Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı Kanunu Teklifi, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda bugün görüşüldü. CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki, Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün Gaziantep Üniversitesi bünyesinde olması gerektiğini söyledi.

Basılan kitapçıkta yer alan maddi hatalara da dikkat çeken Adıgüzel şunları söyledi:

Fuarda en çok konuşulan bu broşür oldu biliyor musunuz? Bu broşürü gören kahkaha attı. Sonra da arkeologlar, gülmece dergisi gibi bu broşürden elde edip bakıp bakıp bunu neşelenmek için kullandılar. Ben bundan elde ettim. Biraz önce İstanbul’dan geldi bana, ben sizin için kolaylık yapacağım. Burada yazan komik ifadeleri, bir arkeoloğun elinden çıkması gerekirken kimlerin bunu yaptığıyla, 7 yıllık tecrübeden bahsediyorum. Şimdi okuyacağım size. Paleolitik çağ 400 bin değil 2 buçuk yıl önce başladı arkadaşlar. Bütün çağlar ile ilgili tarihler yanlış, Ani Harabeleri herkes bilir ki Kars’tadır, burada Van’da yazıyor. Nemrut Dağı, herkes bilir ki Adıyaman’da burada Denizli’de yazıyor. Malabadi Köprüsü Batman değil Diyarbakır’dadır. Pulur, Elazığ’da değil Tunceli’dedir. Karatepe Kayseri değil Osmaniye’dedir. İlyasos İzmir değil Muğla’da, Midas kenti Denizli değil Eskişehir’de, Afrodizyas, İzmir değil Aydın’da, Leton antik kenti Antalya değil Muğla’dadır arkadaşlar. Milet, Denizli değil Aydın’da, Asos, Antalya değil Çanakkale’de burada Antalya’da yazıyor. Miletus yine Aydın’da, Didim, Antalya değil Aydın’da, Efes Antalya’da değil arkadaşlar İzmir’de hepiniz bunu biliyorsunuz.

Hepsi bir yana, adı üstünde Ankara Kalesi’ni Side’ye nasıl taşıdınız? Şimdi Osmanlı İmparatorluğu’nun İngilizcesi ‘The Ottoman Republic’ yazılmış yani Osmanlı Cumhuriyeti, şimdi böyle bir şey vardı, bu aslında bir film ismi, buradaki bir arkeoloji biliminin, sanatın en üst düzeyinde yapılan fuardaki bir yerde olmaması gerekiyor. Yine Türkiye Cumhuriyeti, İngilizcesi ‘Ottoman Empire’ yani Türkiye Cumhuriyeti’ne, Osmanlı İmparatorluğu denmiş, bunun gibi dünya kadar örnek var. Bu içerisinde aslında ben şöyle baktım, doğruları saymaya çalıştım yüzde 80’i bunun yanlış. Hakikaten buna bakınca bir arkeoloğun gülmemesi mümkün değil, normal insanın biz güldük okuduğumuz zaman, yani bu 7 yıllık bir büyükşehir belediyesi uhdesindeki enstitü faaliyeti olarak söylüyorum. Bunu az önce dediğim yere gelmek istiyorum. Bu işin ehli olmayan insanların, ehli olmayan yerde nasıl yönetildiği ortaya çıkacağı için anlatıyorum.

Bakın ben size bir örnek vereyim, hakikaten sizin dimağınız da canlanacak. AK Parti geçmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ‘ben böyle sanatın içine tüküreyim’ dedi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bakın orada, yani sanata karşı bakış açısını söylemek için söylüyorum. Bu ülkede bakın heykeller, sanat yapıları fiziki saldırılarla karşı karşıya kalıyor. Bu sanat kurulunda mesela, kimler var veya bu mütevelli heyeti, şimdi arkeolojik bir eserin bir insan figürü veya heykelini darp ettiğine karşı bir durumla karşılaşıldığında, Büyükşehir Belediye Başkanınız Fatma Şahin de herhalde Muharrem Sarıkaya’yı seyrettiği gibi seyreder diye düşünüyorum. Çünkü sonuçta bir siyasidir. Siyasetin, sanata bakış açısı farklı olabilir. Herkesin siyasi bakış açısı farklı olabilir, sanatta böyle olmamalı arkadaşlar. Bir belediye uhdesinde bir arkeoloji enstitüsüne biz karşıyız. Gaziantep’te eğer belediye demeseydiniz sayın vekilim eğer Gaziantep Üniversitesi bünyesinde deseydiniz hiçbir itirazımız olmayacaktı. O yüzden bu işi Gaziantep’in gaziliği üzerine getirmeyin çünkü bu ülkede her ilden gaziler çıkmıştır. Gaziler bizim için çok kıymetlidir. Cumhuriyet’in bu kuruluş yıllarındaki bu Kurtuluş Savaşı’nda Müdafaa-i Hukuk geleneğinin devamı olan CHP’ye böyle bir suçlamayı ben çok doğru bulmuyorum. Mesela hemen komşu il var. Adıyaman’da Nemrut var. Şanlıurfa’da Göbeklitepe var. Her birisinin ayrı talebi olabilir, hepsi bizim için çok kıymetli. Gaziantep Üniversitesi bünyesine koysa burada hiç kimse buna itiraz etmez. Gazilerimizi, milli duygularımızı kullanarak bizim oradaki eleştirimize başka bir açı kazandırmaya çalışmayın bunu özellikle söylemek istiyorum.

En acısı da ne biliyor musunuz? Bu enstitü 2022 yılında Erzurum’da vefat eden bir defineci için taziye mesajı yayınladı. Yani definecilerin kültür mirasına bu kadar verdiği zararı bildiğimiz halde, bu enstitü sosyal medya hesabına bakın başka da söyleyeyim, Osman Hamdi Bey’in Nemrut Dağı kazı raporu yeniden basıldı değil mi? Kraliyet mezarlığı olması gereken başlık, kral mezarı yazmışsınız, bu kadar büyük hata olur mu? Bu enstitünün liyakatli kişiler tarafından yönetilememesinin sebebi siyaset güdümünde gitmesi, o yüzden diyoruz ki biz, güzel Gaziantep’imizde olsun ama üniversite bünyesinde olsun. Mesela diyorsunuz ki ‘başka ülkelerde var’ arkadaşlar biz de okuyoruz, biz de araştırıyoruz. Başka ülkelerde olan hiçbirisi belediye bünyesinde değil. Üniversite uhdelerinde, bir tanesi Almanya’daki Dışişleri uhdesinde yani biz işte İngiltere’deki İzmir’e koymuş, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne mi koymuş? Biz istiyoruz ki, bizim Anadolu coğrafyamız son uğrak noktamız, son geldiğimiz nokta, Asya’da kocaman bir coğrafyada kültürel varlıklarımız var. Araştırılsın, çıkarılsın ama diyoruz ki bunları üniversitelerle, yetkin kişilerle siyaset bulaşmadan, Mimar Sinan Üniversitesi var orada, Gaziantep Üniversitesi var illa burada yapacaksak. Bu olacak iş mi? Türkiye Cumhuriyeti’ne Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı Cumhuriyeti derseniz, millet size güler arkadaşlar.