüşümün finansmanında dünyadan olumsuz anlamda ayrılan Türkiye’nin hızla uluslararası eğilimlerle bir arada olması gerekmektedir. Bu kapsamda yeni kurullar ve yeni kurumların oluşturulması yeşil dönüşüm için büyük bir önem taşımaktadır.

“EKONOMİ PLANLARI DÖNÜŞÜME UYGUN OLACAK”

Tüm ekonomi ve kalkınma politikaları iklim değişikliği, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma ekseninde yapılandırılmalıdır. Bu kapsamda kurulacak Stratejik Planlama Teşkilatı’nın hazırlayacağı tüm planları, iklim değişikliği ve yeşil dönüşüme uyumlu yapılacaktır. Finans sektöründe yeşil dönüşüm sağlanacaktır. Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Sermaye Piyasası Kurumları, Borsa İstanbul’da ve diğer destek kurumların politika ve iş yapış şekilleri, iklim değişikliği ve yeşil dönüşüm ile uyumlu hale getirilecektir.

“KAMUNUN ENERJİDEKİ ROLÜ YAPILANDIRILACAK”

İklim değişikliği ve yeşil dönüşüm kapsamında kamunun enerji politikalarında rolünün yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Türkiye’nin enerji politikalarının kısa-orta ve uzun vadeli planlamayla yönetilmesi için çalışma yapılması gerekmektedir. Anlık enerji politikası uygulamalarının olumsuz sonuçlarını ülkemiz her kesimde yaşamaktadır.

“GÜNEŞ VE RÜZGAR TEKNOLOJİ OFİSİ KURULACAK”

Güneş ve rüzgar enerjisinde Türkiye’deki teknolojik ilerlemelerin artarak devam edebilmesi için sektör paydaşları ile yakın iş birliği içinde olunması gerekmektedir. Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisinde tüm makine teçhizat gereksinimini kendi kendine sağlayan, bu alanda teknoloji ve makine parkı ihraç eden bir ülke haline getirilecektir. Bu doğrultuda özel sektör, kamu kurumları, üniversiteler, meslek okulları, TÜBİTAK gibi kurumlarla iş birliği içinde hareket edecek Türkiye Güneş ve Rüzgar Teknoloji Ofisi kurulacaktır.”